Keyifli okumalar!
***jisung'dan.
"Çok yaramazsın soonie babayı uyandırma."
Kucağımdan kalkıp minho'nun yüzünü patileyen soonie'yi gülerek izledim. O da anlamıştı asıl babasının geldiği. Özlemiştir babasını ama beni özleyen yok gibiydi dori gözümü açtığımdan beri minho'nun kucağında yatıyor doongie ikimizin arasına girdi soonie ise şimdi minho'nun başında onu uyandırmanın peşinde.. bir bıraksanız da sevgilime sabah öpücüğü falan verseydim keşke! Çocuklarından kocasına vakit bulmayan kadın gibi hissediyorum kendimi.
soonie'nin uğraşları işe yaramış olacak ki minho rahatsızca kıpırdanmaya başladı elini yüzüne götürüp soonie'nin patilerini ittirdi ve yüzünü kaşıdı.. zavallı sevgilim ne kadar uğraşsa da soonie rahat vermediği için zorla gözlerini araladı bir kaç saniye etrafa saf saf baktığında gülmeden edemedim.
"Günaydın minho şu kedilerine bir şey söyler misin?! Gözümü açıyorum sevgilimin başında bitmişler." dedim yalandan sinirle.
Yüzünü ovuşturup muhtemelen gerçekliği sorguladıktan sonra gülerek doğruldu anında üç kediyi de kucaklarken gülücükler saçıyordu onun bu halini görünce gitmek istemekle ne kadar bencilce davrandığımı fark ettim resmen onu bu güzel hayatından ayırıp kendimle sürüklemek istiyordum.
Dudaklarımı büzüp minho'ya arkamı dönerken "Kıskandım." diye mırıldandım.
"Ben dördüncü kedimi nasıl unuturum? nasıl bir babayım ben!" diyip beni kolunun altına çekerken kendine 'baba' diyişine kahkaha patlattım.
Yüzüme öpücükler kondururken soonie araya giriyor kendini öptürüyordu bir türlü öpemediğim sevgilime kaşlarımı çattığımda güldü "En az senin kadar kıskanç."
"Sevgilimi benden başka kimse kıskanamaz!"
Soonie sanki dediğimi anlamış gibi bana inat daha çok minho'ya sokulurken minho kahkaha attı.
Çok komik ya! sizin güldüğünüz şey benim dramım..
"Aşk olsun minho!" yataktan hışımla kalkıp banyoya yöneldim girmeden ikiliye son bir bakış attım minho gülerek soonie'ye "Babanı kızdırdık soonie.." dedi.
Kapıyı çarpıp banyoya girdim. Babaymış kıçım! bundan sonra baş düşmanım belli oldu Lee soonie manitamın üvey evladı belli ki bundan sonra bize rahat vermeyecek iyi öyleyse ben de geceleri kapıyı kitler yatarım soonie bey.
Aynanın karşısında geçip son derece ciddi duran tipimle karşılaştım ardından az önce dediklerime güldüm ne kadar aptalca olsa da bir kediye kafa tuttuğum gerçeği umrumda değil.
***
"Günaydın chan hyung!"
"Günaydın jisung."
Masayı şenlendirmiş hyung'uma bakarken burukça gülümsedim hyunjin olsaydı şimdi 'oğlum otur davet mi bekliyorsun?' diye söylenmeye başlardı.
Belimde hissettiğim ellerle irkildim bakışlarımı sofradan çekip arkamdaki bedene baktım ardından chan hyung'a kaydı gözlerim arkası dönüktü neyse ki "Minho, chan hyung var çekil." dedim fısıldayarak.
"Bir şey olmaz çok kızdın mı sen bana onu söyle?" dedi o da benin gibi fısıldayarak.
"Bırakmazsan kızacağım."
"Yani kızmadın?" tch kızdım.
"Ya bırak işte chan hyung görecek şimdi."
Boynumu öpeceğini fark ettiğimde ellerini belimden ayırıp ittirdim uyarıcı bakışlarımı atarken minho adamı umursamaz duruyordu. Nerden geliyor bu rahatlık? Sanarsın ingiltere prensi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chaotic Family 'minsung
FanfictionOkulda sürekli kavga eden minho ve jisung bir kaza sonucu kendilerini kardeş oldukları paralel evrende bulurlar..