16

430 43 16
                                    

hastalıktan ölüyorum ayağa bile zor kalkıyorum ama sizi daha fazla bekletmek istemedigim icin kafayi bi sekil topladik🫡🫶

arada mutlu oldukları bir sure gecti buarada, onceki bolumdeki gibi sıradan ve gunluk bir hayat💌💌

-

Jungkook'un ağzından

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jungkook'un ağzından.

Kanser. Sanırım Taehyung lanetlenmesi konusunda haklıydı. Tarih tekerrürden ibarettir, onun hayatı sevdiği insanları öldürmek zorunda kalmaktan ibaret. Onlara acı çektirmekten.

Bu durumda ona kendimden çok üzülüyor olmam mümkün mü? Aşk dedikleri şey bu ise ben ona tamami ile aşığım. Yemin ederim, duyduğum ilk an aklımdan geçen şeyler kendimden çok alakasızdı. "Taehyung delirecek, Taehyung iyi olacak mıdır?, Bunu yaşamak zorunda olamaz."

Şimdi ise terasta oturmuş onu bekliyorum. Ona telefonda gülümsediğim için yalancının tekiyim. Her şey yolunda sanmamalıydı,çünkü hiç değil. Gerçekten değil ve duyduğundaki tepkisini kestirememek bunu daha zor yapıyor.

Gülüşü hiç bu kadar odak noktam olmamıştı ama şimdi sanki sonmuşçasına inceliyorum. Bana attığı her adımda geri çekilmek zorundayım gibi hissediyorum. Bunu ona yapamam. Yapamam. Kahretsin ki kaçmak bile bir işe yaramaz. O ölümün ta kendisi ve ölümden kaçmak mümkün değil.

"Umarım çok bekletmemişimdir. Şimdi, seni daha fazla üşütmeden gözlerini kapamanı istiyorum. Baştan uyarayım, bu biraz farklı olacak."

Neyden bahsettiği hakkında en ufak fikrim yoktu ama soru sormak yerine direkt ona güvenmeyi seçtim. Gözlerimi kapamamla ellerini ellerimde hissettim. Tanrım, bir azraile göre elleri çok sıcaktı.

" Şimdi aç. "

Burası da neresi? Bambaşka bir yerdeydim. Bir bahçe, fakat bu bahçede hiç renk yok. Her şey siyah ve beyazdan ibaret.

Birkaç adım uzaklaşarak kollarını iki yana açtı. "İşte. Burası benim bahçem. Beni temsil eden yer."

Etrafa biraz göz gezdirip bana dönerek konuşmasına devam etti.

"Bu kadar mı şaşırdın? Hiçbir şey söylemedin. Evet, burası biraz renksiz, hoşuna gitmemiş olabilir."

"Ben varım."

Cevabımla şaşırmıştı. Anladığını sanmıyorum. Bir adım ileri gittim. Bastığım yerde renkli pigmentler artıyordu. Bir adım daha, bir adım daha... İlerledikçe bahçede renkler yerine geldi. Şimdi onun durduğu yer ve arkası siyahken benim tarafım tamamen renkli. Ona doğru gittim. Ellerini tuttum, gözlerimi kapayıp dudağına doğru yaptığım hamle ile rüzgarın artışını hissettim. Kalp atışlarını sanki kulağımın dibindeymiş gibi duyuyordum. Gittikçe hızlanıyor, yerinden çıkmak ister gibi atıyordu.

Bir süre öptükten sonra yavaşça çekildim. Nefesim düzene girene kadar gözlerimi açmadım. Açtığımda ise, burası bambaşkaydı. Baştaki ölü bahçe gitmişti. Geri kalanı da rengarenk olmuş, çiçekleri tekrar açmış, kelebekler, böcekler evlerine dönmüş, doğa en güzel halini almıştı.

"İşte. Burası senin bahçen. Seni temsil eden yer. Ve artık iki renkten ibaret değil. Artık evrende var olan tüm renkler ve ben."

Bana öyle bakıyordu ki... Anlatacak kelime bulamıyorum. O da karşılık verecek kelime bulamıyordu. Ona söylemeliyim. Söylemek zorundayım ama bunu bozmalı mıyım? Acelesi yok. Biraz daha mutlu olabiliriz...

-------

Gece yarısını geçmişti. Hastaneye gidiyordum. Ona yalvarmaya. Taksiden inmemle hastaneye girmeden bir süre bekledim. Derin nefes alıp kendimi hazırladım. Merdivenler her zaman olduğundan daha uzun gibiydi. Tavanlar daha basıktı. Işıklar daha loş, koridorlar daha yalnızdı. Odasının önünde iki dakika kadar beklemiştim. Vaktiydi. İçeriye girer girmez koltukta bana gülümsediğini gördüm. Biliyordu. Geleceğimi bildiği gibi ne isteyeceğimi de. Koltuğun önüne çöktüm. Dizlerimin üstündeydim. Elimden daha iyisi gelir miydi? Karşındaki kişi zaten her şeye sahipse ona ne verebilirdin?

"Soojin," dedim fısıldayarak. Sesim istesem de çıkmamıştı. "Sana yalvarıyorum. Bir şeyler yap. Ona bunu yaşatma."

Baktı. Çaresizce gözlerimden düşen yaşlara bakmakla yetindi. Gözyaşlarım arttı, hıçkırlarımda boğuluyordum.

"Sana yardım edeceğim."

Duyduğum şey gerçek miydi? Bana yardım edecek...Bana yardım edecek!

"İyileştirecek misin beni? Hiç kanser olmamış gibi mi olacak?"

"Hayır." Kısa ve sert bir cevaptı. Bana gülümsemesini izlemek oldukça zordu.

"Seni iyileştiremem, bu senin kaderinin önemli ve büyük bir parçası. Ama ikinizin kaderlerinde küçük değişiklikler yapabilirim."

Anlayamıyorum.

"İkinizi birbirinizin kaderinden silebilirim.Sanki hiç içinde olmamışsınız gibi. O zaman, normal hastalar gibi tedavi görüp çabalayacaksın ve yavaş yavaş hastalıkla yüzleşeceksin. Onu hatırlamadan. "

Bizi bizden silecek miydi yani? Karşılığı bu muydu?

"Zaman çok değil Jungkook. Karar vermelisin."

-


burda kesilir mi yazaarr😡 ben bilinc akisi gibi yazdigim icin biraz karisik olabiliyor ozur AMA HEMEN UFAK ACIKLAMA YAPAYIM

Jungkook bey kanser (gotumun ustunde duramadim) ve biliyosunuz ki Tae azrail yani jungkooku oldurmek zorunda kalacak zaten sevdigi insanlari oldurmsktdn cok cektigini biliyoruz☹️☹️jungkook o yuzden yalvarmays gitti NEYSE DIZIYI IZLEYENLER SPOI VERMESIN ayrıca oraya da cok guvenmeyin heran her sey olabilir😉😉😉

Doom At Your Service ¦ tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin