Koş yakalayana kadar

252 10 1
                                    


Gamze el yordamıyla çalan telefonunu komidinin üzerinde buldu ve gözlerini bir milim açarak kapatma tuşuna bastı. Bir iki saniye kendini toparladıktan sonra gözünü ovuşturarak hafifçe döndü yatakta. Ömer de uykulu gözlerle ona bakıyordu. "Hadi..." Sabah sesi çatallı ve kalındı. Gamze kafasını salladı ama elini tam yorganın üzerine çıkarmıştı ki tekrar uyuyakaldı. Ömer sabah şişmiş gözlerini kısarak gülümsedi onun bu haline. "Ben namazı kılana kadar hazır ol..." diye fısıldayıp yanağına bir öpücük bıraktı ve kalktı yataktan. Yanındaki sıcaklık gidince Gamze de istemeyerek açmıştı gözlerini. Yataktan kalkıp dolaba doğru ilerledi ve spor kıyafetlerini çıkarmaya başladı. Beyaz bir tişört ve eşofman altı çıkardı sonra da aynı renk bir ceket ve çoraplarını yatağın üzerine koyduktan sonra banyoya girdi.

Gamze banyodan çıktığında Ömer'e bakıp öylece kalakalmıştı. "Ne var?" "Seni gömleksiz dışarıda göreceğim. İlk kez." Ömer kafasını iki yana sallayıp güldükten sonra Gamze'ye yaklaştı. "Spor ayakkabı da giyeceğim inanabiliyor musun?" "Yok inanamıyorum." Ömer hala gülümsüyordu. Kafasını yatağa çevirip üstündeki kıyafetleri işaret etti gözleriyle. "Hadi giyin de gidelim." Gamze de bakışlarını yatağa çevirmişti. Dağınık yorgana bakıp dalgınca mırıldandı. "Hadi soyun da girelim." "Ne?" "Ne?" İkisi de aynı anda birbirine dönünce boş boş baktılar birbirlerinin gözlerine. "Sıkı giyin hava biraz serin." "Dedi sadece tişört giyen adam." Gamze gözlerini devirip pijama üstünü çıkardı ve yatağa doğru yürüyüp giyinmeye başladı. Bu sırada Ömer bir adım daha atıp ellerini Gamze'nin beline yerleştirince Gamze de gülümseyerek kafasını geriye çekmiş ve sorgulayan bakışlarla gözlerini ona dikmişti. "Bir kere öpeyim." "Sadece bir kere mi?" "Çıkmamız lazım ondan sadece bir kere." Gülümseyerek yaklaştıklarından dişleri hafifçe birbirine sürtmüştü. Küçük bir öpücükten sonra Gamze yatağın üzerindeki ceketini aldı ve Ömer'in elini tutup dışarı sürüklemeye başladı.

Ömer Gamze'nin yaptığı esneme hareketlerini taklit etmeye çalışırken yüzü kıpkırmızı olmuştu. "Ayaklarına dokunman gerekiyor." Ömer parmaklarını yere uzatırken kafasını kaldırıp huysuz bir yüz ifadesiyle Gamze'ye baktı. "Senin için söylemesi kolay. Esnemen gereken mesafe daha az." Gamze de kafasını kaldırıp sinirli bir yüz ifadesiyle Ömer'e baktı. "Sen bana kısa mı diyorsun?" "Yok.. öyle deme-" "Tamam. Anladım ben." "Lütfen eğilip kalkmayı bırakıp koşabilir miyiz? Kendimi ot yemeye çalışan zürafa gibi hissediyorum. Herkes de bize bakıyor." Gamze Ömer'in benzetmesine gülerken ceketinin önünü açtı. Sonra da bakışlarıyla anlaşıp koşmaya başladılar.

İkisi de yan yana orta bir tempoda koşuyorlardı. Ömer'in kondisyonu Gamze'nin beklediğinden çok daha iyiydi. Şimdiye kadar spor yapmadığını söylediği için hızlı yorulacağını düşünmüştü. Gamze düşüncelere dalmışken Ömer biraz hızlanıp Gamzeye döndü ve nefes nefese konuşmaya başladı. "O efsanevi hızınızı görelim Gamze Hanım. Yukarıya kadar yarışa var mısın?" Gamze gözlerini büyüterek yokuşa bakmıştı ama Ömer hızlanınca o da hızlandı ve yokuşun sonuna kadar koştular. "Hadi! yokuş bitti diye koşu bitmedi değil mi?" Gamze elini göğsüne koyup dramatik bir şekilde adımlarını yavaşlattı. "Aaah öldüm. Yarış için çok yaşlıyım." Ömer arkasına dönüp Gamzeye doğru birkaç adım atmıştı. Muzip bir yüz ifadesiyle konuştu. "Yaş bir sayıdan ibaret canım benim. Gel buraya." Gamze ne olduğunu anlamadan kendini Ömer'in kucağında bulmuştu. Ağzından küçük bir çığlık kaçırdı ve ani bir refleksle Ömer'e tutundu. "Ömer! napıyorsun indir beni!" "Yoruldum demedin mi? Dinlendiriyorum seni işte." Ömer tekrar koşmaya başlayınca Gamze sert bir şekilde Ömer'in göğsüne vurdu. "Bu kadarı da şov artık." "Ne var ya? Koşuya çıkmadık mı? En sevdiğim koşu partnerim sensin." "Başka koşu partnerlerin var da sanki.."

Ömer Gamzeyi yere bıraktığında nefes nefeseydi. Yorgunluğuna rağmen gülerek çenesinden bir makas aldı Gamze'nin. "Çok yoruldun mu?" "Senin kadar değil." Gamze bu cevaba karşılık kaşlarını kaldırdı ve yüzüne iğneleyici bir gülümseme yerleştirdi. "Emin misin? Ayaklarına dokunmak zor gelmemiş miydi?" "Gerçekten iki metre olduğumu unutuyorsun bazen." "Emin ol, hiç unutmuyorum." Banka doğru yavaş adımlarla yürüdüler. Yan yana oturup sessizce manzaranın tadını çıkarırken Ömer'in karın gurultusu sesiyle Gamze bakışlarını manzaradan ayırıp Ömere çevirdi. Ömer de elini karnının üzerine koyup dudaklarını büzerek Gamzeye dönmüştü. "Ne yiyelim?" diye sordu masum bakışlarla. "Tahinli çörek?" "Tahinli çörek."

ömgam one shotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin