Selamlar! Ben Ece Tanış. 18 yaşındayım ve on ikinci sınıfa gidiyorum. Hobilerim yaramazlık ve arsızlık.
Ben değişir miyim?
Hayır,
Eh, babam gittiğim özel okulun müdürü. Aynı zamanda dedemden ona miras kalan bu okulun sahibi. Bu müthiş. İstediğimi yapabiliyor, şımarıyor, her haltı ediyordum. Mutluydum.
Yine yaramazlıklarla dolu olacak bir okul gününe hazırlanmak için çok üşeniyordum. Kucağımdaki bilgisayarın kapağını kapatıp üzerimdeki örtüyü yere doğru fırlattım. Ayaklarımı yataktan sarkıtırken Aşk101'in final bölümünde ne olacağını merak ediyordum. Aslında, ben zaten tüm kötü örnek davranışlarla bütünleşmiştim artık. Son bölümde meleğe dönüşseler bile artık ben şeytanın ön bacağıydım.
Ayaklarımı sürüyerek dün yatmadan önce çıkartıp masanın üzerine fırlattığım okul formamı aldım. Benim isteğim üzerine hazırlanan forma siyah bir etek ve lacivert bir gömlekten oluşuyordu. Zaten çıplak yattığım için hemen eteği ve gömleği üzerime geçirdim. Gömleğin birkaç düğmesini düğmeleyip derin bir dekolte verdim. Ardından gece titremekten uyumama müsaade etmeyen telefonumun ekranına baktım. Ekran bildirimlerle doluydu. Oflaya puflaya telefonu elime aldım ve mesajları okumaya başladım.
Naim: Ece, uyudun mu güzelim?
Naim: Çok özledim seni.
Naim: Uyanınca bana yaz olur mu?
Naim: Bekliyorum.
Tüm bu mesajlar saat üç gibi gelmişti. Son mesaj ise yarım saat önce atılmıştı.
Naim: Okuldayım. Söylediğin yerde bekliyorum.
Son mesaja kahkahalarla gülmeye başladım. Aptalın önde gideni! Dediğim her boku yapmaya hazırdı. Daha dün diğerinden sıkıldığım için sevgili olduğum Naim, çıkışta yarın sabah yiyişmek için beklemesini söylediğim yerde bekliyordu. Kafamı iki yana sallayarak gülmeye devam ettim. Telefonu yatağa geri bırakıp odamın içerisinde bulunan ayakkabılığa doğru ilerledim.
İki gün önce çok beğenerek aldığım lacivert- siyah spor ayakkabılarımı elime aldım ve ayağıma geçirdim. Hızlı olmaya çalışarak yine odamın içerisindeki banyoya girdim. Aynanın karşısına geçip pratikçe eyeliner çekip rimelle kirpiklerime kalınlaştırdım. Ardından dudaklarıma şeftali tonunda bir nemlendirici sürdüm. Son olarak doğalında düz olan sarı saçlarımın örgüsünü çözüp ensemde topuz yaptım.
Hazır olduğumda banyodan çıkıp masanın üzerinde duran çantamın fermuarını açıp içerisine iki defter ve kalemlik koydum. Telefonumu ise kapının arkasındaki askılıkta asılı duran ceketlerden seçip giydiğim siyah ceketin cebine attım. Odanın kapısını açıp dışarı çıktım. Odanın sağında kalan kısa merdivenleri inip aşağı kata ulaştım.
Annem ve onun yeni kocası koltukta sızmış olmalılardı. O tarafa bakmak niyetinde değildim. Ancak annem alışılmadık bir şekilde ismimi söylediğinde ona döndüm. Eh, doğru tahmin. Koltukta yatıyorlardı.
"Ece?"
"Anne?"
Gözlerini ovuşturarak sordu. "Dolapta bira kalmış mı?"
Gözlerimi devirmemek için hızlı adımlarla mutfağa ilerledim. Buzdolabının kapağını sertçe çektim. Kapağa yapışık olan rafta iki tane daha vardı. İkisini de alıp dolabı kapattım ve salona geri döndüm. Teneke kutuyu anneme doğru fırlattım ve "Kaçtım," diyerek kapıdan sıvıştım. Nihayet ciğerlerim temiz havayla dolduğunda teneke kutuyu açıp birkaç yudum aldım.
Ben Ecem Tanış.
Memnun oldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GENÇLER!
Teen FictionHayatımda tavsiye edilecek hiçbir şeyim olmamasına karşın size şunu söyleyeyim, AŞK101'i örnek almayın! Okuldaki olayların odağında olan Ece için hayat çok boştur. Sadece eğlenir, uyur ve eğlenir. Okulda yaptığı eylemler devam ederken müdür olan bab...