Önünü kesen motorcuları işkence ederek öldürmek istiyordu. Özellikle de yumruk attığı motorcuyu
"Benim hafızam pek iyi değil motorcu, hem de dudağını patlatmakla kaldığıma dua et yoksa seni o motoru kullanamaz hâle getiririm."
"Kalbimi kırıyorsun ama Han Jisung ve senin gibi bir çocuğa böyle konuşmak yakışıyor mu?"
"İlerideki orman yolunun girişinde bekle beni şerefsiz, bu defa yüzünü dağıtıcam."
"Tabii ki beklerim zarif çocuk."
Minho sadece eğlenmek istiyordu yoksa Jisungu takmıyordu ama Jisung sinirden dudaklarını dişleyip, direksiyonu sıkıyordu çünkü yaptıkları yetmişti artık onu bu defa parçalayacaktı ne olursa olsun onun mor saçlarını yüzüne katıcaktı belki ozaman akıllanırdı...
Çok hızlı gidiyordu bu yüzden Hyunjinin on üçüncü aramasını da duymamıştı yada umursamamıştı. Eğer bu defa da başın bela açarsa ne babası ne de Soobin yardım etmicekti çok iyi biliyordu ama bilmek yetmiyordu. Buluşacakları yere yaklaştıkça siniri katlanıyordu ve daha da hızlanıyordu. Motorcu nun nerede olduğunu görmek için aynaya baktığında hemen solunda olduğunu gördü,ani bir hareketle önüne kırarak onu afallatmıştı ve kendine saydırdığından emindi çünkü hareketlerinden belli ediyordu motorcu. Han,sinyal yakarak sağa döneceğini belli etmişti, arkasında ki motorcu da aynını yapıp biraz ileride ki ıssız, karanlık ve sesiz orman girişinde durmuşlardı. Minho kaskını çıkarıp, dağılan dağılan saçlarını düzeltmek amaçlı kafasını sağa sola çeviriyordu. Jisung ise arabadan inip kaputuna yaşlanmış,sinirini dindirmek için sigara içiyordu ve ölümcül bakışlar attığı Minho yu izliyordu. Bunu fark eden Lee önce kahkaha atmıştı ve kaskını motorun üstüne koyduktan sonra Han'a doğru adımlamaya başlamıştı. Minho nun bu hareketi Han'ın sinirini taşıran son şeydi, bitmemiş sigarasını yere fırlatıp etmişti ve hızla Minho'ya doğru ilerleyip yakasına yapışmıştı."Fazla ileri gidiyorsun Lee ve beni daha çok sinir edip seni şuraya gömme isteğimi alevlendiriyorsun,bunu yapıp senden kurtulmalı mıyım ha!"
Sırıtışı eksilmeyen Minho, Hanı bileklerinden tuttuğu gibi yanlarında birleştirmiş ve Han'ın sırtını kendi göğsüne yaslamıştı. Kulağına çarpan nefsiyle fısıldayarak konuşmuştu.
"Sence bu umrumda mı zarif çocuk ya da senin bile yapabileceğine inanmadığın şeye inanmalı mıyım hı?"
"Umrunda olsaydı zaten böyle aptal davranmaz, liseli kızları etkilemeye çalışan salaklar gibi bana dokunmazdın. Yani umrunda olsa da olmasa da senin o yüzünü saçınla bütünleştiricem sen merak etme adi herif."
"Olamayacak hayaller kurmamalısın Han Jisung sonra çok üzülürsün ve sana bir şey demiyorum diye fazla şımarma yoksa kalbin ya da bir tarafların kırılacak."
Lee Minho nun gülüşü yüzünden silinmiş, ciddi bir hal almıştı çünkü yapması gereken işleri varken hâlâ veledin tekiyle uğraşıyordu oysa başka zaman olsa saatlerce uğraşırdı
"Ne boş adamsın Lee Minho, ayrıca beni bırak, bana çocuk demeyi de kes."
"Sen kendinden 5 yaş küçük olan, 21 yaşındaki birine ne derdin Jisung ?"
Duyduklarıyla şaşırıp hem sinirlenen Han, Minho nun ellerinden kurtulup hızla yüzünü ona dönmüştü, işaret parmağını sallayarak konuşuyordu Minho ya
"Bu sana,bana velet deme hakkını vermiyor ayrıca sen nerden biliyorsun benim yaşımı bide yaşına başına bakmadan beni mi araştırıyor sun lan piç "
"Güzel olduğunu kadar saygısızsın da Han Jisung. Sen hyunglarınla böyle mi konuşuyorsun ha ?"
Han'ın bel zincirini incelerken söylemişti bu sözlerini. Karşısındaki çocuğu incelediğinde belinin inceliğinin kızları kıskandıracak derece güzel olduğunu daha yeni fary ediyordu Minho.
Çocuğun belinde ki zincirden tutup kendine doğru çekmesiyle zincirin kırılması bir olmuştu.Aynı zamanda Han'ın belinde ince bir kırmızı çizgi oluşturmuştu."Senin elin rahat durmaz mı be adam,hem belimi kanattın hem de zinciri kırdın."
"Amacım bu değildi...Arabanda pansuman malzemeleri var mı?"
"Bırak be ben kendim hallederim."
"Ben doktorum Jisung, şu arabayı aç işim, işimiz daha da zorlaştırma hadi Jisung."
"Bagajda sağ köşede."
Aldığı pansuman çantasını motorun üstüne koyduktan sonra Han'dan deri ceketini çıkarmasını istemişti. Pamuğa döktüğü sıvı yla dikkatlice yarayı temizliyordu. En sonunda yara bandı yapıştırıp işinin bittiğini söylemişti."
"Beş güne kadar geçer. Sen başka kıyafet mi bulamadın da yarışa giderken böyle giyiniyorsun?""Nasıl giyinmeliyim yarışa giderken peki bay doktor?"
"Rakibinin dikkatini dağıtmayacak şekilde giyinmelisin zarif çocuk."
"Rakibimin dikkati değilde senin ki dağılmış gibi sanırım."
Arkasını dönüp arabasına doğru gidiyordu Jisung. Eğer bu herifle biraz daha beraber kalırsa kafayı yiyecekti.
"Sana yeni bir zincir alırım zirif çocuk sen sakın üzülme olurmu."
Minho nun bu sözlerine aldırış etmeyip arabasına binmiş ve çalıştırmasıyla ordan uzaklaşması bir olmuştu. Geride kalan Minho ise sadece gidişini izlemişti.
Yazım yanlışı varsa şimdiden özür dilerim.Beni bu fici yazmam konusunda destekleyen arkadaşlarıma ve okuduğunuz için size teşekkür ederimm 😊
Oy ve yorumlarınızı bekliyorumm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Passionate Speed
FanfictionMotorculardan ölesiye nefret eden araba tutkunu Han Jisung Doktor ve aynı zamanda motorcu Lee Minho