1107

3 1 1
                                    

İpek...

Bir orman düşünsenize,içinde küçücük olmasına rağmen hiç durmadan çalışan arıların bulunduğu,kocaman olduğu için herkesin korktuğu ayıların bulunduğu,güneş ışınlarıyla parlayan nehirlerin bulunduğu,korkak tavşanlarla daldan dala atlayan maymunların bulunduğu. Ve bu birbirinden farklı canlıların 'Orman' adının verildiği yeri oluşturduğunu düşünsenize... Hayatta böyledir işte. Emeği ile çalıştığı için küçük görülen arılar vardır ve sırf güçlü olduğu için arıların emeğine çöken ayılar vardır. Başkaları sayesinde popüler olmuş nehirler vardır. Ne yapmaşı gerektiğini bilen ama korktuğu için hiç bir şey yapamıyan tavşanlar vardır. Başarılı olmak için her yolu deniyen maymunlar vardır ve çoğunlukla gülünç duruma düşerler. Saydığım maymunlar,nehirler,ayılar,tavşanlar,arılar ve daha fazlası ormanı oluştururlar. Bir birinden faklı canlılar bir bütünü oluşturur... Biz insanlarda böyleyiz. Her birimiz bir birimizden farklıyız ama bizde dünyayı oluşturuyoruz. İnsanlar farklılıklarıyla güzeldir. Farklı olduğumuz için dünyayı oluşturuyoruz. Asla farklı olmaktan korkmayın.

Artık kalcağım yere belkide hayatımı değiştirecek o yere,1107 numaralı odaya gidiyordum. Ateş bana güvenmediği için tabikide arkamdan geliyordu. Oysaki güvenilir biriyimdir, yani bence.

Kafam allak bullak bı hâl olmuştu. Ateş'in dediklerine inanmalı mıydım? Yoksa hepsi bir oyun mu? Yada en boktan rüyanın ortasında mıydım? Hiç bu kadar uzun bı rüya olur muydu? Yada rüyadayken rüyada olduğumu bile bilirmiyim? Ateş'in cidden sihirli güçleri mi var? Neler düşünüyorum ben?! Şu an babaannem ile birlikte televizyon seyrediyor ve hayatım ne kadar kötüye gitsede iyi olduğum hakkında ki yalanlarımı babaannem anlatı olmalıydım. Babaannem benim her şeyimdi... Elbette beni merak etmiş olmalıydı. Dur bi dakika, Ateş benim telefonumu almamıştı! Odaya girene kadar telefonumda biride aramazdı zaten.

  Odanın önüne vardığımızda kapının kolunu tutarak girmek üzere Ateş'e baktım."Korkman gereken bir şey yok biz kötü elentler değiliz." Dedi samimi bir ifadeyle."Eğer daha demin anlattıkların gerçekse Ateş, evet siz kötü insanlarsınız." Dedim kendimi tutamadan. İçeri girip kapıyı çarparak kapattım. Arkamdan takur tükür sesler geliyordu. Büyük ihtimal Ateş kapıyı kitliyordu. Odadaki herkes bana bakıyordu. Baran dedikleri çocuk"Gene mi sen!?" Dedi. Zaten bir şey demezse şaşırdım. "Evet, ben. Ama merak etme bu sefer kalıcı olarak geldim... Yani böyle bir planım yok aslında ama...Boş ver." Dedim. Tabikide burda durmak gibi bir planım yoktu. Fırsat bulduğum an buradan kaçacaktım. Hande denen kız "Hoş geldin İpek." Dedi. Adını bilmediğim ama diğerleriyle konuşurken görmüş olduğum sarışın çocuk"Madem kalıcısın tanışalım o zaman, Ben Can Gündoğdu." Dedi elini el sıkışmak için öne atarak. El şıkışırken"Bende İpek Akça." Dedim."Memnun oldum İpek Akça." Dedi. Adeta gözlerinin içi parlıyordu. İkimizde gülümsedik. Ve elini bıraktım. Arkadan küçük gösterdiğini düşündüğüm ama artık herkesin 17 yaşında olduğunu bildiğim için  kısa diye tanımlaya bileceğim kız"Hoş geldin İpek. Bende Büşra." Dedi. Çok tatlı ve nayif bir sesi vardı."Memnun oldum." Dedim. Hande dedikleri kız"Hande bende." Dedi. Gülümsedim. Ben dahil herkes Baran dedikleri çocuğa baktık. "Ah... Neyse, Baran bende işte." Dedi yere bakarak. Hande,Büşra,Baran ve Can'ın dışında yataklardan birine uzanmış uyuyan bir çocuk daha vardı. Ona baktığımı gören Hande"Onu bizde tanımıyoruz deldiğimizden beri uyuyor." Dedi. "Tamam peki benim yatağım neresi?" Diye sordum merakla. Büşra"Can'ın yatağının altı yani en sonra duran ranza." Dedi."Teşekkürler." Dedim. Yatağıma doğru ilerledim. Yatağa oturduğumda direk okul çantamın içindeki telefonumu aramaya başladım. Bütün eşyalarımı tek tek çıkartıyordum. Baya eşya çıkarmıştım ama hâlâ görünürde telefonum yoktu. Derken elimle telefonu hissettim. İstemsizce "Heh! Buradasın." Dedim. Uyuyan çocuk hariç herkes başıma toplandı.Hande"Ne oldu İpek? Neye bu kadar sevindin?" Dedi. Elimdeki telefonu gören Büşra "Onu buraya nası soktun!" Dedi. Can"Bizimkileri toplamışlardı..." Dedi. Baran"Bu kız manyak harbi." Dedi. Baran beni hiç sevmemişti,sanki ben ona bayılıyordum. "Herhalde sonradan geldiğim için almayı unuttular." Dedim. Arama kısmından babaannem tıkladım. Ara tuşuna baştı. Aklımdan söylicek bin bir türlü yalan geçiyordu. Ne söylesem diye düşünürken telefondaki "interneti- izi konturol ediniz" yazısını gördüm. Hayır babaanem beni çok merak edicekti. "Cidden evren değiştirdiğimizin farkında mısın? Sence burda telefon çekebilir mi?!" Dedi Baran, alaylayıcı bir sesle. Kaşlarımı çatarak Baran'a baktım. Bir şey söylerdim ama şu an onunla uğraşacak halim yoktu. Can "Telefonu iyi akıl etmişsin. İnternet çekmesede illağa işimize yarar." Dedi. Başımı salladım.

 
    Oda da ki kişiler samimi ve iyi kalpli insanlara benziyor,Baran hariç. Baran bana neden bu kadar taktı bilmiyorum ama sonradan bana alışcağını düşünüyorum. Baran'ın bana karşı gösterdiği tepkilerin tam tersini veren kişi ise Can. Zeki birine benziyor aslında. Ama en çok Hande yi sevdim. Size neden oda da ki kişileri anlatıyorum bende bilmiyorum. Sanırım gerçeklik algımı kaybetmemek için kafamda bam başka şeyler düşünüyorum. Elent denen insan saçmalığına kafa yormak istemiyorum.

   ...
-Ertesi Gün Sabahı-

  Can'ın kolumu cimciklemeşiyle uyandım. Sert sıkmamıştı ama sabah halsiz olduğu için canım oldukça acımıştı."Ahh! Napıyosun!" Diye bağırdım bı anlık sinirle."Pardon, sadece uyandırmak istedim. Kabus gördüğünü sandım." Dedi masum bir şekilde."Tamam sorun değil,bi anlık öfkeme yenik düştüm." Dedim."Sakıncası olmazsa bir şey sora bilir miyim?" Dedi."Sor." Dedim."Annene bir şey mi oldu çünkü tüm gece 'anne' diye sayıkladın da?" Dedi. Anne diye sayıklamak mı? Benim annem bile yoktu. O kadına anne denilemezdi. Hiç bir anne yeni doğmuş kızını hastanede bırakıp,hiç tanımadığı bir adamın yanına kaçar mı? Peki baba dediğin "Çocuğu ben doğurmadım. Banane bu veletten." Der mi kızı için. Evet beni büyüten kişi babaannem babam gibi vizdansız değil o. Eğer birine anne denilcekse o kişi babaannemdir." Annem yok benim." Dedim sert bir ses tonuyla."Çok üzgünüm. Bunu tahmin etmeliydim." Dedi hüzünle. Ölmüş olduğunu sandı büyük ihtimal."Üzülmene gerek yok, ben onsuz daha mutluyum." Dedim.

   Can ile olan konuşmamız yarıda kesilmek zorunda kaldı. Çünkü Ateş kapıyı açmıştı."Hadi gelin yemek saati ondan sonra ilk testimiz yapılcak. Eğer şanslıysanız ilk günden evinize geri döne bilirsiniz." Dedi Ateş. Ardından bana baktı. "Sen önden küçük hanım." Dedi dalga geçer gibi. Ardından Can'ı gözleriyle süzdü. Can Ateş'in onu süzdüğünü fark etmemiş olmalıydı ki bana döndü."İkimizde ilk günden burdan kurtuluruz İnşallah." Dedi Can. Gülümsedim. Ateş konuşmamızdan rahatsız olmuş olmalıydı ki"Ne geveceymişsiniz hadi yürüyün." Dedi. Hızlı adımlarla Ateş'in yanına gittim. Diğerleride arkamızdan geliyordu."Bize ne testi yapicaksın?" Diye sordum."Kısa bi kan testi. Hem ben yapmicam uzmanlar yapicak testlerinizi."Tamam."dedim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bizde İmkansızdıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin