(Yazı sitili değişmiştir.)
Hayatta ne kadar güzel şey varsa bunun yanında mutlaka kötü şeylerde vardır. Bazen öyle bir an gelir ki herşeyin yolunda gittiğini düşünürüz, fakat bu iyi şeylerin yanında sonuçlarınında geldiğini fark edemeyiz.
Ben her zaman iyi şeylerin yanında kötü sonuçlarını da görmüştüm. Belkide bu yüzden kendime mutluluğu bu kadar uzak görüyorumdur.
Kerem'den o günden beri haber alamamıştım. Ne kadar arasamda aramalarım cevapsız kalmıştı. Onun bana ulaşacağı düşüncesine kapılarak en sonunda aramaktan vaz geçmiştim.
Stüdyodan çıkmış ve Koray'ın evine gelmiştik. Bu haberle oldukça tepki toplamıştık. Sosyal medyada bir çok haber kanalı bunu konuşuyordu.
"Şimdi ne yapacağız?" Diye sordu Alper. "Bekleyeceğiz." Dedi Koray.
"Bekleyecekmiyiz?" Diye sordum. Koray bakışlarını bana çevirdi. "Aklında ne var?" Dediğinde büyük bir nefes vererek arkama yaslandım.
"Hiç, hiç birşey." Dememe rağmen pek inanmış gibi bakmıyordu. Koray tam bir şey söyleyecekken Alperin masaya düşen kafasıyla sözü yarıda kaldı.
Şaşkınlıkla bir yerdeki topa, birde Alpere baktım. Acele etmeden kafasını kaldırdı. Kafasını bana doğru yaklaştırdı. "Hasar var mı?" Diye sordu.
Elimle ağzımı kapatarak Alper'e baktım. "Kafanda büyük bir delik açılmış! Topun izi çıkmış resmen." Yüzümdeki alaylı ifade anında solarken,ellerimi masanın üzerine bıraktım.
Alper yüzünü buruşturarak arkasını döndü. "Pardon!" Dedi bir adam. Alper bir şey söyleyecek, fakat göt korkusundan söyleyemiyor gibiydi. Tekrardan önüne döndüğünde boş gözlerle bilgisayara döndü.
Kocaman adamların ilk başta top oynaması garibime kaçsa da sonradan pek umursamamıştım.
Koray'a doğru döndüm. "Sende oynuyor musun?" Diye sordum ciddi ciddi. "Hayır." Dedi. Bu soruyu sormam bile saçmaydı zaten.
"Hiç kaos yok, sıkıcı." Diye homurdandım. Alper ve Akın gözlerini bana çevirdi. "Ne? Siz sıkılmıyor musunuz?" Diye sorduğumda aynı anda başlarını iki yana salladılar.
"Kaos olmadan hayat daha güzelmiş." Diye ekledi Alper. "Görende her gün savaş alanındasın sanar." Dedim.
"Evet gerçekten öyle," Koray'a doğru döndü. "Evde olmadığı zaman günüm mükemmel geçiyor ama eve geldiğinde o gün ya bir kaos ya da bir kavga."
Beni ispiyonlamışmıydı?
Bu sefer Alper gerçekten bitmişti. "Kaosu bende severim." Dedi Koray beni şaşırtarak. Alper ise memnuniyetsiz bir ifadeyle önüne döndü.
Ayaklarımda dolaşan tüylü bir şey hissetmiştim. Aşağı baktığımda kediyle göz göze geldim. Sandalyemi geri çekerek kediyi okşadım.
"Ne var orda?" Diye sordu Koray. Kediyi kucağıma aldım. "Kedi mi o?" Dedi Alper. "Evet."
Koray sandalyesiyle birlikte yanımdan uzaklaştı. "Ne oldu?" Diye sordum. "Birşey olmadı." Dedi. Gözlerimi kısarak Koray'a baktım. Hapşurduğunda ne olduğunu anlamıştım.
Alerjisi vardı.
Büyük bir örgütün lideri Koray Demir Arsal'ın kedi tüyüne alerjisi vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN KARANLIĞI
ActionAy'ın parlak ışığı gece yolunu kaybetmiş benim gibi insanlara yol gösteriyor. Ben sadece yolunu kaybeden biriyim. Bazıları için ay uyanış demekti. Ama o uyanış onların sonu olmaya yakındı. Ben gibi herkes bunun farkındaydı. Olacakların ve olmuş olan...