*bölüm şarkısı: XG - Left Right*
Yunho gergindi. Hayatında hiç olmadığı kadar gergin ve heyecanlı olmaktan nefret ediyordu çünkü bu onu salaklaştırıyordu. Aklına geçen ay ilk kez girdikleri kabin eğitimi geliyordu, yer çekimi etabından sonra kendini zorla attığı tuvalette midesindekileri çıkarırken gerçekten pilot olmak isteyip istemediğini sorgulamıştı, tam da şu an neden birden Mingi'yi randevuya davet ettiğini sorguladığı gibi.
Üniversitenin ilk haftalarında kampüste görmüştü Mingi'yi, kısa saçları pembe ile sarı arasında bir renkti, gözünde güneş gözlükleri, üzerinde kahverengi desenleri olan bir hırka ve içinde beyaz bir tişört vardı, boynunda ise uzunlu kısalı birkaç kolye asılıydı. Telefonundan bir şeylere bakarken kaşları çatılıydı, siyah bol pantolonunun altına giydiği beyaz spor ayakkabıları yeniydi, sol ayağının ucunu yere vuruyordu. Ne kadar da cool bir çocuk diye düşünmüştü Yunho, hayatında gördüğü en çekici kişi olabilirdi. Dışarıya yaydığı aurası insanı içine çekiyordu, hipnotize ediyordu. Bir süre daha durduğu yerde onu süzmeye devam etti. O bu çekici adamın detaylarını aklına kazırken, bir anda kafasını kaldırıp ona doğru yürümeye başlamıştı Mingi.
"Afedersin ya, Yabancı Diller binasını bulamıyorum Almanca dersim var ve çoktan 15 dakika geç kaldım. Sen nerede olduğunu biliyor musun?" diye sormuştu yumuşak ama aynı zamanda okyanus kadar sesiyle bir yandan gözlüklerini başına yerleştirerek. Yakışıklı yüzünü görünce Yunho içerisinde bir şeylerin tamamen alt üst olduğunu hissetmişti. Daha önce hiç kimse ilk bakışta onu bu kadar etkilememişti.
Mingi telaşla suratına bakmaya devam ederken ortamdaki sessizliğin büyümesiyle konuşmaya başlaması gerektiğini fark etmişti. "A-ah şey Yabancı Diller binasını restorasyona almışlar geçen sene, o yüzden dersleri Rektörlük binasına taşımışlar. Sanırım Almanca da oradadır? Benim İngilizce derslerim orada çünkü bir kontrol et istersen?" diye bir anda konuşmaya başlayarak gereksiz detaylarla uzattıkça uzatmıştı. Mingi ise kafası karışmış bir şekilde bakarken "Yapacakları işe başlayacağım ya, rektörlük binası neredeydi peki?" diye farklı bir soru sorduğunda bu sefer Yunho'nun da kafası karışmıştı. Çünkü okulun en bilindik binası rektörlük binasıydı.
"Kampüsün girişindeki koca bina? Kayıt olmak için ilk geldiğimiz bina hani?" diyerek açıklamaya çalışmıştı. Sonrasında ayağına gelen bu fırsatı değerlendirmek için "İstersen ben seni-" diye söze başlamıştı ama "Ha o bina, tamamdır çok teşekkür ederim hayatımı kurtardın!" diyerek omzunu hızlıca patpatlayıp koşar adımlarla rektörlük binasına doğru gitmeye başlamıştı Mingi. Yunho ise arkasından başladığı cümleyi bitirmek zorunda kalmıştı sessizce "-götürebilirim rektörlüğe, ben de o tarafa doğru gidiyordum."
O günden sonra Mingi'yi çok sık görmeye başlamıştı, okulun ve yurdun yemekhanesinde, yurdun spor salonunda -ve evet Yunho sırf Mingi ile tanışmaya ortam yaratabilmek için spor salona yazılmıştı ama haftada sadece bir gün gidip Mingi'yi uzaktan izliyor ve kalp krizleri geçiyordu-, kampüste, okul çıkışı 101 atmak gittikleri okulun en popüler cafesinde ve kampüsün hemen yanındaki barlar sokağındaki mekanlarda görüyordu ama bir türlü yanına gidecek ve onunla tanışacak cesareti bulamamıştı. Kendine güveni olmadığından değildi; yakışıklı ve sevimli biri olduğunu ve insanların kalbini rahatlıkla çalabildiğini biliyordu ama görünüşe bakılırsa Mingi biraz farklı bir adamdı. Herkesin davrandığı gibi davranmıyordu, çok kendine hastı.
Mingi hakkında çok fazla şey öğrenmişti beş ayda sadece onu gözlemleyerek. Ama yine de hiçbir şey bilmiyor gibi hissediyordu çünkü Mingi'nin bazen sağı solu belli olmuyordu maalesef. İşte bu yüzden de bir tık gergindi, yanlış bir şey söyleyip iğrenç bir sapık gibi gözükmek istemiyordu. Sadece Mingi'yi izlemeyi seviyordu Yunho, mimiklerini, tepkilerini. Öyle onu stalkladığı falan yoktu, sadece hayran hayran uzaktan izliyordu. Normalde olsa kendine güvenir ve beş ay kadar beklemezdi bu buluşma için ama Mingi'nin tepkisininden çekiniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
diet mountain dew | woosan
FanfictionSeni bu odadan ağlayarak göndereceğim. text + düzyazı #woosan