4:Milk

89 14 14
                                    

ಇ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Voleybol sahası her zamankinin aksine daha sessizdi bu gün. Bu sessizliğin sebebi ise yaklaşan sınavlardı. Omegalar antrenmanlarını hızlıca bitirmiş, beraber ders çalışmak için tirübünlerde toplanmışlardı. Her biri iyi olduğu dersi diğerinin anlaması için anlatıyor, derslerle pek arası olmayanlar sınavdan geçmek için can kulağıyla takım arkadaşlarını dinliyordu.

Changbin ise takımın çalışkanlarından sayılabilirdi, fakat bu gün ders anlatmıyor, dinliyordu. İngilizce dersi favorisi sayılmazdı bu yüzden sınavdan geçebilmek için ana dili İngilizce olan Felix'i dinliyordu. Arkadaşı pek anlamadığı kelimeleri, gramer konularını anlatırken o sessizce sütünü içiyordu.

Sütü bu sabah sırasında, yanında 'Şans verdiğin için teşekkürler' yazan bir not ile bulmuştu. Alfa yarım yamalak aldığı izin ile hemen ertesi gününde Changbin'e ilgisini göstermeye, gönlünü almak için çalışmaya başlamıştı bile. Changbin ise sırasındaki süt ile bir süre mutlu olsada alfaya olan sinirini kendine hatırlatmıştı. Süt Chan'ı affedebilmesi için yeterli değildi.

"Changbin? Dinliyor musun?" Wooyoung arkadaşının dikkatinin dağıldığını fark ettiği için fısıldayarak sormuştu. Changbin soru ile silkelenirken olumlu anlamda başını salladı hemen. "Anladım" dedi Wooyoung Changbin'in dikkatinin tamamen dağınık olduğunu fark ederken. Daha sonra sözlerine "Bu arada, süt bitti Changbin. Şunu keser misin? Sesi rahatsız edici" diyerek omegayı uyararak  devam etti.

Changbin o anda elindeki sütü bitirdiğini fark ederken çıkardığı ses ile birilerin rahatsız ettiğini anladı. "Özür" fısıldayarak Wooyoung'dan özür diledikten sonra zaten odaklanmadığı için yerinden kalktı. Felix'in etrafına toplanmış kalabalıktan uzaklaşıp boş süt şişesini çöpe attı.

Tekrardan tribünlere adımlarken bir anda bütün takımın gözlerinin arkasında kalan kapıya döndüğünü fark etmişti. Felix elindeki defteri hızlıca bırakıp "Minho hyung, hoşgeldin" diye el sallarken Changbin aşina olduğu çam ağacı ve tütün kokusunu almıştı. Minho ile göz göze gelmek için arkasına, salonun kapısına dönerken "Senin antrenmanın yok mu? Sürekli burdasın sapık gibi" diye bağırmıştı deltanın duyması için.

Minho Changbin'in sözlerini görmezden gelerek, yüzündeki büyük gülümseme ile "Hoş buldum" dedi. Changbin ona doğru adımlıyorken ise elinde tuttuğu kağıdı kaldırdı herkesin görebilmesi için. "Okullar arası müsabakalardaki eşleşmeler açıklanmış. Haber vermeye geldim" tribünlerde oturan ve dersleri ile ilgilenen her bir takım üyesinin duyabilmesi için yüksek sesle konuştu.

Changbin Minho'nun elindeki kağıdın ne olduğunu anladığı anda adımlarını hızlandırmış, deltanın havada tuttuğu kağıdı hızlıca eline geçirmişti. Hızlıca listedeki bütün eşleşmeler arasında 'Seul Spor Lisesi'ni aradı. Sonunda bulduğunda, hemen kendi okullarının isminin yanında yazan 'Yongsan Lisesi'nin adını görmüştü.

New Romantics [Chanchang]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin