DOLUNAY

9 0 0
                                    


Keyifli okumalarrr

O kadın bendim. Ama adam kimdi? Yüzü bulanıktı. Aklımı ne kadar zorlasam bile göremiyordum. Bunu daha sonra düşünecektim.

Hava tamamen kararmıştı. "Ee böyle susacak mıyız?" Diyerek gözlerimi Koray'a çevirdiğimde onun zaten bana baktığını fark ettim.

"Neden bakıyorsun? Yüzümde birşey mi var?" Diyerek elimi yüzüme götürdüm. "Hayır birşey yok."

Omuz silktim. "Kendinden bahsetsene biraz." Tamamen ona döndüm. "Hadi merak ediyorum."

"Anlatacağım pek birşey yok. Sıradan bir hayatım var." Dedi. "Sıradan bir hayattan kastın adam öldürmek falan mı?" Dediğimde güldü.

"Kısmen." Diye cevap verdi. Göz devirdim. "Benimde sıradan bir hayatım var diyebiliriz o zaman. Sonuçta ikimizde katiliz." Diyerek elimi havaya kaldırdım.

"Ne? Yalan mı?" Dedim ona bakarak. "Doğru." Dedi.

Ellerimi çimenlere yasladım. "Yemek!" Diye bir ses duydum. Arkama baktım. Alper camdaydı. "Yemek yemeyecek misiniz?" Diye sordu.

'Hayır' demek için hazırlanırken Koray benden önce davrandı. "Geliyoruz." Ayağa kalktı. Elini bana uzattı. Uzattığı elini tutarak ayağa kalktım.

Mutfağa geçerek sandalyelere oturduk. Pilavdan bir kaşık alarak ağzıma attım.

"Şu pilav için herşeyimi veririm." Dedi Polat. "Senin zaten aklın fikrin hep yemekte." Dedi Akın. "Ağzım var yiyorum. Seninde ağzın var sende ye." Diyerek elindeki kaşığı Akının ağzına tıkadı.

İstemsizce bu hâllerine karşı gülümsedim.

Yemeğimi bitirdiğimde ayağa kalktım. Bu akşam dolunayı izlemek yerine odama çıkmaya karar verdim.

1. Katta koridorun sonundaki oda gözüme çarptı. Kapının kolunu tuttum ama kilitliydi. Fazla zorlamadan odama çıktım. İçeri geçerek kapıyı kapattım.

Üstüme rahat birşeyler giyerek yatağa yattım. Elime telefonu alarak Koray'ın haber kanalına girdim. Bu akşamki habere tıkladım.

'14 yıl önce bugün.' Yazıyordu. Kaşlarımı çattım. Yatakta dikleştim.

'14 yıl önce bugün onlarca kişiyi kaybettik. Kimse çıkıp sorumluluğu üstlenmemişti. Ve bugün o evlerden kalan tek şey anılardı. Mutlu ve güzel anılar. Kimileri o gece aileleriyle gülerken nerden bileceklerdi? birbirlerini son görüşleri olacaklarını..."

Gözümden bir damla yaş aktı.

"Peki her gece yatarken yanına aldığı oyuncağı parçalanmış şekilde görünce ne hissedecekti o çocuklar? Babasının her gece anlattığı masalı o gece yine ısrarla anlatmasını isteyen çocuk bir daha o masalı dinleyemeyince ne hissedecekti?"

"Bugün Adliye binasının önünde büyük bir protesto edildi. Yüzlerce insan elinde pankartlarla adliye binasının önüne gelmişti. Polislerin çabasına rağmen gitmemişlerdi. Yakınlarını kaybeden herkese en içten dileklerimizle baş sağlığı diliyoruz."

Telefonu duvara fırlattım. Elimle yüzümü kapattım. Hıçkırıklarım susmuyordu. "Tek kurtulan ben olduğum için özür dilerim anne."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GECENİN KARANLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin