1||Üç gün içerisinde hallet||

251 20 2
                                    

Hyunjin ürünleri raflara yerleştirme görevini tamamladıktan sonra çıkmak için hazırlanırken çalışma arkadaşı eline viladayı tutuşturmuş ve yerleri silmesini söylemişti.

Hyunjin"Ben kapanışa kalmıyorum biliyorsun."

Miyeon"Ne bu havalar? Hep ben mi kapatmak zorundayım marketi?"

Hyunjin"Biz patronla böyle konuştuk."

Miyeon"Bir kereliğine kapatırsan ölmezsin, bugün arkadaşımın doğum günü var."

Miyeon çantasını alarak marketten çıkmıştı bile. Hyunjin endişeyle saati kontrol etti. Hızlıca son işleri bitirip marketi kapatması gerekiyordu yoksa ikinci işine geç kalabilirdi.

Marketi kapatır kapatmaz koşmaya başladı. On dakika içerisinde barda olması gerekiyordu, taksiyle gitmesi daha mantıklı olsa da az kuruş parasını taksiye harcama lüksü yoktu. Şansına durakta bir otobüs kalkmak üzereydi, koşma hızını arttırarak otobüsü durdurdu ve nefes nefese kendini otobüse attı. Doğru düzgün yemek yemediği için başı dönmüştü ayrıca her zamanki gibi sıkışık olan otobüsün içinde nefes almakta zorlanıyordu. Cam kenarına doğru ilerleyerek orada ayakta durmaya devam etti. En azından otobüsün daha havadar olan kısmına ulaşabilmişti.

Bara geldiğinde hızlıca önlüğünü giyip bardakları yıkamaya yöneldi. Barmen kendisine ters bir bakış attığında kısaca özür dilemişti. Yalnızca beş dakika geç gelse de barmen farkında görünüyordu.

Eunwoo"Neden geciktin? Barın bu saatlerde yoğunluktan patladığını biliyorsun."

Hyunjin"Özür dilerim bir daha olmaz."

Eunwoo"Bu kadar basit mi sandın? Ben molaya çıkıyorum."

Hyunjin"Bu yoğunlukta mı?"

Eunwoo"Yoğunluğun farkına varmana yardımcı oluyorum."

Barmen Hyunjin'i bir başına kalabalığın içinde bırakınca bu sefer stresten başı dönmüştü. Derin bir nefes aldıktan sonra bardakları bir kenara bırakarak yeni gelen siparişleri hazırlamaya koyuldu. Bir yandan da saçlarına ve güzelliğine gelen iltifatlara gülümseyerek teşekkür etmeye çalışıyordu.

Eunwoo geri döndüğünde Hyunjin biraz soluklanabilmiş bardaki müşterilerde gözlerini gezdirirken yüzünün yarısı ve tüm kıyafetleri siyahlar içinde olan, günlerdir kendisini her yerde takip edip izleyen kişiyi fark edemedi. 

Jisung o kadar siyahlar içindeydi ki bardaki siyah duvarlarla bütünleşmiş bir şekilde kendini kamufle edebiliyordu. Üzerinde tek parlayan şey varsa o da jöleyle geriye yapıştırdığı siyah saçları olabilirdi. Yüzünün yarısını kaplayan siyah maskeyi düzelterek Hyunjin'i izlemeye devam etti. Normalde kararsız biri olmasa da Hyunjin'i izlerken oldukça kararsız kalıyordu. Eğer yanlış bir seçim yaparsa... böyle bir şansı olmadığını biliyordu Jisung. Dikkatli olmalı ve örgüte doğru insanlar katmalıydı. Kafasını karıştıran tek bir nokta vardı o da Hyunjin'in sefil bir hayat yaşamasına rağmen yüzündeki sıcak gülümsemeydi. Sanki halinden mutlu gibi görünüyordu. Mutlu insanlar bir işe yaramazdı... en azından Saver için.

Jisung çalan telefonunu hızla açtı ve efendisi Draven'i dinledi.

Draven"Jisung... Saver'a yeni üye getirmeyeli uzun zaman olmadı mı sence de? Sadece hatırlatmak için aradım."

Jisung ne zaman kalın ses tonunu duysa içi ürperiyordu. Karanlığın içinde kaybolmuş olsa da Draven'dan herkes korkardı, onun sağ kolu olsa bile... Elbette bu karanlık ve ürpertici ses tonu gerçek olamazdı, adının Draven olduğundan bile şüphe duyuyordu Jisung.

saver⚝changjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin