3.

28 8 2
                                    

Gitmedim arkdşlar burdayım zaa kitabı bitirmeden gidemem.
Diğer bölüm okunmuş oy yok. Bir el atarsanız öperim muah

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Boş sokakta elleri cebinde ağır adımlarıyla ilerleyen Jisung'un yolu eviydi. Alması gereken birkaç eşyası vardı.

Akşam yapacağı soygunu için aklında bir kaç fikir baktı. İlk defa bir müzeye gireceği gerçeği kendisini korkutsada bu işin üstesinden kalkıcaktı. 

Gideceği Lafermort Müzesinde güvenlik son derece üst düzeydi. Bu Jisung için aşılamayacak bir zorluk değildi. Onun harici etrafta bir sürü güvenlik vardı ama onlarında dikkatini dağıtmak zor değildi.

Yapacağı plan ve kaçağı yerler aklında bir kroki olarak kalırken geldiği evi ile cebinden polisin bizzat avucunun içine bıraktığı anahtarlığını çıkararak kapıyı açmıştı. Sessiz açmasına rağmen ev arkadaşının bağırısı onun geldiğini anladıgını belli ederken sadece iç çekti, Jisung.

"Dersin bu kadar uzun değildi, bir şey mi oldu? Nerdeydin?"

"Karakola gittim. Okulda bir şeyler olmuş" adımları odasına giderken arkadaşına cevap vermişti, Jisung.

Hızla kendi çantasını yana atarken onunla birlikte odaya giren Seungmin ellerini beline koymuştu hızla

"Nasıl şeyler oldu!? İyi misin?" Jisung tekrar onu geçiştirirken hızla kollarını seungminin omzuna sarmış ve vücudunu kapıya çevirmişti.

"Bir şey yok, sadece birine bir şey olmuş işte! Hadi, hadi çık. Üzerimi değiştireceğim" ve pat. Odanın kapısı Seungminin yüzüne kapanırken Jisung hızla bez çantasını kenara atarak bir sırt çantası çıkarmıştı.

İçine ihtiyacı olucak olan şapkayı ve maskeyi atarken altına bol siyah bir eşofman, üzerinede bir tişört giymişti. Aynı şekilde üzerine hiç giymediği bir hırkasınıda atarken hazırdı.

Hızla odasından çıkarken kenarda duran Seungmini sollayarak ayakkabılarını giyinmeyr geçmişti

"Ya!" Seungmin arkasından tekrar gelirken gözlerini devirmişti. İşte şimdi onun söylenme zamanıydı. Elleri belinde yanaklarını ne kadar zorlasada şiş gibi göstermeye çalışarak konuşmaya başlamıştı

"Şimdi nereye böyle? Hiçbir şey söylemeden gidiyorsun! Ben senin 8 yıllık arkadaşınım ya!"

"Özür dilerim ama bugün işim var. Bir arkadaşa gideceğim. Bekleme beni!" Ve giydiği ayakkabısı ile hızla arkasına öpücük atarak evin kapısını açmıştı.

Attıgı ilk adımın arkasına kısa bir bakış atmış ve hızla telefonunu çıkararak bir numara çevirmişti.

"Umarım müsaitsindir. Yanına geliyorum"

☆☆☆

Karşılıklı oturan iki beden ve sessizlik hakimdi ortama. Aradıgı arkadaşının(?) evine hiç girmemişti. Gözleri etrafta gezinirken evin şatafatı göründüğü barizdi. Beyaz, gri, bej ve siyah tonlarının bulundugu ev kendisini belli ediyordu.

Bakışları tekrar önündeki bedene dönerken boğazını temizledi, Jisung. Diğer günlere kıyasla bugün siyah saçları kıvırcıktı, üzerindeki sıfır kollu gömleği ve önünde bağladığı kolları ile de kasları meydandaydı, aynı şekilde iki yana açmış olduğu bacakları ve hukuklarını saran sıkı pantalonla daha az resmi duruyordu, önündeki adam.

"Saar kaçta gideceğiz, Changbin hyung?" Sessiz ortamı bozmak için stresle söylenirken Changbin omuz silkmişti hızla

"Geçe kalmaya gerek yoktur. Geçe işlerim var zaten" Jisung hızla başını sallarken ayaklanmıştı

"O zaman gitsek mi?" Aldığı bir diğer onay ile kapıya adımlamıştı.

Onlar böyleydi. İlk buluştuklarında yabancı gibi otururlardı. Sonra yavaş yavaş alışırlardı. Aslına bakılırsa Jisung'un sessizliğinden ortam sessizdi tabi ama bunu boşverebiliriz.

Ikili hızla arabaya binerken Changbin arabanın önündeki kimliği Jisunga uzatmıştı.

"Nolur nolmaz yanında dursun" Jisung hızla onu onaylarken önüne dönmüştü.

Yolculuk hızlı geçerken duran araba ile Jisung vardıklarını idrak ederek önündeki çantasını açmıştı

"Dikkatli ol. Kulaklıktan sana haber vereceğim. Alacağın şeyin yan tarafında bir çıkış var. Direk oradan çıkabilirsin. Ben burada olucam" Jisung hızla Changbini onaylarken kulağına önce kulaklıgını takmış sonra yüzüne maskesini geçirmiş ve en son da kafasına şapkasını çekerek gözlerini saklamıştı

Hızla arabadan inerek müzeye doğru ilerlemeye başlamıştı. Aslında böyle yerler çokça güvende tutulurdu
Tabi, seul halkının bir korkusu yoktu. Tek bildikleri hırsızın, bu durumda Jisung hırsız oluyordu ama bilmiyorlardı, evlere girip bir şeyler çalmasıydı. Dediği gibi bu Jisung içinde yeni bir seferdi

Geldiği giriş ve gördüğü koruma ile durmuştu, Jisung. Adam önce bir bakış atmış sonra ise hızla elini uzatmıştı.

"Kimlik alabilir miyim acaba güvenlik amaçlı" Jisung başını sallayarak Changbinin kendisine verdiği kimliği uzatırken adam kısa bir bakış atmış ve kimliği tekrar uzatmıştı

"Yüzünüzü görebilir miyim?" Jisung şapkasını yukarı kaldırırken kaşın çıkarmaya çalıştıgı sesiyle konuşmuştu

"Çıkarmasam bir sorun arzeder mi? Dudağın hep yara ve hiç iç açıcı bir görüntü değil" güvenlik gördüğü gözlerle sadece başını sallarken eliyle içeri göstermişti. Bunun üzerine Jisungta hafif bir eğilme ile içeri girmişti.

Şapkasını tekrar indirirken ellerini cebine atmış ve diğer insanlar gibi etrafa bakınmaya başlamıştı. Kendisine bir talimat gelene kadar masum rolünü oynayacak ve şüphe çekmeyecekti.

"Kameralar devre dışı. Birazdan o tarafa bir tane güvenlik gelicek kameraların gitmesinden dolayı. O gelene kadar al ve yandaki kapıdan çık"

Aldığı talimat ile hızlı adımları kalabalığa karışırken bu merak uyandırıcı antika için üzüldü. Sonuöta herkesin 'atalarımızın mirası' 'dokunmayın' nidalarını iki saniyede yok edecekti, Jisung.

Girdiği kalabalık ve aralarından en öne geçmesiyle cam fanusun içindeki antika saat artık görünürdeydi.

Nasıl alıcağını düşündü önce sonra ise aklına gelen fikirle kendisinin dengesi bozulmuş gibi göstererek kendini öne, bir kızın arkasına doğru atmıştı. Bunun üzerine kız öne doğru sendelemiş ve tutunmak için uzandıgı yerdense cam fanusu düşürüp kırmıştı.

Şeritleri yaran kız ile güvenlik ilk iş kızı kolundan yakalarken Jisungta bu trajedik olay ile hızla dikkati dağılan topluluk ile antika saatine cebine atmıştı.

Şimdi tek bir şey vardı. O da Jisung'un buradan çıkmasıydı.

Fark ettirmeden ve insan kalabalığından uzaklaşarak yan çıkışa geldiğinde kulaklıktan gelen sesle hızla durmuştu

"Dışarısı polis kaynıyor. Seni alabileceğimi düşünmüyorum ki buraya doğru bakıyorlar. Şimdilik biraz uzaklaşıcam iletişimde kalalım. Senin tarafın görünürde boş dikkatlice çık ve bir caddeden ilerle" 

"Pekala" Jisung derin bir nefes alarak hızlı adımlarıyla çıkıştan çıkarken önce etrafa bakınmış sonrada koşmaya başlamıştı.

Tabi, bu arkasından bağırarak gelen bir polise kadardı. Hızlı adımlarını olabildiğince daha hızlı yere sabitlerken daldığı cadde ile kaldırımın üstündeki çoğu insanı iterek koşuyordu.

Daha fazla caddeden gidemeyeceği belli olurken kendisini hızla bir ara sokağa atmıştı.

Hâlâ koşuyordu arkasındaki polis ile ama sokaklar onun için daha iyiydi. Çünkü cadde şuan onun içim çok tehlikeliydi.

~~~~~~~~
Adios bu bölümde böyleydi
Eeehhh

Kendinize iyi bakın
Beyza kaçarr

Take Me From The Dark -Chansung-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin