intarnetten yerli halkı araştırırlar-
Alin yorgunluktan uyuya kalır Ayris de dışarı bakmak için pencereye yaklaşır ancak bir kaç yerli dik dik ona bakar
Ayris tedirgin olsada camdan uzaklaşmak yerine hafifçe kaşlarını çatarak onlara bakar kadın gülümser ve diğerlerine onayla başını sallar sonrasında uzaklaşırlar
-Ayris= bu kasabada ne manyak insanlar var be kadın bile sapık gibi bakıyor
Ayrisin telefonuna bildirim gelir-Ayris= ah bu vitali selam güzellik yazmış *kıkırdar*
Ayris ve vitali bir süre konuşurlar saat geç olunca birbirlerine iyi geceler diyip telefonu kapatırlar Ayris acıktığı için birşeyler atıştırmaya gider ancak birisi cama taş atmaya başlar Alin korkup uyanır
-Ayris= yok bişey uyu sen ben bakarım
-Alin= iyi tamam sende geç saate kalma erken kalkacağızAyris cama gider ve baktığında küçük kızı görür
-Ayris= Adeola? What are you doing *ne yapıyorsun*
Küçük kız kıkırdayarak Ayrise aşağı gelmesini işaret eder Ayris göz devirip cami kapatır ama küçük kız ısrarla camı taşlar Ayris sinirle aşağı iner ve kızın yanına gider vicut dili ile ne var hareketi yapar küçük kız türkçe konuşur
-Adeola=gel benimle koş hadi *Ayrisin elini tutup koşturmaya başlar*
*Adeolanın iç sesi*
Umarım kimliğini kabullenir kabullenmese bile yüce efendimizi uyandırmak onun kaderinde var umarım onu fazla kızdırmamışımdım bana sinirli bakıyor*Ayrisin iç sesi*
Ne yapıyor bu manyak!? Beni nereye götürüyor böyle koşa koşa kahretsin çok ıssız görünüyor karanlık burası hiç ışık falan yokmu siktir dolunay vaktimi yine miAdeola Ayrisi bir mağaraya sokar mağarada yüzü peçeli insanlar vardır vücutlarında ay ve güneş sembolleri ve garip dövmeler vardır Ayris hızla kızın elini bırakır bir kıza bir de bu garip yerdeki insanlara bakar
-Ayris= *Bağırarak konuşur* Ne halt yiyiyorsunuz bu ne böyle!
-Adeola= lütfen dur bi dinle Ayris buradaki insanların senin yardımına ihtiyacı var*Ayrisin iç sesi*
Kahretsin Alin beni merak ediyordur acaba dursammı kaçsammı ama yolu hatırlamıyorum ve diyecekleri şeyi merak ediyorum-Ayris= hızlı ve kısa olun
-Adeola= *gülümser* hızlı olabilir ama kısaca anlatırsam hiçbirşey anlamazsın
-Ayris= iyi zaman kaybetme ben fikrimi değiştirmeden anlatAdeola diğerlerine bakıp başını sallar ve Ayrisin oturması için kırık bir taş stununu işaret eder Ayris oturur Adeola bir şarkıya başlar
Hijo de la Luna
Aptal ki anlamaz,
Bir efsaneye göre;
Bir çingene kadın,
Şafağa kadar Ay'ı çağırdı,
Ağlayarak yalvardı,
Gün doğumunda,
Çingene bir adamla evleneyim diye,
"İstediğin adama sahip olacaksın, kara tenli kadın",
Diye gökyüzünden konuştu dolunay,
Ama karşılığında,
İlk çocuğu istiyorum,
Ondan doğurduğun,
Çünkü yalnız kalmamak için,
Çocuğunu feda eden kişi,
Onu sevmiyor demektir.
Ay, sen anne olmak istiyorsun,
Ve seni kadın yapan,
Sevgiyi bulamıyorsun,
Söyle bana gümüş renkli Ay,
Ne yapacaksın,
Taze tenli çocukla?
Ay'ın oğlu...
Tarçın renkli babadan doğdu bir çocuk,
Bir erminin* sırtı gibi beyaz,
Ve zeytin rengi yerine,
Gri gözleriyle,
Ay'ın albino çocuğu,
Lanet olsun görünüşüne,
Bu çocuk bir yabancıdan,
Ve ben buna katlanamam.
Çingene adam, onursuz olduğuna inanarak,
Karısının yanına gitti, elinde bıçak,
"Kimden bu çocuk?
Beni aldatmışsın kesin!"
Ve ölümüne yaraladı onu,
Sonra dağa gitti,
Kollarında çocukla,
Ve orada terketti onu.
Ve geceleri dolunay oluyor,
Çünkü çocuk keyifli,
Ve çocuk ağlarsa,
Ay küçülüyor,
Ona beşik olmak için,
Ve çocuk ağlarsa,
Ay küçülüyor,
Ona beşik olmak için.Bu şarkı Ayris e tanıdık geliyordu Ayris in bir an gözlerinin önü karardı ama bayılamazdı burada deyil burada olmaz
*Ayrisin iç sesi*
Hayir hayır hayır şimdi deĝil şimdi olmaz kahretsinAyris başını iki eli arasına aldı Adeola nın gülümsemesi soldu Ayrise endişeyle bakmaya başladı güzel ve uzun boylu bir kadın Adeolayı kenara çekti nazikçe Ayrisin başını elleri arasına aldı
-Kadın= nefes al Ayris sakinleş kendini ona bırak bırak ve gör
Ayris hiçbirşey söyleyemeden kendini bıraktı sanki hipnoz olmuştu kadın ayrisin düşüp yaralanmaması için Ayrisi özenle tutuyordu
*Ayrisin gördükleri*
Ayris bir kadına yaklaşır dekolteli havadar bir elbise gümüşten takılar uzun parlak saçları gök mavisi gözleri kemersiz düz burunlu çekici elmacık kemikleri ve dudakları olan muhteşem bir kadın Ayrisin gözlerine bakıyordu hayır! ruhuna bakıyordu Ayris onun büyüsüne kapılmak üzereydi ama direndi kadın ona yaklaştı aslında oldukça uzun boylu idi Ayrisi çenesinden tutup kafasını kaldırdı ve kulağına edildi-Güzel kadın= çok yaklaştın onu bul bulduğunda sana gerekli olan herşeyi ben vereceğim çocuk bu yolda hiçbirşeyden korkma ben bile sana muhtacım
-Ayris= kimsin sen
-Güzel kadın= zaten biliyorsun seninle daha öncede karşılaştık ve neredeyse her gece bana dualar ettinAyrisin aklında sürekli dönen o kelime ~Tanrıça~
Evet bu kadın tanrıće seleme idi ancak Ayris daha fazla soru sormadan uyandı hala kadının onu tuttuğunu fark etti Ayris kadına güvenip bir süre onun şefkatli ellerinde kaldı-Kadın= *fısıldar* sorun yok... güvendesin sadece dinlemelisin
-Ayris= tanrıça selene benden kimi bulmamı istiyor
-Kadın= bunu daha sonra konuşalım şimdi seni otele geri götürelimAyris kadın ve Adeola ile beraber otelin yolunu tutarlar Ayris sessizliği bozar
-Ayris= *kısık sesle* Adın ne
-kadın= anlamadım?
-Ayris= Adın? Bana söylemedin
-Kadın= ah affet beni ben Afya
-Ayris= bunun anlamı gölge demek
-Afya= evet öyle *gülümser* işte geldikAyris içeri girer girdiği an Alin ona sarılır...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*KENDI SOYUNDAN*
ФэнтезиBir tanrıçanın büyüttüğü zalim ve korkulan bir adamın bir anlaşma yoluyla öldürülmeyi kabul etmesi sonucu yarattığı lanet sayesinde ana kahramanlardan biri onu bulup tekrar hayata getirmesiyle olaylar örgüsü başlar umarım kitabı beğenirsiniz ilk kez...