Bu bölümü lord'a özel yazıyorum bilginize.
İyi okumalar.
-
Her zaman ki gibi herkes oturmuş yemek yiyordu.
Mazhar, yiğit'in önüne yemek koyuyordu ve melih'te yiğitten yemekleri çalıp yağmur'a veriyordu.
Bu bir kaç kez tekrarlanıp durdu.
En sonda tam melih peynir'i alacakken yiğit, "ya melih yeter onlar benim. Çalma." dedi.
Sessiz masa da yiğidin sesi yükselirken mazhar kaşlarını çattı.
"Ulan yine ne yapıyorsun sen?" diye sinirle mazhar konuştu.
Melih ağzına sosis atıp ve çatalını kaldırıp, "yemek yiyorum kanka sen ne yapıyorsun?" diye gevşekçe konuştu.
Mazhar gözlerini kapatıp sabır diledi.
"Ya melih sen bana haram yemek mi yedirtiyorsun?" diye yağmur konuştu.
"Sus kız bizim haramla işimiz olmaz." dedi melih.
Yiğit kaşlarını çatıp "benim tüm yemeğimi sen çaldın." dedi parmağını melihe uzatarak. Tam yanındaydı.
"Yiyen ben değilim ama?" dedi melihte kaşlarını çatarak.
"Olum sen ne yılışık bir insansın?" ahmet birden konuşunca herkes oralı oldu.
Melih etrafına bakıp durdu sonra da ahmet'e bakıp, "ne diyor bu?" dedikten sonra yağmura döndü.
"Bu senin ebendir." dedi ahmet ve birden ayağa kalktı ki tuğra bağırdı.
"Harbi sikecem ha. Oturun yerlerinize yemeğinizi yiyin. Mal melih sende kaşınma harbi dayaklıksın." dedi ve masa bir anda sessiz oldu.
"Tek biz usluyuz hayatım." dedi doruk barana yaklaşarak.
Baran, doruğun yanağını öpüp başını salladı.
Berzan, "hayırdır çetin, sümer siz susuyorsunuz?" diye sordu.
Sümer göz devirip, "susuyorum çünkü elimde çatal, ağzımda yemek var." dedi.
Çetin, "trip atıyor, boşver." dedi berzana.
Sümer hemen çetine bakıp yüksek sesle, "ben mi? Ben mi trip atıyorum? Hahahayt ulan ben ne zaman trip attım? Yağız, yiğit, cengiz, masadakiler ben trip atar mıyım hiç?" dedi.
Herkes sümere bakıp aralarında melih, "evet en tripçimiz sensin." diye konuştu.
Sümer çatalını eline alıp birden ayağa kalktı ve melihe koştu.
Çetin, sümerin arkasından tutup kendine çekti. "Bana tripçi diyor, bıçaklayacağım. Bırak beni çetin." diye bağırdı.
Batuhan ve cengiz ellerinde ki salatalıkla olayları izliyorlardı.
"Yavrum o mal bilmiyor musun? Sen hiç trip atar mısın sanki?" diypr sordu sakinleştirmek için.
Sümer durdu ve arkasını dönüp çetine baktı. "Ben trip atar mıyım çetin?" diye sordu.
Çetin, "hayır." dedi.
"Ne demek hayır? Şu an ben ne yapıyorum?" dedi sümer.
Çetin, sümer baştan aşağı bakıp, "hiç bir şey." dedi.
Sümer konuşacakken mazhar, "oturun şu yemeği zıkkımlanalım." dedi. Sabrı taşmıştı.
"Sonra konuşacaz seninle." dedi çetin sümere.
"Yok arabanla konuşursun sen anca." dedi sümer ve yerlerine geçtiler.
Herkes tekrar suspus olurken birden kapı açıldı.
İçeriye yermi beş yaşlarında genç bir kız girdi ve masaya yaklaştı. Herkesin odağı o olmuştu.
Yağızın gözleri dolarken "lord" dedi kısıkça.
Evet, gelen lord.
Lord hepsine gülümseyip, "selam gençlik. Bir vedalaşmaya geldim." dedi.
Herkes şaşırdı.
Berzan, "sümer oğlum bir sandalye çek masaya." dedi.
Sümer kalkıp hemen sandalye getirdi lordun önüne ve yerine geçti.
Lord, sümer ve doruğun arasına oturdu.
"Ne vedası?" diye kalın sesiyle sordu tuğra.
Lord tuğraya döndü, "artık yokum ben." dedi. Sanki bunu o söylemiyor gibiydi.
"Ne demek yok?" melih kaşlarını çatıp konuştu.
İlk defa ciddiydi, melih. Buda lord sayesinde.
"Lord diye birisi yok artık ve olmayacakta." dedi lord.
"Sekiz yıllık serüvenimi burda bitirecem ben. Mazhar ve yağız sizlerle çok güzel zamanlarım oldu. Yazarken eğlendiğim, yükseldiğim ikili oldunuz.
Doruk ve baran, sizin ilişkiniz o kadar güzeldi ki hep olsun isterdim ve oldunuz da.
Ahmet ve cengiz, sizin verdiğiniz vibe tüm wattpadi salladı zaten o kadar hoştunuz.
Sümer ve çetin, kahkahalara boğan ikili siz asla unutulmayacaksınız.
Yiğit ve berzan, siz ikiniz herkesi karşınıza alıp buralara gelmeniz o kadar içimi eritiyor ki anlatamam.. Çocuğunuzla mutluluklar.
Tuğra ve batuhan sizin sonunuz yok ve yazılmadı. Olmadı ama siz ikiniz bir şeyler yaparsınız.
Melih ve yağmur sizde bitmediniz ama aranız kötüydü son bölümler de.. Umarım sizde mutlu bitersiniz. Kim bilir?
Diğer karakterlere de selam olsun."
Masada olan herkesin gözleri dolarken lord başını kaldırdı ve hepsinin gözlerinin içine baktı tek tek.
"Üzülmeyin. Belki başka bir zaman da tekrar görüşürüz? Dikkat edin." dedi ve ayağa kalktı herkes aynı anda.
Herkes tek tek lorda sarıldı. Sarılma zamanı bittiğin de lord arkasına döndü ve tam evden çıkacakken "hepiniz birbirinize iyi bakın. Lordofstory okuyucuları sizde ve beni unutmayın asla. Seviyorum sizleri." diyip gitti.
O kapı kapandıktan sonra, bir daha içeriye lord girmemek üzere kapanmıştı. Lord diye güzel eserimiz artık yok ve olmayacakta. Sekiz yıllık serüven bugün, on sekiz temmuz sona erdi.
Masa da ve heryerde sessizlik, gözyaşı hakkimdi sadece.
***
Lord olsaydı ne derdiniz ona?
Bu bölüm belki saçma olur ama yazmak istedim. Zaten öylesine yazdığım bir kitap.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LordOfStory / bxb
Randomlordun kitap karakterleriyle öylesine bir şeyler yazacam. hepsi aynı evde olursa nasıl olur diye düşünün...