Bölüm iki

299 30 4
                                    


Gülümseyerek bakıp ellini çekti "Umarım tanıştığımıza memnun oluruz Hazan." dedi kafamı sallayıp "Umarım." diye fısıldadım. 

Önüme döndüm güneşin yavaştan battığını fark edip ayaklandım ayaklanmamı gören adam yani Jayden'de hareketlendi hareketlerinde korku vardı sanki yine uçuruma koşacağımı düşünmüş gibi. Kafamı ona çevirip "Gidiyorum, yarın gün batımında burada olurum." dedim sakince ve bir şey demesini beklemeden ellerimi ceketimin ceplerine koyup yürümeye başladım.

Ağaçlarla çevrili yolda yürürken arkamdan "Görüşürüz Hazan! Yarın seni dört gözle bekliyor olacağım." dediğini duydum tepki vermeden ana caddeye çıkana kadar yürümeye devam ettim. İşin kötü tarafı öleceğim diye yanıma geri dönüş için para almamış olmam ama garip bir şekilde iyi tarafı ise evimin buraya birazda olsa yakın olması yürüyerek yarım saat kadar bir süreyle eve varabilirim. Ama şu an kendimi o kadar çok yorgun hissediyorum ki yarım saatlik yolu iki saatte tamamlayacağım gibi.

Sıkıntılı bir nefes verip yürümeye devam ederken kendi kendime bir şarkı mırıldandım,  "Kırık, dökük, delik, deşik o yorgun kalbime. Yine mi yol?" 

"Yine mi yol Hazan?" dedim kendi kendime derin bir soluk alırken.

///////

Yavaş adımlarla dün oturduğumuz o banka doğru ilerledim elimde bitmiş olan sigara izmaritini atıp yeni bir tane çıkarıp yaktım ve derin bir nefes alıp dumanı üfledim. Etrafta bir göz gezdirdiğimde Jayden'i göremedim. Kafamı gün batımına çevirip sigaramı içmeye devam ettim o an zihnimde dün olanlar canlandı hoş bütün gece canlanıp durmuştu.

Arkadaşlarıma, aileme bir şey çaktırmamak için adeta bir yerlerimi yırtmıştım. Arkadaşlarımı birkaç gülmediğim ama onlara "bu kız iyi." mesajı verecek şekilde mesaj atıp aileme de sinüzitim tuttu diyerek geçiştirmiştim. İnsanlara bir şeylerden bahsetmek beni yoruyordu. 

Ne kadar zaman geçti diye saatime baktığımda 15 dakikadır burada olduğumu fark ettim. Neredeydi bu adam? Alayla gülümsedim yoksa uğraşamam bu ruh hastasıyla diyip vaz mı geçmişti? Yine bir ufacık olan umudumun yıkılmasıyla sıkıntılı bir nefes aldım sigaramdan. 

Kabullenmek zorda olsa gece içime ufacık bir umut doğmuştu Jayden'in dedikleri sayesinde o yüzden gece biraz heyecanla günün doğmasını bekledim sonra ise saatlerce buraya gelmeyi.

Elimi sabah kazıdığım başıma attım ve ovaladım. Neredeyse yarım saattir Jayden'i bekliyordum. Yine bitten izmariti diğerlerinin yanına atıp yeni bir sigara çıkardım. Sigaram bitmeden gelse iyi olurdu yoksa daha fazla beklemeden bir daha gelmemek üzere gidecektim.

Biten sigaramla tam ayaklanıyorken Jayden'in sesini duydum nihayet! 

"Geldim!" dedi nefes nefese "Özür dilerim çok mu beklettim?" sorusuna alayla güldüm "yarım saat kadar." o sanki daha 5 dakika demişim gibi gülüp "iyi ya ben de çok geç kaldım sandım." dedi ona 'ciddi misin?' bakışı atıp tek kaşımı kaldırdım gülümsemeye devam edip "Ben hep geç kalırım da o yüzden öyle dedim. Ama bugün isteyerek veya bilerek geç kalmadım antrenmanım beklediğimden geç bitti." 

Sıkıntılı bir nefes verip "anlıyorum." dedim sonra önüme döndüm. O ise hâlâ bana bakıyordu gözlerinin odağı saçlarımdı yandan ona baktığımı fark edip gözlerini gözlerime indirdi.

"Nasılsın diye soracaktım ama saçların bana cevabını verdi." sıkıntılı bir nefes verip devam etti "Bir söz duymuştum 'bileklerini kesmemek için saçlarını keser kızlar.' diye bileklerini kesmemek için mi saçlarını kestin Hazan?"

Elim istemsiz sweatimin kapşonuna gitti ve kapşonu başıma geçirdim bu hareketimin karşısında gülümseyip "Ama var ya çok yakışmış. 3'e vurmak nereden geldi aklına ya?" dedi yerimde huysuzca kıpırdanıp "öyle bir anda kazırken buldum işte kendimi." diye mırıldandım anladım der gibi kafasını salladı.

Birkaç dakikalık sessizliğin arkasından boğazını temizleyip "Seni bu duruma sürükleyen bir meselede sevgisizlik öyle değil mi?" dedi böyle bir şey beklemediğim için şaşırarak ona döndüm gülüp "Böyle baktığına göre 90'na vurdum! Ee o kadar psikoloji kitapları okuduk kaptık tabii bir şeyler" dedi istemsizce nefeslenir gibi güldüm, gülmemle rahatlamış gibi bir nefes verdi.

Bu kez ben boğazımı temizleyip konuşmaya başladım "Evet dediğin gibi bir mesele de sevgisizlik." omuzlarım kaldırıp indirdim "Hissetmiyorum, sevildiğimi hissetmiyorum. Oysa ben hissettirmeye çalışırım sevgimi saklamam ya bir sözle ya bir hediyeyle karşımdaki insanı gülümseterek bunu hissettirmeye çalışırım. Belki başaramıyorumdur onlara hissettiremiyorumdur bunu bilemem tabii." dedim ve nefes verdim. Jayden omuz silkip "Hissetmiyorlarsa onlarda problem vardır belki." dedi ve bir soru yöneltti "En çok kimin tarafından sevildiğini hissetmek isterdin?" soruyu duymamla gözlerimin yaşarması bir oldu sıkıntılı bir nefes alıp yutkunmaya çalıştım "Annemin." dedim fısıldayarak.

Jayden'e baktığımda acı bir tebessümle bana baktığını gördüm. Stresten sağ bacağımı sallamaya başladım sonra kafamı Jayden'in olmadığı tarafa yani soluma çevirip derin bir nefes aldım elimi cebime atıp bir sigara çıkardım ve yaktım. 

Dumanı üflerken Jayden'in bir bacağıma bir de sigarama baktığını gördüm sigarayı dudağımdan çekip solla doğru biraz uzaklaştırdım "Rahatsız mı ettim?" diye sordum biraz çekinerek.

Jayden soruma güldü, gülecek bir şey sormadım ki, tek kaşını kaldırıp "Hep kendinden önce başkalarını mı düşünürsün?" diye sordu anlık bir düşündüm ve sıkıntılı bir nefes alıp verdim. 

Evet ilk başta başkalarını düşünürüm kendi rahatlığımdan çok başkalarının rahatını mesela yolda yürürken kulaklıkla müzik dinlerken bile sesini kısarım ve sürekli dışarı ses gidiyor mu diye kontrol ederim biri duyup rahatsız olmasın diye.

Sessizliğimi gören Jayden "Her zaman ilk önce kendini düşün Hazan. Önemli olan senin rahatlığın, senin iyiliğin sonra diğerleri gelir ama her zaman öncelikli olan sensin unutma." dedi. Kafamı salladım sadece haklıydı bunu kendime hep hatırlatsam da bazı zamanlar olmuyordu işte. 

Kafamı gün batımına çevirdiğimde güneşin çoktan battığını gördüm ve Jayden'e döndüm "Gün batar, konuşma biter ve Hazan gider." dedim ve ayaklandım. 

Jayden dolgun dudaklarını büzüp "Off hep geç kalmam yüzünden. Neyse tekrarlamamaya özen göstereceğim. Kendine iyi davran Hazan, yarın görüşeceğiz." dedi kafamı sallayıp ilerlemeye başladım ağaçların olduğu yere geldiğimde dudağımdaki sigarayı çekip arkama dönüp  Jayden'e baktım.

"Jayden!" diye seslendim ilk bakışları ben de olan Jayden elini kaldırıp "Haa!" diye bağırdı kafamı sağa sola sallayıp "Zehirlediysem, özür dilerim!" dedim.

Dediklerimle gülümseyip kafasını olumsuz bir şekilde salladı önüme döndüm ve yürümeye devam ettiğimde arkamdan seslendiğini duydum.

"Kendini zehirleme yeter."


Gün Batarken|Jayden Oosterwolde✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin