"Gamze kusucam galiba." "Saçmalamaaa çok güzel."Ömer Gamze'nin önündeki çikolatalı bisküviyi ayırıp arasına salatalık turşusu koymasını izledi. "Ketçaplı omletten kötüsü gelmez diye düşünüyordum." "Ne alaka? Tuna seviyor onu." "Yani evet. Tunayı seninle aynı kefeye koyamam şu an. Bu ona hakaret olur." Gamze dolu ağzıyla çiğnemeyi bırakıp yanakları şişkin bir şekilde Ömere baktı. "Üzüyorsun beni. Tadına bile bakmadın." Ömer Gamze'nin kucağındaki tepsiyi alıp sehpaya bıraktı ve ona döndü. "Canım..." Gamze gülümseyerek Ömere odaklanmıştı. "Canım?" Ömer elini Gamze'nin karnına koyup gözlerini kapatmış ve dudaklarına doğru eğilmişti. Ama kısa bir süre sonra ayrıldı hızlıca. "Çok ciddiyim dudaklarında turşulu çikolata tadı var." Gamze bunu duyunca yüzüne yaramaz bir gülümseme yerleştirip Ömer'in dudaklarına saldırmıştı tekrar. Ömer kafasını geri çekip kaçmaya çalışırken hızlıca dizlerini Ömer'in iki yanına koyup koltukla arasına sıkıştırdı onu. Ellerini Ömer'in yanaklarına koyup sert bir şekilde dudaklarına bastırdı dudaklarını. Ömer onun turşulu dudaklarından kaçmaktansa kollarını etrafına sarıp onu daha yakına çekince ise kaşlarını kaldırdı istemsizce. Hani iğrenmişti turşu ve çikolatadan? Neden öpücüğü uzatıyordu şimdi? Dudaklarındaki yiyecek tadı tamamen yok olana kadar öpüştüler ve Gamze ayırdı dudaklarını yavaşça. "Hani turşu ve çikolata sevmiyordun?" "Senin dudakların için her şeye katlanırım." Ömer öpücüğün devamı için kafasını uzatınca Gamze hızlıca geri çekildi ve sorularına devam etti. "Kaçıyordun hani benden?" Ömer ellerini yavaşça Gamze'nin sırtından ensesine doğru götürüyordu. "Kovalaman hoşuma gidiyor." Bunu söylemesiyle Gamzeyi kaçamasın diye ensesinden tutup dudaklarını birleştirdi. Parmaklarını Gamze'nin saçlarında dolaştırmaya başlayınca Gamze yavaşça kafasını eğip Ömer'in yanağına bir öpücük bıraktıktan sonra başını omzuna yaslamıştı. Ömer'in parmakları hala Gamze'nin saçlarının arasında dolanırken fısıldadı yavaşça. "Çok masumsun. Turşudan dolayı kaçarım sandın. Vebalı bile olsan öperim seni. Kurtuluşun yok Gamze Ademoğlu." Gamze uykulu sesiyle cevap vermişti. "Sen eskiden böyle değildin. Evlenince oyunlar oynamaya başladın." Ömer Gamze'nin yorumuna gülümseyerek saçlarına bir öpücük kondurmuştu. "İlk oyunumuzda anladım oyunlar oynamayı sevdiğimi. Kim önce evlenicek diye inatlaşıp iddiaya girdik, birbirimizi çıldırtmak için uğraştık ya..." "O zamanlar hiç oyun gibi gelmemişti ama. Bana çok çektirdin Ömer Ademoğlu." "Değdi ama bak... Birlikteyiz, mutluyuz, bir kızımız olucak..." Gamze kafasını Ömer'in omzundan kaldırıp kaşlarını çatarak yüzüne bakmıştı. "Daha kız mı erkek mi bilmiyoruz..." "Babalar bilir. Hissederler. Hep anneler mi her şeyi hissedicek bunu da ben hissettim baba olarak." Gamze Ömer'in tatlı isyanına gülüp küçük bir öpücük verdi Ömer'e. Ama onun bakışları aşağı kaymıştı yavaşça. "Göbeğin büyüdü baksana aramıza giriyor artık." "Yani sen buna büyük diyorsan birkaç ay sonra ne diyeceksin acaba.." "Çok güzelsin derim. Başka ne diyeyim?" Gamze Ömer'e daha sıkı sarılıp alnını ona yaslarken Ömer "Aaa..." diyip uzaklaştı aniden. "Şimdi aramızda ezilmiyordur değil mi?" Gamze kahkaha atmaya başlayınca Ömer elini Gamze'nin hafif şişkin karnına koymuştu. "Kızım iyisin değil mi?" Gamze'nin kahkahalarına gülümsedi ama hemen sonrasında onu durdurmaya çalıştı. "Dur şimdi deprem oluyor sanıcak içeride." Gamze bunu duymasıyla daha çok gülmeye başlayıp başını Ömer'in omzuna gömmüştü tekrar. Gülmesi geçene kadar durdu ve nefes nefese bir şekilde başını kaldırdı. "Sen dünyanın en iyi babası olucaksın." "Kızımızı turşulu çikolatalı bisküviyle zehirlemezsen inşallah." Gamze kafasını hafifçe yana eğip dudaklarına yaklaştı. "Seni zehirleyeceğim önce." Ömer bakışlarını Gamze'nin dudaklarına indirip tekrar gözlerine çıkardı. "Olur..." Gamze tam dudaklarını birleştirmek üzereyken kapı sesiyle uzaklaştılar hızlıca. Gamze bacağını hemen yana atıp Ömer'in yanında oturur pozisyona gelirken Tuna içeri girmişti. "Naber?" "İyiyiz Tuna, annen yine bildiğin gibi değişik tatlar deniyor." Tuna gülerek yanlarına yaklaşmıştı. Sehpadaki tepsiye bakıp yüzünü buruşturarak annesine çevirdi bakışlarını. "Bakma öyle. Güzel tadı." "Hıhı, kesin öyledir." Tuna annesiyle dalga geçmesine rağmen tepsideki yarısı ısırılmış bisküvili turşuyu attı ağzına. Yüzüne şaşkın bir ifade yerleşmişti aniden. "Güzelmiiiş." Ömer Tuna'nın beğenmesine şaşırırken nasıl iki kişinin aynı anda turşulu çikolata sevebileceğini anlayamıyordu. "Sen de mi Tuna?" "Sen de dene Ömer abi. Neyse ben odama geçiyorum. Siz de... Devam edin." Bunu duyunca Gamze'nin eli ayağına karışmıştı. Nasıl yani görmüş müydü onları koltukta? "N- n- ney- neye devam ediyoruz?" "Yemeye işte." İkisi de bir nefes verip rahatlarken Tuna onların gerginliklerine pek anlam veremeyip odasına geçmişti çoktan.
"Panik oldun." "Nasıl olmam?" "Kıyafetlerimiz üzerimizdeydi." "Ben de senin üzerindeydim." Ömer gülerek koltukta yana kaydı ve dönüp Gamze'nin kucağına koydu kafasını. Ayakları koltuğun ucundan taşıyordu. Bir kolunu Gamze'nin arkasından dolayıp belini tutarken karnına doğru çevirdi kafasını. "Seninle tanışmak için sabırsızlanıyorum kızım. Günler çabucak geçsin istiyorum." Ömer kafasını yaklaştırıp Gamze'nin karnına bir öpücük bıraktıktan sonra tekrar kafasını yukarı çevirmişti. Bunu fırsat bilen Gamze de eğilip dudaklarını birleştirmeye çalıştı ama Ömer'in dudaklarına yetişecek kadar eğilememişti. Ömer de onu sinir etmek istermiş gibi kafasını kaldırıp dudaklarını birleştirmeye çalışmadı. "Off... Gıcık." Gamze pes edip kafasını kaldırırken Ömer doğrulup koltukta oturur pozisyona geçti tekrar. Kendini yan döndürüp kolunu koltuğun üzerine atarak Gamzeye doğru sokuldu. Gamze de onu öyle görünce ayaklarını koltuğun üzerine çekip yan dönmüştü. Ömer iyice yaklaştıktan sonra Gamze'nin bacağını yakalayıp kendi üzerine çekti ve gönlünü almak için dudaklarına yaklaştı son bir defa. "Benim her şeyim, canım, hayatım, oyun arkadaşım..."