YİTİK HAZİNE : AŞKIN HARİTASI

GİZEMLİ SANDIK

Akın ve Deniz, sonunda Nemrut Dağı'nın zirvesine ulaştılar. Burada, onları büyük bir sürpriz bekliyordu. Dağın zirvesi, devasa heykeller ve tapınaklarla doluydu. Bu heykeller ve tapınaklar, Antiochos'un kendisine ve tanrılara adadığı anıtlardı. Bu anıtlar, hem sanat hem de tarih açısından çok değerliydi. Akın ve Deniz, bu anıtları hayretle incelediler. Hem bilgi aldılar hem de bilgi verdiler. Hem soru sordular hem de soru cevapladılar. Hem öğrendiler hem de öğrettiler. Ama en çok, aradılar. Bu anıtlar, haritanın diğer parçalarını veya hazinenin yerini gösterebilir miydi?

Akın ve Deniz, haritayı karşılaştırmak için laptoplarını açtılar. Haritada, bir tapınağı işaret eden bir sembol vardı. Bu sembol, bir aslan başı ve bir kartal kanadı şeklindeydi. Akın ve Deniz, bu sembole benzeyen bir anıt aradılar. Ve buldular. Dağın zirvesinde, bir aslan başı ve bir kartal kanadı şeklinde oyulmuş, büyük bir taş vardı. Bu taş, bir kapı gibi görünüyordu. Akın ve Deniz, bu taşa yaklaştılar. Ve şaşırdılar. Çünkü taşın üzerinde, haritayla aynı yazı vardı.

"Bu harita, buraya ait." dedi Akın, heyecanla. "Bak, burada da aynı yazı var. 'Bu harita, büyük kral Hattuşili'nin hazinesini gösterir. Hazine, Tanrıların Dağı'nda saklıdır. Ancak cesur ve akıllı olanlar, bu hazineye ulaşabilir. Bu harita, onlara yol gösterecektir.'"

Deniz, Akın'a baktı. "Bu, inanılmaz bir şey. Bu harita, binlerce yıllık bir sır saklıyor. Bu harita, bize, Hititlerin hazinesini gösterebilir. Bu harita, bize, tarihi değiştirebilir."

Akın, Deniz'e baktı. "Evet, öyle. Ama bunun için, bu taşı açmamız gerekiyor. Bu taş, bir kapı. Ve bu kapının arkasında, belki de haritanın diğer parçaları vardır. Ya da belki de hazine vardır. Bunu ancak açıp görebiliriz."

Deniz, taşa baktı. "Peki, bu taşı nasıl açacağız? Bu taş, çok büyük ve ağır görünüyor. Ve üzerinde bir kilit veya bir düğme de yok. Bu taş, nasıl çalışıyor?"

Akın, taşı inceledi. "Belki de bu taş, bir şifreyle açılıyordur. Belki de bu taş, bir bulmaca. Ve bu bulmacayı çözmek için, haritayı kullanmamız gerekiyor. Belki de haritada, bu taşı açacak bir ipucu vardır."

Deniz, haritaya baktı. "Belki de öyle. Ama haritada, çok fazla işaret ve sembol var. Hangisi, bu taşı açacak olan?"

Akın, haritayı tekrar inceledi. "Belki de bu işaret. Bak, burada, bir yıldız şeklinde bir işaret var. Ve bu işaret, bir sayıyla birlikte yazılmış. Bu sayı, 19. Belki de bu sayı, bu taşı açacak olan şifredir."

Deniz, Akın'a baktı. "19 mu? Peki, bu sayıyı nasıl kullanacağız? Bu taşta, bir sayı girmek için bir yer yok. Bu sayı, ne anlama geliyor?"

Akın, taşa baktı. "Belki de bu sayı, bir harf anlamına geliyor. Belki de bu sayı, alfabenin 19. harfi olan S harfini gösteriyor. Belki de bu taşı açmak için, S harfini bulmamız gerekiyor."

Deniz, taşa baktı. "S harfi mi? Peki, bu taşta, S harfi nerede? Bu taşta, sadece bir aslan başı ve bir kartal kanadı var. Bu taşta, bir harf yok."

Akın, taşa baktı. "Belki de bu taşta, gizli bir harf var. Belki de bu taşta, bir aslan başı ve bir kartal kanadı şeklinde oyulmuş, gizli bir S harfi var. Belki de bu taşı açmak için, bu gizli S harfine basmamız gerekiyor."

Deniz, taşa baktı. "Gizli bir S harfi mi? Peki, bu taşta, nerede olabilir? Bu taşta, bir aslan başı ve bir kartal kanadı şeklinde oyulmuş, gizli bir S harfi nasıl olabilir?"

Akın, taşa baktı. "Belki de şöyle. Bak, bu aslan başının gözleri, birer yuvarlak. Ve bu yuvarlaklar, birer nokta gibi görünüyor. Belki de bu noktalar, S harfinin iki ucunu gösteriyor. Ve bu kartal kanadının ucu, bir çizgi gibi görünüyor. Belki de bu çizgi, S harfinin ortasını gösteriyor. Belki de bu taşta, bir aslan başının gözleri ve bir kartal kanadının ucu şeklinde oyulmuş, gizli bir S harfi var. Belki de bu taşı açmak için, bu gizli S harfine basmamız gerekiyor."