Bölüm 1

16 6 14
                                    

Soğuk.

 Çok soğuk.

 Üşüyorum.

 İnsan hiç babasının yanında üşür mü?

 Sıcak.

 Çok sıcak.

 Yanıyorum.

 İnsan hiç annesinin yokluğunda yanar mı ?

Her yerim uyuş.muş ve başımı bile hareket ettiremiyorum. Arkadan boğuk bir ses geliyor ama kimden geldiğini anlayamıyorum. İsmimi sesleniyor peki kimden ses geliyor, ellerim ve kollarım hareket etmiyor başım zonkluyor. Bulanık bir ses "Beray " "Beray " diye seslenirken tepki bile veremiyorum. Tanıdık bir ses. Gözlerimi açmak için kendimi zorlarken aniden beni ıslatan soğuk suyla irkiliyorum karşımda yıllardır bana değer versin diye elimden geleni yaptığım ve asla onun için herhangi fayda gösteremediğim babam.

"Beray kızım uyandın mı?" bu rouya cevap vermeden şokla babama bakıyordum. Etrafta ne olduğunu anlamaya çalışırken "Ama sen böyle yapınca kalbimi kırıyorsun neden benimle konuşmuyorsun??" Diyen babam yanıma yaklaşınca korkudan ne yapacağımı bilemedim ne olduğu hakkında herhangi bir bilgim yok. Tek bildiğim ben ve babam hafif krem renginde duvarları olan bir odada sandalyeye bağlı bir şekilde babamın karşısında oturduğum. Neredeydim? Ne zaman buraya gelmiştim? Ve neden ellerim bağlı?

"Baba noluyor neden burdayım" ve evet beni asla ciddiye almayan babam tekrar sorularımı cevapsız bıraktı. "Kızım acıktın mı yemek ister misin?" Babamın bu tepkilerine alıştığım için benim için pekte şaşırtıcı olmadı hatta babamın bu tavırları yüzünden kızı da bu halde "Baba sana bir soru sordum. aa yoksa yine mi kızını cevapsız bırakacaksın yıllardır yaptığın gibi"

Ve tekrar cevap alamadım sanki duvara konuşuyorum duvar cevap verse şaşırmam bu arada da neyseeee...

Kapı tıklandı birden ve iri yarı burnu hafif kemikli ve çenesinde önceden oluştuğu belli olan bi kesik izi ve baya korkutucu bi tipi vardı ve bana dokunsa devrilirdim herhalde.  "Efendim dediğiniz gibi yaptık kızınız artık özgür buradan çıkabiliriz. " Sesi gayet kalın ve toktu aynı zamanda ürkütücü ve kızınız serbest derken. Neredeyiz, nerden çıkabiliriz? Hala kafamın içinde dönen soruları düşünürken babamın " tamam, arabayı hazırlayın çıkıyoruz. " Demesiyle yanıma gelip elindeki bıçakla ellerimi çözdü. Kolumdan tutup " evet artık eve gitme vakti anneni öldürdükten sonra bakalım o eve nasıl gireceksin annenle olan anılar o evdeyken o eve girebilecek misin kızım "

 Ve evet asla gelmesini istemediğim o an geliyor sorgulama anı ee bende babamın lafı altında kalır mıyım " yine mi gözüne giremedik be baba herhalde artık ölsem de bi şey yapamam dimi annemin seni aldatması üzerine ben bunu senin gururun için ortadan kaldırırken krizler geçirirken sana ihanet etmiş kadını bana savunacak mısın? Owww o zaman burda gurursuz sen oluyorsun dimi ba-"

Daha sözümü bitirmeden yüzüme inen ani tokatla başımın sol tarafa düşmesiyle yaşadığım şok anlatılamayacak galiba. işte bir insanın yüzüne gerçekleri söyleyince her zaman canın yanar ve bu babamın bana bunca yıl indirdiği ilk tokattı canım yandı ve yanağım hala zonkluyordu.

- haddini bil Güzel kızım haddini bil!

- neden baba sen bunca yıl haddini bildin mi? Bunca yıl kızına inanmadın güvenmedin kızından saymadın ben insan değil miyim? Kusura bakma ama sende bana karşı haddini bil bence!

- kes sesini.

Diyip tek eliyle kolumdan çekip kapıya yönlendirmesiyle bende mecburen peşinden gittim. Galiba benimde biraz kendimi korumayı bilmem gerekiyor böyle dayak yemeye devam edersek ohoooo yaşamak zor beeee...

Odadan çıktığım gibi gayet lüks ama eskimiş bi yerde olduğumuzu gördüm. Odadan çıkarken tam karşı da çıkış kapısı ve bu açıdan çöldeymişiz gibi görünüyor. Evet babam tarafından kaçırıldım ve babam tarafından da kaçırılmadım demem artık.

Ve az önce odaya gelip babama bir şeyler söyleyen adam kapının önündeydi " Rıdvan eve geçiyoruz bilgin olsun senin gözün yine de emniyette olsun kızımı hapislerde çürütemem elimde çürümesi lazım"

Ahh klâsik babam bu sözlerine gözlerimi deviremeden edemedim hemde öyle bi devirdim ki gözlerim acıdı. Kapıya yetiştiğimiz zaman karşıda beyaz bi taksi vardı bizim araba olmadığı baya belliydi.

Arabaya doğru ilerleyip arka koltuğa bindik. Rıdvan denen adam yada dev, şoför koltuğuna  babam ise hemen yanına oturdu ben ise arka koltukta gariban gariban oturuyorum. Araba çalıştığı zaman arkada bi arabanın da bizim arkamızda olduğunu gördüm galiba babamın adamları. Benim babam bu kadar mafya mıydı?

Anında kafamdaki soru işaretlerini kovup yolu izlemeye koyuldum çünkü nereye geldiğimizi çok merak ediyordum ama yolda ağaçlar dışında başka hiç birşey yoktu. Bende başımı cama yaslayıp olanları düşünüyordum bir ihaneti ortadan kaldırmıştım. Belkide bu hayatın iyiliklere ihtiyacı yoktur. Peki ben ne zamandandır bu şekilde düşünmeye başlamıştım ki? Yolu izlerken gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu.

<3<3<3<3<3<3<3<3<3


ilk hikayem... 

oylama ve yorumlarızı bekliyorummm:)

Karanlık SığınakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin