1. Bölüm

516 26 19
                                    


Yeni Türkü - İstersen Hiç Başlamasın

•Dolu Kadehi Ters Tut - Dilerim Ki


1. Bölüm


Yunanistan, Atina

Gökyüzünün en güzel aksesuarı olan güneş tepedeydi ve her yeri parlatıyordu. Şehri daha canlı göstermeyi ihmal etmeyen güneş bir o kadar da yakıcı ve bunaltıcıydı.

Hava güzel olmasına rağmen Atina sokakları sakindi.

Dışarıda biraz daha vakit geçirirsem eriyecek gibi hissettiğimden, restoran'ın içinde oturmayı tercih etmiştim. Klima çalıştığı için içerisi buzdan farksızdı.

Restoran'ı incelemeye başladığımda, duvara işlenen Yunan sembolleri dikkatimi çekti. Her biri özenle işlenmiş olan semboller duvardan başlayıp tavana kadar devam ediyordu. Beyaz ve gri rengin hakim olduğu mekan etrafa güzel enerjiler saçıyordu. Denizden gelen meltemli koku her yerdeydi. Huzur kapının eşiğindeydi.

Sipariş verdiğim limon ve vanilya karışımı dondurmam geldiğinde tabağımı kaşıklamaya başladım. İçimdeki sıcaklık yerini serinliğe bırakmıştı.

"Başka bir şey istiyor musun?"

Arkamdan gelen ses başımı tabağımdan kaldırmama sebep oldu. Kalın ve erkeksi çıkan sesin sahibinin kim olduğunu merak etmiştim. Başımı hafif bir şekilde çevirip arkama baktım. Baktığımda ise iki masa gerimde bir çift oturuyordu. Kadının arkası bana dönüktü. Kumral saçları omuzlarından aşağıya dökülüyordu. Üzerinde yazlık şifon bir elbise vardı.

Gözlerimi kadından ayırıp karşısında oturan adama çevirdim. Çevirdiğim an dünyam durdu. Hayat devam ediyordu ama benim küçük dünyamdaki sesler sustu ve sadece ona odaklandı. Camdan giren güneşin ışıltısı doğrudan onun üzerindeydi. Güneş karamel gözlerini ortaya çıkarmıştı. Biçimli olan kaşları gözlerinin sert bakmasını sağlıyordu. Ne esmer ne sarışındı, bronz bir tene sahipti.

Karşısındaki kadınla konuşmaya başladığında gözlerim kalın dudaklarına düştü. Her yutkunuşunda adem elması belirginleşiyordu. Gülümsediğinde çene gamzesi suratında ki sert ifadeyi yok ediyordu.

Gözlerini kadından çekip muhteşem rengi bana sunmuştu. Onu incelediğimi farketmişti. Utançtan ne yapacağımı bilemezken aniden önüme dönmek zorunda kaldım. İnsanları bu kadar dikkatli inceleyen biri değildim ama bu adamda anlatamayacağım güzellikler bulunuyordu.

Kafamı dağıtmak için başka şeylerle ilgilenmem gerekiyordu. Yoksa gereksiz bir hareket yapıp kendimi rezil ederdim. Dondurmamdan bir kaşık alıp çantamda ki telefonumu çıkardım ve onunla ilgilenmeye başladım.

Telefonda haberimin olmadığı, bilmediğim özellikler keşfettim. Teknolojiyi içimden tebrik ederek gelen mesajları okuyup cevapladım.

Zaman ne kadar geçmişti bilmiyorum belki on dakika olmuştu. Yanıma gelen garson yüzünden kafamı telefondan kaldırıp gözlerimi yüzüne diktim. Garson gülümseyerek önüme bir tatlı bıraktı. Gelen tatlıya şaşkınlıkla baktım.

"Dondurma haricinde başka birşey sipariş vermemiştim." dedim nazik olmaya çalışarak.

Garson, gülümseyerek. "Bir müşterimizin jesti, afiyet olsun." diyerek yanımdan ayrıldı.

GECENİN GÜNDÜZE BORCU NE KADAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin