"Sen.." karşısındaki kişinin kafasına vurdu. "Salak mısın Steve gece gece böyle mi gelinir?!" dedi.
Steve gülerek kafasını tuttu. "Elin çok ağır prenses. Ne zamandır yoksun ortalarda ben de seni merak ettiğim için geldim" diye açıkladı kendini.
Victoria kafasını iki yana sallayıp yere düşen bıçağını aldı. "Seni öldürebilirdim farkındasın değil mi?" dedi elindeki bıçağı onun gözünün önünde sallayıp. "Bir daha geleceğin zaman önceden haber ver ya da en azından gece gece çalılıklarıma girme" diye azarladı.
Steve teslim olurcasına ellerini kaldırdı. "Tamam tamam, özür dilerim bıçakla geleceğini tahmin etmemiştim" dedi ve yeniden güldü.
Victoria en son 7 ay önce Steve'in barına gitmişti. Ancak hiçbir şey söylemeden sadece içip sarhoş olmuştu. Kıvırcık olan kız başka bir şey demeden içeriye adımladı ve Steve de arkasından eve girdi.
İkiside sessizce koltukta oturuyordu. Steve bu sessizlikten rahatsız olup "anlat bakalım prenses nedir seni bu kadar sessiz ve üzgün yapan şey? Bara da gelmiyorsun belli ki bir şey olmuş" dedi.
Victoria gözleri dolarak 8 ay once neler olduğunu ve 8 aydır neler yaptığını arkadaşına anlatmaya başladı. Steve onun gözlerinin dolduğunu görünce tereddüt ederek kollarını kıza sardı. Victoria güçsüzce karşılık verip "hayat hiç adil değil Steve.." diye mırıldandı.
"Evet biliyorum prenses ama intikam alman Alina'yı bize geri getirmeyecek" dedi.
Victoria bunu zaten biliyordu.
"Biliyorum Steve ama içimdeki bu ateş belki biraz olsun söner" dedi geri çekilerek.
Victoria ayağa kalkıp mutfağa doğru ilerledi. "Kahve içer misin?" diye sordu. Steve'e. Steve onu onaylayıp mutfağa ilerledi. Victoria kahveleri yaparken Steve sessizce duruyordu. Bu sırada açılan kolundaki izleri gördü.
"Ahh prenses hadi ama.. Söz vermiştin" diye söylendi.
Victoria anlamsızca ona baktı ve "ne diyorsun Steve?" diye sordu.
Steve ona yaklaşıp kolunu tuttu ve tişörtün kolunu iyice sıyırdı.
"Bunu diyorum Victoria. Bir daha yapmayacağına dair söz vermiştin, Alina seni Bella yüzünden terk etmedi değil mi? Bana söylemediğin başka bir şey var" dedi.
Evet Victoria ona Alina'nın öldüğünü söylememişti.
Victoria hızla kolunu ondan çekip tişörtün kolunu indirdi. Derin bir nefes alıp kahvesini Steve'e uzattı ve "otur" dedi. İkiside oturunca Victoria 8 ay önce Alina'yla yemekte neler yaşadıklarını anlattı.
Steve şok olmuş bir sekilde onu dinliyordu. "Alina öldü mü?" diye sordu inanamazcasına. "Ve onu Bella öldürdü.. Sikeyim bu da ne böyle."
"Neden bunca aydır bana gelmedin prenses, beraber bir şeyler planlayabilirdik" dedi.
O gece ikiside sabaha kadar dertleşip konuşmuşlardı.
Sabah gözlerini açan ilk kişi Victoria olmuştu. Cookie'yi Steve'in kucağında yatarken görünce gülüp ayağa kalktı ve duşa girmeye karar verdi. Yarım saatlik bir duşun ardından giyinip aşağıya indi. Bu sırada Steve uyanmış ve Victoria'ya kahvaltı hazırlamıştı.
"Bu ne için Steve" diye söylenmişti Victoria.
"8 aydır doğru düzgün hiçbir şey yemediğine eminim prenses o yüzden bunları yemeden hiçbir yere gidemezsin. Şimdi otur ve kahvaltını yap" dedi Victoria'ya.
Victoria başka bir çaresi olmadığını anlayıp sofraya oturmuş ve yemeye başlamıştı. Steve haklıydı 8 aydır neredeyse hic yemek yemiyordu.
İkiside karınlarını doyurunca çıkıp sahile gitmeye karar verdiler.