Selam
Yağmur, yavaş adımlarla ara sokağa girdi. Çok yorgundu kendisi ve okuldan eve gidiyordu tek başına.
Diğerlerinin dersi bitince direkt eve gelmişti ama yağmur kütüphaneye gitmiş ve bir şeyler çalışmıştı. O yüzden tek başına eve gidiyordu.
Ara sokaktan caddeye tam gidecekken arkadan gelen biri kolunu tutup kendine çektyi. Sırtını, göğsüne yaslandırdı.
Yağmur korkarak konuşmaya başladı. "Sen kimsin, bırak beni" diye sayıklamaya başladı.
Arkasında ki beden ensesine bir öpücük bırakıp konuştu. "Yavrum benim melihin" dedi.
Yağmur onun sesini duyar duymaz bir oh çekti. Korkmuştu.
O kadar yorgundu ki arkasında ki bedene bıraktı kendini. "Melih beni korkuttun." dedi melihin yüzünü görmek için kafasını geriye attı ve omuz üstünden bakmaya başladı.
"Kusura bakma yavrum." dedi melih ve onun yanağını öptü. Yağmur gözlerini kapattı.
"Çok mu yorgunsun?" diye sordu melih yağmura.
Yağmur başını salladı evet anlamında.
Melih, yağmur'un belinden tuttu ve kendine çevirdi kucağına aldı. Yağmur da sanki bu anı bekliyormuş gibi direkt ayaklarını onun beline sardı ve ellerini de onun boynuna sardı. Başını da melihin omzuna koyup gözlerini kapattı.
"Gel bebeğim." dedi ve yürümeye başladı. İki dakika yürüyüşten sonra arabasına vardı ve kendiyle beraber arkaya bindi.
Önde berzan ve yiğit vardı.
Berzan, "neyi var?" diye sordu.
Melih, "bilmiyorum yorgun olduğunu söyledi ama ateşi var." dedi. İlk defa melih böyle endişeliydi.
"Hastaneye gidelim mi?" diye sordu berzan.
"Gidelim bence berzan. Çocuk kötü görünüyor zaten." dedi yanında ki beden yiğit.
Yağmur gözlerini kırpıştırdı ve melihe biraz daha sarıldı. "Melih" dedi uykulu çıkan sesiyle.
"Efendim yavrum?" diye konuştu oktay melih.
"Eve gidelim uyumak istiyorum tüm gün." dedi yağmur ve gözünden bir yaş geldi. Uykusuzluktandı.
Melih yağmurun yüzünü kendine döndürdü ve baktı. "Niye ağlıyorsun sen bakim?" diye sordu.
Yiğit arkasına dönüp yağmura bakarken, berzan arabayı kullanıyordu.
"Ağlamıyorum kendi akıyor." dedi yağmur tekrar başını melihin omzuna koydu.
Melih yiğite baktı, yiğitten melihe bakmaya başladı. Başını salladı melih 'ne yapalım' diye.
Yiğit berzana döndü. "Berzan hastaneye görünse iyi olmaz mı?" dedi.
"Eve gidelim belli ki uykusu var. Eğer kötü olursa öyle gideriz hastaneye." dedi berzan sağa doğru arabayı sürünce.
İkisi de başını salladı.
On dakika boyunca araba sessizliğe bürünmüştü. Eve vardıkların da yağmur kendisini uykuya kaptırmıştı. Melih onu kucağın da eve doğru getirmişti.
Yiğit kapıyı çaldı ve doruk açmıştı kapıyı gülerek. "Hoş geldinizz" dedi sevecen bir tavırla.
"Hoş buldukk" dedi yiğitte ve içeriye geçtiler. Doruğun bakışları yağmura deyince kaşlarını çattı.
"Neyi var?" diye sordu melihe.
"Yorgun." dedi sadece ve merdivenlerden yukarıya çıktılar kendi odalarına.
Yağmuru yorganın altına yerleştirip ateşine baktı, aynıydı.
Kendisini de yağmurun yanına bıraktı ve uyumaya başladılar.
***
Bölüm kısa oldu ama geçiş bölümü olsun. Bu aralar yazamıyorum maalesef :/
Nasıldı bölüm?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LordOfStory / bxb
Randomlordun kitap karakterleriyle öylesine bir şeyler yazacam. hepsi aynı evde olursa nasıl olur diye düşünün...