Görünmez.

1.bölüm

'Bölümde geçicek isimler'

[Melissa:- 25 yaşında,eğlenceli bir tip]

[Jess-25 yaşında,Jenynin ikizi,çok konuşur]

[Jeny-25 yaşında,Jessin ikizi,çok konuşur]

[Anton-27 yaşında,çok akıllı,en önde giden]

[Ruby-27 yaşında,ortamın annesi,ağır bir tip]

[Lukas-25 yaşında,ortamın en komiği]

[Pony-28 yaşında,Andreyin sevgilisi,sakin bir tip]

[Andrey-30 yaşında,Melissanın kuzeni,soğuk espri bakanı]

[Kevin-29 yaşında,Ruby nin kardeşi,konuşmayı sevmeyen bir tip]

[Silver-29 yaşında,Kevinin çocukluk arkadaşı,Kevinin aksine çok konuşur,onun yerinede konuşur.]

[Miley-45 yaşında,Melissanın annesi]

-------------------------------------------------------------

Melissa:'Anne'

elindeki çorabı duvara yaslanarak acele edercesine ayağına geçirdi aynı zamanda konuşmaya devam ederek,

'Anneee,benim montum kurumadı mı hala?'

Elinde yemek tabağı ile birlikte koşuşturmaya çalışan bir anne düşünün,aynen duraksadı ve kızına baktı...

Miley:'Sen gel kahvaltını yap,ben montunu getiriyorum,kurumuştur o...'

Homurdanarak mutfağa yöneldi,

Melissa:'Anne ya,bana çocuk muşum gibi davranma artık,ben 25 yaşıma geldim...
Hem inan bana işe çok ama çook geç kaldım'

Miley:'90 yaşına bile gelsen sen benim çocuğumsun,ayrıca bu gün kuzenlerin gelecek,akşama evde olursun umarım'

Yemeği yutub elindekileri acele ile ağzına götürüken,

'İş çıkışı zaten buluşacağız gezi hakkında konuşmak için,sonra da direkt eve geçeriz..'
meyve suyundan yudumlayıp, montunu da alarak annesine koştu....

Melissa:'90 yaşıma bile gelsem sen benim annemsin,yaşama sebebim,neşe kaynağım,kraliçem'
şımarıkcasına annesine sokuldu öptü ve koşar adımlarla çıkışa yöneldi.

Miley:'Deli kız...'

***

Jess:'Yeter...,çok daraldım,bir konuyu bu kadar uzatmaya gerek varmı ya,tamam sen yeşil takımı giyersin bende sarı'

İkizler bir-birileri ile tartışırken,diğerleri her zamanki gibi onların bu bitmek bilmeyen sorunlarının çözülmesini bekliyorlardı.
Çünki,bir gün sonra kış gezisi için on kişilik grup halinde dağa çıkacaklardı ve tek dertleri ikizlerin ne giyecekleri değildi tabi ki de.

Sonunda ikizler sakinleşirken,Anton konuşmaya başladı...

'Anlaştığımız gibi,yarın saat sekiz de buluşuyoruz ve yola koyuluyoruz,altı saatlik yol var önümüzde,ve dikkat etmeniz gereken şeylerden biri,sadece ama sadece gerçekten ihtiyacınız olacak şeyleri götürmeniz.
Karda yürümek zordur,yani yükünüz ne kadar hafif olsa o kadar iyi...'

Arkadaş ortamı iki saatlik konuşmadan sonra dağıldı...
Macera dolu bir serüvene yola çıkmaya hazırlaşmak için her kes evlerine çekildi.

***

Sırt çantasına ihtiyaç duyulan eşyaları yerleştirirken,bir yandan da Andreyin börekleri bir-bir midesine indirdiğini fark eden Melissa eline aldığı yastığı kafasına gelecek şekilde ona fırlattı...