6.

17 6 0
                                    


Jisung stresle dizlerini sallarken bakışlarını karşısındaki adam harici heryerde gezdiriyordu. Hiç açıklama yapmak istemiyordu.

"Bir şey ister misin?" Elleri göğsünde bağlı bir şekilde Jisunga bakınan adam ile Jisung hızla başını iki yana sallamış, boğazını temizlemişti.

"Hayır teşekkürler"

"Peki o zaman anlatmaya ne dersin? Oturmaya gelmedin" Jisung sadece başını sallarken nereden başlaması gerektiğini bilmeden sabah yaşadıklarını, bazı yerleri atlayarak, anlatmaya başlamıştı.

En sonunda ise karakolda olanları anlatmıştı. Changbin eksiksiz dinlediği Jisung ile başını sallarken bağlı olan kollarını ayırarak önündeki bilgisayarı dizlerine çekmiş ve bilgisayara bakınarak konuşmaya başlamıştı

"Gel yanıma, şu sana sallayan 'arkadaşlarına' bir bakalım"

Jisung sıkıla sıkıla karşısındaki koltuğa geçerken bakışları bilgisayara dönmüştü. Changbinin gözü gibi sakladığı bilgisayarı görürken bakışları masa üstündeki uygulamalara kaymıştı ama kısa sürmüştü. Changbin hızla başka bir dosyayı açmasıyla bilgisayarda Jisungun kendi okuluyla ilgili bütün bilgiler ortaya çıkmıştı. Kaşları hızla çatılırken Changbin anlamış gibi kendini açıklamak istemişti

"Şimdi diyorsundur. Çalıştığım çocukla ilgili herşeyi bilmeliyim. Hem sensiz iş yapamam bu yüzden sorguluyorum, seni." Aldıgı cevap ile Jisung aydınlanmış ve başını sallamıştı.

"Çocukların ismi ne?" Ekranda aşağı inerek Jissungun girdiği bütün derslerinde, sınıfa girenlerin listesini açmış ve başıyla ekranı göstermişti. Jisung yine şaşkınca bakınırken ekranda bir kaç kişiyi göstermiş ve Changbinde onlarla ilgili açtıkları bilgilere bakmıştı.  İlgi çeken şey ise aralarındaki bir kişinin profiliydi.

*******

Uzun bir süre koltukta oturan ikili okulun kameralarına erişmeye çalışmış, aynı şekilde bilgileri olan çocuklara bakınmışlardı. Bu uzun arayış ve araştırma sonucu Changbin yorgunlukla sırtını gererken bilgisayarı Jisungun dizlerine bırakmıştı ve ayaklanmıştı

"Bilgilerden bir şeyler ara. Dosyadan çıkma. Bilgisayar karmaşık anlamazsın yani" kısa bir bakış sonrası hızla bir yere ilerlemiş ve arkkasından birkez daha bağırmıştı.

"İşimi halledeyim. İçecek getiririm!" Ve gözden kayboldu.

Jisungun tahminice tuvalete gitmiş ve anca (?) gelirdi. Hızla önündeki sekmedeki çocuğun abisinin ismine bakarak üzerine tıkladı.

"Bang Christopher Chan" namı değer polisimiz, Chris. Sınıftaki kendisiyle uğraşan bu çocukla üvey kardeşlerdi. İşin komik yanı bu kadar tesadüf Jisunga fazlaydı. Peşimde değilmiş gibi karşısınada çıkması fazla trajedikti.

Hızla Chrisin bilgilerinin yazılı olduğu ekranı telefonuyla çekerken hızla sekmeden çıkmıştı. Tabi, bunu yanlış yapması üzerine birkaç fazla sekme açmıştı ve tek tek çıkmak için basmaya başlamıştı. Changbinin dediği gibi karmaşık olan bilgisayarda sekmeleri kapatmaya başlamış ve yarılamıştı.

Ta ki, ekranda kendisiyle birlikte bir kişinin daha çocukluğunu görene kadardı. Kaşları hızla çatılırken anlamak adına uzun uzun düşündü. Yanındaki çocuklardan biri Changbine diğeri ise hiç tanımadığı bir kızdı.

Jisung anlamlandırmazken Changbine sormak için ayaklanmıştı. Bu sırada içeri elinde kahvelerle gelen  Changbin açık olan bilgisayarı görerek susmuştu.

"Bunlar ne? Benim çocukluk resmim, hatta benimle birlikte olan çocuğun anlamı ne?!" Cevap almazken sinirle gülmüş ve çantasını alarak evden çıkmıştı. Adımları yola çıkarken evde olan Changbin kara kara düşünüyordu. Belkide artık söylemesi daha iyiydi.

*****
Gergin bir şekilde eve gelen Jisung hızla odasına girerken geldiğini duyan Seungmin heyecanla gülümsemişti. Jisungun yanına geleceğini düşünerek beklerken Jisung odasına girdiği gibi geceden kalan bir şişe içkisini yudumlamak başlamıştı bile

Jisung odasının içinde kendisini yerken olduğu yerde dönüp duruyor ve bazı şeylerin gerçekliğini oturtmaya çalışıyordu.

Bu sırada Seungmin baya beklemiş ve grlmeyen Jisung ile ayaklanarak kapısına gelmişti. Jisung kapısının çalınması ve kapıdan gelen sesle durmuştu.

"Jis, iyi misin?" Kapıdan gelen stabil ses ve aklında dönen tilkilerle gözü dönerken başını hızla iki yana salladı Jisung

"İyiyim. Bir şey mi diyeceksin?"

"Aslında evet ama iyi değilsen söylemem bugün" kapının önünde bekleyen Seungmin kapının açılması ile içeri bakınırken kenardan bakınan Jisung başını kapı pervazına koyarak gözlerini kapamıştı

"Dinliyorum, seungmin"

"Gerçekten iyi görünmüyorsun. Sonra söyleyeceğim." Hızla geri dönmek istesede kolunu tutan Jisung ile geri dönmüştü

"Söyle en fazla ne kadar kötü olabilir ki?" Seungmin stresle dudağını ısırırken deminki heyecanı sıfırlanmıştı. Belkide bu işten dönmeliydi. Emin değildi.

"Pekala. O zaman iyiysen söylüyorum." Karşısından aldıgı baş sallaması ile stresle iç çekerek elleriyle oynamıştı.

"Jisung, biliyorum arkadaşız ama sanırım ben senden hoşlanıyorum ve bunu bilmeye ha-"

"Seungmin. Biz senle Bayadır arkadaşız ve arkadaşıyızda kardeş sayılırız. Lütfen bu düşünceleri aklından sil. Yanlış düşündüğünü yorumluyorum ve yatıyorum. İyi geceler" ve yüzüne kapanan kapı ile öylece kalmıştı, Seungmin

Jisung ise yeni bir itirafla daha gerilirken kendisini yatağa atmış ve üstünü örtmüştü. Sabah bir şekilde, daha düzgün düşünebilirdi.

*******

Sabah kapının zil sesi ile gözler açılırken Jisung yeni yeni ayılıyordu.

Yavaşça ayağa kalkarak kendisini kapıya atarken deliğe bakmadan kapıyı açmış ve gözünü karıştırarak gelen kişiye bakınmıştı.

Polis, yani namı değer Chris.

"Merhabalar Han Jisung. Lütfen hazırlanın" Bu sırada arkadan gelen Seungminde gelen kişiye ayılamamış bir şekilde bakarken polisin bakışları kısa süre gençte durup Jisunga dönmüştü

"Karakola benimle geleceksiniz. Lütfen hazırlanın" Jisung kısa süre dursada hızla başını sallarken içeri geri girmişti. Poliste adımlarını arabasına ilerletmişti. Bu sırada Seungmin Peşinden gittiği Jisungun önüne geçmişti.

"Karakolla işin ne! Bana neden anlatmadın ki??" Yüzünde hüzünle arkadaşına bakınırken Jisung jızla kenara kaymış ve üzerine bir tişört çıkarmak içinden açık kapıdan odasına girmiş ve dolabına ilerlemişti

"Bir şey yok. Bu arada bir iki, gün gelmem. Hem sen kafanı dinle. Unutma biz arkadaşız" ve küçük bir gülümseme vererek üzerini giyinmiş ve telefonunu almıştı.

"Pekala. Beni haberdar et" Jisung başını sallayarak evden çıkarken polis arabasına ilerlemiş ve binmişti

"Davada artık bir alakam olmadığını sanıyordum"

"Çok yanlış sanmışsın o halde" ve yolcugun devamı sessizdi.

Ama elbet konuşulacak konularında zamanı gelicekti

~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bilmem böyle bişiler oldu ve uzun bir bölümde oldu
Watty gitti iyice, evimizide bulamadık yani şahsen ben bulamadım evimi  neyse arada gelicem inş bölüm içinn

Kendinize iyi bakınmnm
Baybayss

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 01 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Take Me From The Dark -Chansung-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin