Bölüm altı

152 14 0
                                    

Kalbimden nefreti

Aklımdan geçmişi

Sırtımdan o yükleri

Al bu gece

Kimse almadı o yükleri, kimse anlamadı yüklerimi ben geçmişimle hep savaşmaya devam ettim. Benim hiç bugünüm, yarınım olmadı hep dünüm oldu. Hep dünün içinde sıkışıp kaldım.

Sevgisizliğin canımı acıttığını söylediğime bakmayın, yalan söyledim. Sevgisizlik benim canımı yakan şey değildi benim canımı yakan şey sevginin ne olduğunu yanlış bilenlerdi. Sevgi; can acıtmaz, kötülük barındırmazdı. Seviyorsan karşındaki kim olursa olsun onun canını yakmaya korkar hatta kendi canı yansın ama karşısındakinin canı yanmasın diyebilmektir. Sevgi, masumluktur.

Ben beni kimse sevsin istemiyorum şu zamana kadar sevgi zannettiğim her şey canımı yaktı, öldürdü beni. Benim sevgim ise onlar gibi can yakmaz, kıyamam sevdiğim insanlara aramız kötü bile olsa çabuk geçer ve onlara merhamet duymaya başlarım. Hak ederler, hak etmezler orası tartışılır belki ama ben kimsenin canını, bugününü, yarınını yakmam. Ben o kadar kötü olmam.

Yani artık kimse sevmesin beni, istemiyorum canımı yakan sevmeleri.

İstemem hiç sevme beni

Ben henüz gençken

Uçuruma doğru ilerlerken ayaklarım hep geriye doğru kaçmak istiyordu. Bugün buraya gelmek benim için çok zor olmuştu. Hiç uyumayıp ayna karşısında konuşma provası yapmıştım doğrusu yapmaya çalışmıştım çoğu hıçkırıklarım ve sarsılarak ağlamalarımla bitmişti.

Kendime bile anlatamadıklarımı nasıl birine sesli bir şekilde anlatacaktım? Bütün kelimeler boğazımı yırtarken nasıl anlatacaktım? Nasıl anlatırım, ben o kadar güçlü değilim ki.

Uçuruma geldiğimde oturmuş beni bekleyen Jayden'ı gördüm adımlarım durdu. Kalbim deli gibi atmaya başladı ve 'çek git!' demeye başladı, beynim ise tam tersi 'gitme!' demeye başladı tam Jayden'e doğru gidecekken bütün cesaretim o an kırıldı ve arkamı dönüp yürümeye başladım tam o sıra Jayden'in sesini duydum.

"Hoop! Kaçak nereye? Gel buraya!" bedenim sanki bunu duymayı bekliyormuş gibi Jayden'e döndü ve ilerlemeye başladı. Jayden'le karşı karşıya geldiğimizde tir tir titriyor, kalbim deli gibi çarpıyordu. Jayden halimi görüp burukça gülümsedi ve kolumdan tutup beni banka oturttu.

"Görmeseydim gidecektin yani?"

"Bilmiyorum."

Derin nefes aldığını duydum "Sigara kokmuyorsun ilk defa." dedi. Evet bugün hiç içmedim doğrusu içemedim her yaktığımda nefes alamıyor gibi oluyordum ya da yakmaya bile gücüm olmamıştı.

Çok gerginim.

Çok yorgunum.

Çok korkuyorum.

Jayden'le bir süre sustuk ikimizden de çıt çıkmadı. Jayden'de en az benim kadar gergindi hissediyordum. "Merakla seni bekliyorum. İstediğin zaman başla ama bugün başla olur mu daha fazla içinde kalmasın bir şeyler." dedi. Sustum bir süre daha.

Üstüme gelmedi, bekledi konuşmamı. Kendime biraz zaman tanıdım durdum, düşündüm nereden, nasıl başlayacağımı.

"Küçükken başımda ne annem vardı ne babam. Beni öylece bırakıp işe giderlerdi. Bende onlar gelene kadar ya kuzenlerimde ya da kuzenlerim kadar yakın olan akrabalarımda olurdum. Ha bide teyzem vardı. Teyzem hepimize bakmaya çalışırdı." nefes aldım kalbim deli gibi çarpıyor, vücudum üşüyordu. Jayden sessizce ve gergince beni dinliyordu.

"Kuzenlerimle hep kavga ederdim, o bahsettiğim akrabayla da. O dediğim akrabayla aramızda bir yaş vardı ama hepimize bulaşırdı erkek kuzenlerimle kavga eder o da yetmez ben ve kız kuzenimle de ederdi. Her şeyini karşılıklı yaptırırdı." kafamı yere eğip kollarımı birbirine doladım titremem dursun diye.

"Karşılığı çok kötü olurdu." diye fısıldadım. Gücüm çekilmiş gibiydi. Nasıl devam edecektim? Hangi kelime daha doğru olurdu? Bilmiyorum.

Jayden omuzumu sıvazlamaya başladı anladı mı yoksa? Anladı mı?

Bir süre konuşmadım, konuşamadım. Jayden "Ne yapıyordu?" diye sordu kısık bir şekilde. Gözlerim dolmaya başladı zihnimde o anlar canlandı, kafamı ellerimin içine aldım ve derin derin nefesler almaya başladım. Bir süre daha cevap vermeyince "Hazan?" diye mırıldandı.

Bir yanım hadi Hazan diyordu hadi söyle kurtul. Ani bir cesaretle konuşmaya başladım.

"Dok- Dokunuyordu bana. Dokunuyordu." kekelemem, sesimin titremesi umurumda değildi konuşmak istiyordum. "İlk başta bilgisayarıyla ya da oyuncaklarıyla oynamak istediğimde para istiyordu veriyordum ama sonra, sonra dokunmaya başladı."

Jayden konuşmuyordu. Konuşuyorsa da duymuyordum. İleri geri sallanırken kollarımı kendime doladım. "Sade-sadece, sadece dokunmakla kalmadı sonra çok, çok kötü şeyler yaptı." sallanmaya devam ettim deli gibi "Çok iğrenç şeyler çok."

"Karşı koymuyordum. İzin veriyordum."

Jayden'in "Biliyor muydun yaptıklarının anlamını?" diye sordu titrek bir şekilde. Kafamı hızla olumsuz anlamda salladım "Hayır. Bilmiyordum!" hıçkırıklarımın arasında. "Bilmiyordum, bilmiyordum, bilmiyordum." demeye devam ettim.

Yumruklarımı kafama geçirmeye başladım, hıçkırıklarımın arasında "Bilmem lazımdı! Bilmem lazımdı! İzin, izin vermem lazımdı!" demeye başladım.  Jayden'e döndüm "Dokunmaması lazımdı!" diye bağırdım ağlayarak.

Hıçkırıklarıma  Jayden'in hıçkırıkları eşlik ediyordu.

Benim için, benimle ağlıyordu.

Ben hâlâ "Dokunmaması lazımdı!" derken Jayden'nin de "Dokunmaması lazımdı." dediğini duydum.

Bir hışımla ayağa kalktım, delirmiş gibiydim  Jayden'e dönüp "Ama dokundu! İzin verdim! Hepsi benim suçum!" diye bağırdım Jayden"Hayır! Hayır değil." dedi beni tutup sarstı "Senin suçun değil! Bilmiyordum diyorsun! Bilmiyordun!" dedi bağırarak.

Kafamı olumsuzca salladım "Bilmem lazımdı!" dedim titrek bir şekilde. Sinirle ben tutum bu sefer Jayden'i "Bilmem lazımdı! Bana dokunurken onu engellemem lazımdı! Bana arkadan-" lafımı Jayden'in bağırması kesti "Sus! Sus! Konuşma sus!" dedi kulaklarını kapatmaya çalışıp gözyaşlarım eşliğinde ruhsuzca güldüm "Niye? En başından beri duymak istemiyor muydun? Al işte anlatıyorum! Senin bu duymak istemediklerin yaşandı lan yaşandı!"

Jayden, benim için ağlamaya devam ediyordu, dizlerim daha fazla taşımadı beni düştüm sesli bir şekilde ağlamaya başladım.

"Küç-küçüktüm." diye fısıldadım ağlamalarımın arasında "Seviyor sanıyordum." diye devam ettim "Sevgi sandım. İs-istismar olduğunu bilmiyordum."

Ayağa kalktım hışımla başım döndü ama kendimi toparladım. Uçuruma doğru yürümeye başladım. Dayanamıyorum, batıyorum bu yükün altında. Nefes alamıyorum, nefes almak istemiyorum. Beynim susmuyor, sürekli o anlar var sürekli!

Bana dokunması, iğrenç lafları, öğrendiğimde ondan uzak durmaya çalıştığımda beni zorlaması. Bunlar beynimde dönüp durdukça yaşayamam ben. Olmaz yaşayamam.

Uçurumdan düşmeye bir adım kala arkadan çekildim yine.

"Ne yaptığını sanıyorsun?!" beni tutup sarsmaya başladı bağırarak "Daha anlaşma bitmedi Hazan! Bu kadar erken vazgeçemezsin! İzin vermeyeceğim buna!" ne yüzüne bakabiliyordum ne de bir şey diyordum sadece ağlıyordum.

O da gördü halimi sarsmayı bıraktı sarıldı bana "Yalnız değilsin. Söz veriyorum hiç yalnız olmayacaksın ben olacağım." dedi sadece ve benle beraber ağlamaya devam etti.

Güneş battı, yerini ay aldı biz  Jayden'le sarılarak ağlamaya devam ettik. 

Gün Batarken|Jayden Oosterwolde✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin