Doğum Günü Hediyen

21 2 0
                                    

Susmasan olmaz mı?
Anlatsan bir kere
Önümde kilitli kapılar
Anahtarları sende
                                                             Göksel


   Bakışmayı bozan bendim. Ayaklarımı sallayıp durduğumdan onunda dikkati dağılmıştı. O sırada kalkıp çayı demlemiş, ardından gelip tekrardan oturmuştu karşıma.

     Elinde henüz yaktığı sigarası, üstünde beyaz tişörtü, dağınık saçlarıyla bana bakıyordu. Gözlerinin rengi bir değişikti. Dışı ela, içlere doğru yeşildi. Kaşları kalın sayılırdı. Burnu düzgündü. Dudakları güzeldi. Teni bembeyazdı. Saçları siyahtı. Köprünün beyaz ışıkları altında gördüğüm çoğu ayrıntısı olduğundan daha farklı görünüyordu şimdi. Uzun parmakları sigarayı dudaklarına götürdüğünde göz göze geldik. Her seferinde gözümün içine içine bakıyordu. Etkilemeye mi çalışıyor, napıyor lan bu? Ne yapıyorsa iyi yapıyor. Bayağı iyi yapıyor hatta.

       "Doğum günün ne zaman?" dedi elini tekrar masaya bırakırken. Hemen ardından dumanı üflemişti. Gülümsedim, neden bilmiyorum. "Sence ne zaman?" dedim. Dudağının kenarı kıvrıldı. Hafif sırıttı. Arkasına yaslandı. Sigarasından bir nefes çekti. "Yaz çocuğu olduğun çok belli. Hava 17 derece falan, ama köprüde seni tuttuğumda titriyordun. Gerçi korkudan da olabilir." Yüzümü izliyordu bu sırada. Tahminlerine şaşırmadan edemedim. Müneccim boku yemiş olduğunu düşünüyorum.
"Ağustos doğumlusun bence." dedi. Kendinden emin gibi. "Neden?" dedim. Dudak büzdü. "Bilmem, öyle hissettim." diye cevapladı. Evet, müneccim boku yemiş. "4 Ağustos."cevapladım kısaca. "Ve evet çabuk üşürüm ama tenim hep sıcaktır." Gözleri kısılana kadar güldü. Zafer gülümsemesiydi bu, belli. Bende gülümsedim.

      "Senin ki ne zaman?" diye sormadan edemedim. "Sende tahmin et." dedi. Bende arkama yaslandım. Sigaramdan derin bir nefes çektim. "Üşümeme laf ettiğine göre kış çocuğusun." dedim imalı bir bakış atıp. Kafasıyla onayladı. 'E yani' der gibi bi ifade takındı. "Kasım olabilir belki. Ocak olduğunu düşünmüyorum. Aralık'dan emin değilim." diye tahminimi sundum. Sigarasını dudakları arasında sıkıştırıp alkışladı. "Tebrik ediyorum, küçük hanım. Kasım, doğru bildiniz." Abartılı bir şekilde tebrik edince kırkıdamadan edemedim. Burnumu kırıştırdım istemsiz. "Hangi gün?" diye sordum meraktan. Geçmişti belki doğum günü. "Bugün." dedi gülümsemesini bozmadan.

      "Aaa..." diye bir ses çıkıverdi ağzımdan. Hafifçe güldü. "Doğum gününüz kutlu olsun Oğuz Bey. Bu sene hediye olarak beni beklemiyordunuz zannımca." dedim onu taklit ederek. Burnunu kırıştırdı o da gülerken. Balkon camına çevirdi başını. "Evet, beklemiyordum açıkcası." dedi. Bakışlarını bana çevirdi tekrar. "Hediyemden memnunum ama." dedi. Gülümsedim. Ama öncekiler gibi değildi. İçim kıpır kıpır oldu. Ergen. Bir sus lan.

       Kaynayan su sesini duyduğumuzda ikimizde bir an mutfağa baktık. O kalkıp mutfağa girdi. Bende arkasından girdim. O ocağı kapattı. "Bardakların nerde?" diye sordum hemen. "Soldaki dolapta." dedi hızlıca. Soldaki dolap kapağını yukarı doğru kaldırdığımda bir tık pişman oldum. 1.60 boyumun el verdiği kadar uzandım bardaklara. Gördüğüm ilk bardakları alıp tezgaha bıraktım. O da hemen yanımdaki çekmeceden çay kaşıklarını çıkardı. Tezgahın üstünde fayansa yasladığı tepsiyi aldı. Ben bardakları üstüne bıraktım. O da kaşıkları ve şekeri koydu. Arkamdan geçip buzdolabını açtı.   Elinde karton kutuda bir pastanenin adı yazılıydı. Dikkat etmedim. Kutuyu tepsiye bıraktı.

      Tepsiyi aldığım gibi tekrar balkona yöneldim. O da arkamdan çaydanlığı alıp geldi. İkimizde elimizdekileri masaya bıraktık. Ben yerime geçip oturdum. Çayları doldurdu. Kutuyu açtı. Kapağını altına doğru katladı. Kutuda Ekler vardı. Çeşit çeşit. "Bu pastanenin Ekler'ini çok severim. Daha doğrusu Ekler çok severim ama bu bir başka." dedi. Tatlı seviyordu sanırım. "Sen sever misin?" diye sordu. "Bende severim." dedim. Birbirimize bakmaya devam ettik. Bardaklar benim önümde kaşıklar ve şeker de onun önündeydi. Ben bardaklardan birini ona uzattım. Kaşığın birini bardağımın içine bıraktı hemen. Şekeri de ortaya ittirmişti.

YuvasızlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin