medya :EFE ÖZDEMİR
Elimdeki çubuk krakerle etrafa bakıyordum. Hayır etrafa değil onun o güzel kızıyla gelmesini bekliyordum. Derin nefes vererek yan tarafımdaki banktan kalkan kızın yerine oturdum. Bacaklarım uyuşmuştu. Son çubuk krakerimi de ağzıma atıp çöpünü çöpe attım. Motor sesiyle mavi harelerimi ayaklarımdan çekip okulun kapısına baktım. İşte gelmişti. Motorunu son model arabaların yanına ark edip kaskını çıkardı. Dağılmış saçlarını eliyle biraz daha dağıtarak, etrafa bakmaya başladı. Bir an göz göze geldik. Hemen çekilen gözlerine ona hayrınllıkla bakan kızlara son kez bakıp okulun girişine doğru yürümeye başladı.
Efe Özdemir
Herkesin sevdiği, aşık olduğu motorcu çocuk. Hayır efeye aşık değillerdi sadece onun popülerlerine, parasına aşık olan insanlardı onlar. Ben ise ne popülerliğine ne parasına aşıktım, ben onun kendi oluşuna, gülüşüne aşıktım. Öbür kızlara sorsalar efe hangi rengi seviyo diye cevabı sadece attırıp tuturmaya çalışırdılar.
Zilin çalmasıyla düşüncelerimden ayrılarak ayağa kalktım. Sınıfa gelince sırama oturarak camdan bahçeye izlemeye başladım. Sıraya çarpan elle önüme dönünce dilayı gördüm. Yapmacık gülümsemesiyle " ayy arkadaşlar bakın varoşumuzda burdaymış" diyerek güldü. Arkadaşım yoktu kendi halimde takılan sessiz biriydim. Sınıftaki herkesin benlebi uğraşı vardı ama kafaya takmıyordum. Gözlerimi devirerek "varoş derken kendinden bahsediyorsun sanırım?" diyerek ona kınıyıcı bakışlarımı gönderdim. Sessiz olsam da dila artık bana gına getirmişti. "Bana bak" diyerek saçımı asılan dilaya güzel bir tokat çakmıştım. Onun suratı sağa dönerken sınıftaki herkes susmuş bize bakıyordu. Dila'nın çok sevimli arkadaşı(!) ece dilanın önüne geçip tam bana vuracak elini ters döndürmüştüm. Ece acıyla çığlık attı. Babam gitmeden önce iyi ki kendimi korumayı öğretmişti iyi ki!
Sınıfın açılan kapısından hem müdür yardımcısı azra hoca girdi. " noluyo bur da" diye de bağırmayı unutmamıştı. Dila timsah gözyaşlarıyla hocanın yanına gidip birşeyler söylemeye başladı. Ece de bana 'sen şimdi bittin' bakışları atmayı unutmuyordu. Burslu öğrenciydim, öğretmenlerle de aram iyiydi. Tek dileğim bursumun yanmamasıydı.
Azra hocanın karşısında sorguya çekiliyordum. Her şeyi en doğrusuyla anlatmıştım. Azra hoca en sonunda bana gülümseyerek " Beyza sen gerçekten iyi bir öğrencisin, sana inanıyorum ama madem böyle zorbalıklara uğruyorsun en iyisi sınıf değişikliği yapmak" diyip bilgisiyardan birşeylere bakmaya başladı. Kafamı aşağı yukarı salladım. " 12/B yenin sınıfın, orda da zorbalık gibi birşey olursa hemen yanıma gel" diyerek sandalyesine yaslandı azra hoca. 12/b mi? efenin olduğu sınıftı. Zorla yutkunarak başımı salladım.
Çantamın kulpunu daha sıkı tutarak, kapıyı çaldım. Hocanın gel demesiyle sağ ayakla ( sağ ayak önemli) içeri girdim. gözlerimi sınıfta gezdirmeye başladım herkes susup bana bakıyordu. O kara gözleri geçerek türkçe hocasına döndüm. Bana ne oldu bakışları atınca " sınıf değişikliği yapıldı,yeni sınıfım burası" diyerek kendimi açıkladım. Size fazlasıyla utangaç olduğumu söylemişmiydim?
Hoca anladım şeklinde başını sallayıp " boş bir yere otur "diyerek dersini anlatmaya devam etti. Mavi harelerimi boş bir yer varmı diye sınıfı ararken sadece efenin yanı boş olduğunu gördüm. Nefesimi verip efenin yanına gidip oturdum. Derse odaklanmaya çalışırken kulağımın dibinde bir nefes hisettim.
" sana buraya kim oturabilceğini söyledi kara kız?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lavinya
Teen Fiction"sen benim lavinyamsın" dedi beni daha çok kendine çekip sarılarak." o ne demek" dedim ellerimi onun daha çok beline dolayıp, çenemi göğsüne koyup ona bakarak. Yüzünü bana indirdi, dudaklarıma bakarak "ay yüzlü güzel kadın" dedi fısıltıyla.