3||Sözleşmeyi imzalamak istiyorum||

127 17 7
                                    

Hyunjin telefon yüzüne kapandıktan sonra her ne kadar gece gece ormanın içindeki adrese gitmeye korksa da bunu yapması gerektiğini hissediyordu.

Jeongin'in uyuduğunu kontrol ettikten sonra üzerine çeki düzen vererek evden çıktı. Kot pantolon ve kot ceketiyle iş görüşmesine gitmenin ne kadar uygun olup olmadığını sorgulasa da giyecek bir gömleği olmadığı için yapacak bir şey yoktu. Ayrıca dünyanın en saçma iş görüşmesine gidiyordu şuanda o yüzden kıyafetleri içinde bulunduğu durumun yanında gayet uygun kalıyordu.

Gecenin üçünde etrafta hiç otobüs olmadığından Hyunjin'in orman yoluna gitmesi uzun sürmüştü. Adresi bulabileceğinden de pek emin değildi, karanlık yoldan ayrılıp ormana daldı. Şuan tek korktuğu şey karşısına çıkabilecek vahşi hayvanlar olsa da Jisung'un siyah temalı  ev ofisini gördükten sonra korkuyla olduğu yerde durmuştu.

Bir ev ne kadar ürpertici olabilirdi ki? Havanın sisli olması, rüzgarın sesi ve şiddetiyle sallanan ağaçlar, evin simsiyah olması ve karga sesleri evi ürpertici yapmaya yetiyor ve artıyordu. Hyunjin ormana girene kadar havada rüzgar yoktu bile. Peki ya bu yoğun sis neyin nesiydi? Başka bir boyutta gibiydi.

Eve yaklaştığında kapının çevresindeki örümcek ağlar korkması için son damla olmuştu ve Hyunjin korkuyla çıkardığı sese engel olamamıştı.

Hyunjin"Bu nasıl bir iş görüşmesi? Yanlış mı geldim?"

Cebindeki notu çıkarıp adresi tekrar kontrol ederken Jisung duyduğu korku dolu sesi ürkmüş ceylan sesine benzeterek kapıyı açtı. Hyunjin nottan başını kaldırıp Jisung'u karşısında gördüğü an korkuyla bağırarak birkaç adım geri gitti.

Bir an hayalet gördüğünü sanmıştı. Gözlerini kaçırmayı bırakıp Jisung'a dikkatlice baktığında onun insan olduğunu anladı, şuan buna rahatladığına inanamıyordu. Vay be karşısında bir insan vardı.

Hyunjin"B-Ben doğru geldim değil mi? Bay Han ile görüşecektim."

Jisung bir şey söylemeden içeri geçerken Hyunjin açık bırakılan kapıdan tedirgin adımlarla içeri geçti. İçerisi dışarıdan beterdi resmen. Hyunjin duvarlara asılı olan kan, vahşet ve değişik semboller içeren tabloları gördükçe ürperiyordu.

Hyunjin"Şey... elektrikler filan mı kesik acaba?"

Evin içini mumlar aydınlatıyordu. Hyunjin Jisung'u takip ederken gergin atmosferi bölmek adına boş konuşmalar yapıyordu.

Jisung bir odanın kapısının önünde dururken Hyunjin'e kısa bir bakış atmıştı. Hyunjin seslice yutkunarak başını eğdi ve elleriyle oynadı. Hayatı boyunca hiç bu kadar gergin olduğunu hatırlamıyordu. Buraya gelmekle hata ettiğini düşünüyor ve acaba yol yakınken koşarak kaçsa mıydı bilemiyordu.

Jisung kilitli kapıyı açtı. Önce Hyunjin'in içeri geçmesi için yana çekilmiş Hyunjin'in geçmesiyle kendisi de geçecekken önündeki bedene çarpmıştı. Hyunjin geniş odanın içerisindeki kafasında karton poşet takılı, odanın kenarlarına dizilmiş insanları görünce korkudan geriye doğru adımlamıştı.

Jisung elini sırtına koyarak Hyunjin'i hafifçe itti ve odanın kapısını kitledi.

Hyunjin"B-Bu ne böyle!? Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz? Korku evine filan mı geldim yoksa?"

Jisung kollarını çaprazlamış bir şekilde Hyunjin'in ortama alışarak sakinleşmesini bekledi. Hyunjin korku dolu gözlerle hareket etmeyen, ayakta dikilmiş olan insanlara bakıyordu. Hemen ardından yüzünü Jisung'a döndürdü çünkü Jisung bu gördüklerinin yanında korkunç kalmıyordu.

Hyunjin"Bay Han ben çıkmak istiyorum. Başka bir odada yalnız görüşsek olur mu?"

Jisung"Hayır."

saver⚝changjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin