...
Gözlerimi kendi evimde yatakta açtım bu kadar derin bi uykuya daldığımı bilmiyordum. Ehh uykum ağırdır ama bu kadar da mı? Kim beni getirdi peki yavaşça kalktım yataktan ve annemin odasındaydım, öldürdüğüm annem, öz annem, canına kıydığım annem. Hemen yataktan kalkıp etrafıma baktım. Annemin fotoğrafları tek tek masaya dizilmiş etrafta annemin fotoğrafları sol gözümden bir damla yaş düştü. Gözümün önünde can veren annem geldi. Koşarak kapıya doğru koştum, kapı kolunu aşağıya doğru indirirken açılmadığını anladığım an daha da delirdim. " BABA KAPIYI AÇ NOLUR AC ŞU KAPIYI" boğazım yırtılana kadar bağırıp kapıyı yumruklamaya devam ettim. Ama kimse gelmedi cama doğru koştum ama camda açılmıyordu etrafıma baktım annemin fotoğraflarını gördükçe daha da deliriyordu.
Bu adam neden bana bunu yapıyordu ki bi kere benimle gurur duysun istedim. Tabi aptallık bendeydi kim annesinin ölümünden sorumlu olduktan sonra alkış bekler ki. Birden bayılıyor gibi oldum başım dönüyor annemi tekrar öldürdüğüm an geliyor aklıma. Ama ben bunca zaman hep babam ve anneme rağmen hayatta kaldım hayatımın en güzel zamanlarında şuan vazgeçemem ben ayakta durmak zorundayım kendime gelmem lazım, başımı iki yana salladım kendime gelmem lazımdı tekrar cama doğru ilerledim kimse yoktu. Odaya baktım çerçeveler dışında hiç bir şey yoktu elime aldığım ilk çerçeveyi cama doğru fırlattım kırılan cam parçaları etrafa dağılırken bir çerçeve daha fırlattım. Ve dışarı çıkabileceğim bir boşluk açıldığı an aşağıya doğru eğildim kimse yoktu lakin burdan bakınca büyük bahçenin dış tarafında adamlar vardı.
Birinci kattan tekrar aşağıya bakarken nasıl burdan inebileceğimi düşünüyordum. Hemen kendimi camdan sarkıtıp çaprazımda duran boruya ayağımı yasladım boruya doğru eğilip o yükseklikten de atladım. Etrafımı kontrol ederek biri gördümü diye bakındım. Kimse görmeyince arka tarafa doğru koşarak bahçe duvarına tırmanmaya başladım.
evin duvarlarıda duvar değil hapishane mübarek bu ne yükseklik yaaa aklımda bir sürü düşünce vardı ama şuan onları düşünecek vaktim yoktu. götümü sıyırmam gereken konular vardı, bahçe duvarındaki boşluklardan destek almaya çalışarak kaçmaya çalışırken bir yanda da biri geliyor mu diye kontrol ediyordum etrafı. Ama ben zaten artık reşitim neden bu şekilde kaçtığımıda anlamış değilim ama babamın galiba reşitliğimi pek taktığı yok, konuştuklarına göre polise de gidemem orası da tehlikeli mecbur güvenilir bi yer bulmam lazım.
evimin olduğu sokaklarda gezerken tek hedefim kalabalık bir caddeye çıkmak. arkama bakarak birinin beni fark edip etmediğine baktım. Şuan görünürde kimse yoktu ama bu beni fark etmeyecekleri anlamına gelmiyordu. yaklaşık bi 15 dk önce evde geçirdiğim krize göre şuan gayet sakindim. Üstüme baktığım zaman altımda asker yeşili bir tayt içimde beyaz bir tişört ve onun üstünde kahve tonlarında bir hırka olduğunu gördüm. bunları ne zaman giymiştim. ne zaman giymiştim kim giydirmişti veya olayın üzerinden ne kadar zaman geçtiği hakkında hiçbir fikrim yoktu.
nereye gidebilirim nereye gidecem diye düşünürken aklıma tek bir yer geliyor. Tek sığınağım tek güvenim tek evim ve tek ailem
Erva.
onun evine doğru yönümü çevirirken hala takip ediliyor muyum diye kontrol ediyordum. Birden aklıma düşen yıldırım ile olduğum yerde durdum. Ya erva olanları duymuşsa ben nasıl onun yanına giderim ki. Beni kabul eder mi yanına alır mı ki? Aklıma gelen düşüncelerle birden babamın rıdvan dediği koca adamın kızınız temiz demesi aklıma geldi. Nasıl oldu bilmiyorum ama galiba suçlu değilim. En azından polisler öyle biliyor. Ama ervadan da bişey gizleyemem, onu bulup her şeyi anlatmam lazım. Bunları düşünürken tekrardan ervanın evine doğru yola koyulmuştum.
aniden gelen bir dürtüyle üzerimdeki hırkanın kapşonunu hemen kafama geçirdim. Ervaların binasının önüne gelince gidip gitmemek arasında kalmıştım, peki başka yolum var mıydı.
babamın neden olduğu neden beni bu şekilde köşeye sıkıştırdığını yada planının bile ne olduğunu bilmiyorken başka yolum yok gibi gözüküyor. Binadan içeri girdikten sonra 3. kata doğru merdivenleri koşarak çıktım asansörü pek tercih etmezdim. 3. kata geldiğimde ise kapının önünde uzun bir süre bekledim tam kapıyı çalacakken kapı birden açıldı, elinde çöp poşeti ile karşımda duran zeynep ablayı görünce ne yapacağımı bilemedim. zeynep abla ise aynı şaşkın ifadeyle bana baktı.
- Beray
-Merhaba zeynep abla
- kızım bişey mi oldu? çok merak ettik annenin cenazesinde de yoktun tam 1 haftadır.
Bir hafta mı ben tam bir haftadır baygın mıydım? zeynep abla bana alık alık bakıyordu ki haklı da ben şuan burda napıyorsam.
- Beray, kapıda bekleme kızım içeri gel.
ayağımdaki ayakkabıları çıkarıp içeri girdim zeynap abla ise hemen kolumdan tutup beni mutfağa çekti.
- Beray sorun ne, annenin cenazesinde yoksun 1 haftadır kayıpsın, şimdi burdasın.
- Zeynep abla rahatsızlık vermek istemezdim ama ervaya ihtiyacım var.
- Ervanında sana ihtiyacı var zaten. Sana ulaşamadığı için1 haftadır odasında. Ama önce bana ne olduğunu anlat.
bu sözler üzerine başımı yere eğdim. Ne olduğunu nasıl anlatabilirim ki, zeynep abla ee valla annemin katili benim hani babamda beni kaçırdı işte, zeynep abla ise çok şükür anlayışlı bir şekilde;
-anladım kızım.
diyip beni mutfakta yalnız bırakarak odadan çıktı. ben de onun arkasından odadan çıktım ikimizde ervanın odasının önüne gelince zeynep abla bana üzgün gözlerle baktı ve ardından odanın kapısını açtı. Ben odadan içeriye girerken yatakta yatan ervaya baktım. beline kadar uzanan hafif dalgalı şaçlarını örmüş, üzerine gri bir pijama takımı giyip yatağında uyuyordu. ben ise onda doğru ürkek adımlar atarken zeynep abla odanın kapısını kapatarak bizi odada yalnız bıraktı.
***********************************************************************************************
arkadaşlar herhangi bir hatam varsa af buyurun:/
biraz ekşın koydum inşallah beğenirsiniz
yorum yapmayı unutmayınnn
꒒ ০ ⌵ ୧ ♡
![](https://img.wattpad.com/cover/363182272-288-k178195.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Sığınak
Teen Fictionbabasından bir kere de olsa övgü almak isteyen ve bunun uğruna annesinin ihanetlerini ortaya döken kızın bir katile sığınma hikayesi...