24

2.7K 330 136
                                    

"Yalnızlık" tek kelime, söylenişi ne kadar kolay. Halbuki yaşanması o kadar zordur ki...

 Halbuki yaşanması o kadar zordur ki

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





                               ‼️

Kulağımdaki uğultuyla gözlerimi araladım. Gözlerim yanımda duran kadını kayınca  hastanede olduğumu anımsayarak doğruldum. Toparlanmak için kendime bi kaç saniye verdim.

"Kalk, kahvaltı saati. İlaçlarını saat 08.00 de alacaksın."

Kadın odadan çıktığında kafamı kaşıyarak doğruldum. Hastanenin verdiği terlikleri giyinerek yataktan kalktım. Başım dönmeye başlasa da umursamayıp kapıya doğru ilerledim. Odadan çıktığımı gören kadın beni  önce süzdü, sonra uzun koridorda ilerlemeye başladı. Kadını takip ettim.

Koridorun sonuna gelince kaldığım odaya doğru kafamı çevirerek baktım. Benim odam koridorun sonunda, koridorun en karanlık köşesindeydi. Hatta o kadar sessiz ve karanlıktı ki olduğum koridorda kimsenin kalmadığını düşünmeye başlamıştım. Koridordan çıkınca sağ ve sol tarafa doğru iki yol uzanıyordu, yolun dışarıya bakan tarafı tamamen cam kaplanmıştı. Camlarda demir parmaklık vardı.

Kadının arkasından sağ tarafa doğru ilerlemeye başlayınca insanların sesini duymaya başladım.
Kadının girdiği kapıdan girince sıra sıra masaların dizili olduğu yemekhane geldim ve kadına doğru döndüm.

"İstediğin yere otur, yemeğini biz getireceğiz." dediği şeyi başımla onaylayarak önüme gelen ilk masaya oturdum. Gözlerimi masalarda gezdirdiğimde farklı tip kadınların bakışlarıyla karşılaşınca kafamı önüne eğdim. Herkesin kahvaltısı plastik kaplar içinde gelmişti. Plastik kaşığı elime aldım ve suratımı buruşturarak tabağıma baktım.

Peynir kokuyordu, zeytin çok yumuşaktı. Buradan çıkana kadar kesinlikle açlıktan ölecektim. Tabağı elimle uzaklaştırarak ayakladım ve beni buraya getiren kadına doğru ilerledim. Beni görünce göz ucuyla baktı ve kafasını "Ne var?" dercesine salladı.

"Kendimi iyi hissetmiyorum, yemeğimi yiyemeyeceğim. Odama geçebilir miyim?"

Gözleriyle vücudumu baştan aşağıya tekrar süzdü, tek kaşını kaldırarak konuşmaya başladı.

"Ara öğün yok, öğlene kadar aç kalırsın. Buradan daha da çelimsiz halde çıkarsın."

Sırıttım.

"Evraklarımı okursanız daha önce askeri personel olduğumu görürsünüz. Çelimsiz insanları askeri personel yapmıyorlar. Ayrıca hasta olduğumu söylüyorum."

Arkadan daha da genç olan hemşire gelerek kadınla aramıza girdi.

"Odalar kilitleniyor, hastalarımızın sosyalleşmesini istiyoruz. İsterseniz ortak alana gidebilirsiniz. Sizi geçirmemi ister misiniz?"

NEFES | GXG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin