2. Bölüm

338 22 0
                                    

Odaya yaklaşan adım sesleri koridorun duvarlarına çarpıyordu. Duyduğum sesle oturduğum yerden kalkarak camın kenarına ilerledim. Otelin geniş ve uzun penceresini açarak içeriye temiz hava girmesini sağlarken, burnumdan içime çektiğim temiz hava bütün vücudumu sardı. Anneme bugünle ilgili yalan söylemek istemiyordum umarım şüphelenip bir şeyler sormazdı. Çok şüpheci biri olduğu için bazen paranoyak davranıp kendini sıkıntıya sokabiliyordu. Kötü birşey olmayacağından emindim. Hislerim bana doğru yolu göstermeyi ihmal etmezdi.

"Parla hâlâ uyuyor musun?" diye sordu kapının ağzında ki ses.

Gelen kişi annemdi. "Uyandım anne."

Kapıyı açıp içeriye girdiğinde yüzünde şaşkın bir ifade vardı. "Erken kalkmana şaşırdım hayatım."

"Bugün Atinayı gezeceğim. Güneşin tadını çıkarmak istiyorum."

"Harika, bende hazırlanayım beraber gezelim anne kız." dediğinde, birkaç saniye ne söyleyeceğimi bilemedim. Benim dünkü adamla buluşmam gerekiyordu. Gerekiyor muydu? Basbayağa adamı tekrar görmek istiyorsun Parla.

"Anne seninle başka bir zaman gidebiliriz."

Dediğimi sorgulamadı. Sorgulamadığı için minnettardım. Yanıma gelerek alnıma naif bir öpücük kondurdu. Annem hiçbir zaman erkek arkadaşlarıma karışan biri olmamıştı. Aksine anlatmam için beni zorladı. Ciddi düşünmediğim insanları anneme kolay kolay anlatmazdım. En sevdiğim aktivite mutfakta yemek yaparken annemle erkekler hakkında konuşmaktı. Her seferinde beni aydınlatır, doğru yola teşvik ederdi.

Bütün dertlerimi, sırlarımı annemle paylaşırdım. Ondan başka kimseye kolay bir şekilde güvenemezdim. İyi kötü acı tatlı her anımda o vardı. Beni yalnız bırakmamaya yemin etmiş gibiydi. İşteyken bile arayıp zamanının çoğunu bana harcardı. Küçükken anlamazdım ve bu ilgiden sıkılırdım. Ama şuan annemi çok iyi anlıyordum. Babasız büyüdüğüm için kendini yetirmeye çalışıyordu. Eksik kalmamam için çırpınıp duruyordu.

Babasızlığın en acı yüzüyle lisede tanışmıştım. En ufak kavgada insanlar beni babasızlıktan vurardı. Başımda babam olsa böyle olmazmışım.

Hayatımı etkileyen her kötü olayda sineme çekilip "Babam olsaydı böyle olur muydu?" Sorusunu kendime sorduğumda ömrümden birkaç yıl eksiliyor gibi hissederdim.

İnsanlar beni acımasızca eleştirdiğinde aslında konunun baba olmadığını büyüdüğümde anladım. Çünkü babası hayatta olup yanlış kararlar veren insanlarda vardı.

Annemin beni iyi yetiştirdiğini düşünüyordum. Belli bir yaştan sonra insanı anne babası değil kendisi yetiştirmesi gerekiyordu.

Anneme artık babamı sormamam gerektiğini o kara gecede anlamıştım. O gece tekrar sorduğumda yalanı ve umudu bitmişti. Gözlerindeki ışığı söndürdüğü için bir daha ona babamı sormadım, sorgulamadım.

Olabilirdi. Çocuklar babasız büyüyebilirdi.

Babalarda çocuksuz yaşlanabilirdi.

"Kendine vakit ayırman ne güzel hayatım."

Annemin beline kollarımı dolayıp sıkıca sarıldım. Küçükken alttan bakışlar atarak onun boyuna yetişmek için çabalardım. Şimdi ise aynı boydaydık. Bizi görenler anne kız demezdi. Annem bana genç yaşta hamile kaldığından abla kardeş laflarına kulağımız aşinaydı.

GECENİN GÜNDÜZE BORCU NE KADAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin