“rosie, ben sana topu bana at demedim mi?” çıldırmış gibi bağıran jane artık esmer teninin bile kırmızılaştığını hissediyordu sinirden.
iyi bir dörtlü olarak görevlerini yerine getirmiş ve plaja gelmişlerdi, şimdi ise voleybol oynuyorlardı.
jane ve roséanne kırmızı bir takım, john ve justin ise mavi takımdaydı. tanımadıkları insanlarla oynuyor olsalar da oyun kızlar için oldukça eğlenceliydi.
kızları yiyecek gibi duran gevşek adamlara içten içe söven iki kardeş için ise çene kaslarını geliştirmek dışında hiçbir fayda sağlamıyordu şu an bu oyun.
“çeksene kızın belinden elini sen.” diyerek filenin altından öfkeyle geçen justin’i durdurmaya çalışan john da kardeşi kadar gergindi aslında.
“justin tamam, biz sizin takımınıza geçeceğiz zaten.” diyen roséanne beyaz bikini üstünü düzelterek göğüslerinin duruşunu hizalamıştı. justin’in bakışları kızın bembeyaz göğüs çatalına indiğinde yutkundu ve elini nazikçe beline yerleştirip filenin diğer tarafına geçti.
john ve jane ise gülüşerek el ele geçiyorlardı.
justin birden “sana açık açık söyleyeyim kızım, zarttı zurttu anlamam, bu işler bana gelmez. benim tuttuğum eli bir başkası tutarsa o eli kırarım. anladın mı? sen de bunu bil, nerede duracağına karar ver yoksa bu iş başlamadan bitsin.” diyerek sakince konuşmasının ardından sırıttı.
roséanne bilmiş bir edayla kollarını göğsünde kavuşturup arsızca konuşmaya başlamıştı.
“yeter! tozludere’de değilsin, kendine gel justin.”
jane kahkahalara boğulurken john pek bir şey anlamış gibi durmuyordu. cevap beklercesine jane’e bakıyordu. jane ise “roséanne beylice olma sanatı canım, sen anlamazsın.” diyerek geçiştirivermişti genç adamı.
ིྀ
“john, gel de yüzelim biraz.”“aynen ya, daraldım sıcaktan zaten. kızlar siz geliyor musunuz?” diye sorarken üstündeki gömleğin düğmelerini aralıyordu john.
iki genç adam da baklavalarını ortaya serdikten sonra jane kendini john’un geniş omuzlarına bakmaktan alamazken roséanne de justin’in bacak kaslarını sanki her an kucağına oturacakmış gibi süzüyordu.
“siz şimdi gidin, biz videoyu youtube’a yükleyip geliriz.” dedi roséanne boğazını temizledikten hemen sonra.
genç adam başını salladıktan sonra kızlar videoları editlemiş ve ardından karar verip bir kapak hazırlamışlardı. yüklenmesi biraz uzun sürecek olsa da jane çoktan ayaklanmıştı.
“o kim ya?” diyen roséanne ayaklanırken video yüklenmesi çoktan başlamıştı.
iki genç kız john ve justin’in yanında onlara su atıyor, oyun oynamaya çalışıyordu ve bu durum bizim kızların epey canlarını sıkmıştı.
roséanne hemen evli bir kadın moduna girdikten sonra koşturarak bağırmıştı.
“justin! kocacığım, neden beklemiyorsunuz ama siz bizi?”
ིྀ
akşam yemeğine gitmek için odalarında hazırlanmaya başlayan kızlar bir yandan da videonun yorumlarını kontrol ediyor, hoşlarına giden kısımları tekrar tekrar okuyup kahkahalara boğuluyorlardı.
günler su gibi akıp giderken genç âşıklar yazın keyfini sürüyor ve kaygısızca geziyorlardı.
ིྀ
KIZLAR BEN BU KITABA NEDEN BU KADAR ASIGIM??? AYRICA BUGUN UC BOLUM BIRDEN ATACAKTIM AMA DIGER BOLUMLER BIRAZ ROMANTIK VE ARAYA SIKISTIRMAK ISTEMEDIMMMM 💗💗💗 detayli yazacagim???? sizce olaylar nasil gelisecek?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love you like a love song Ꮺ rosékook ✓
Fanfictionitalya, youtuber roséanne, italyan mafya jungkook, kışı yaza dönüştürmek, kokteyl, arkadaşlık, aşk, selena gomez şarkıları ve bolca araba sürüşü. #rosekook - #1 #blackpinkrose - #1 #blackpinkjennie - #1 #btstaehyung - #1 #bangtanpink - #1 #rsk - #1 ...