İnsanların iki yüzlülüğü var . Bu cümle doğru fakat sizlerin bildiği iki yüzsüzlülükten bahsetmiyorum.
Bahsettiğim iki yüzsüzlülük şu şekilde: sizin yanınızda "ben iyim" yada " ben mutluyum" diyip O şekilde gözüküyor ama yanlız kalınca da "ben hiç iyi değilim" yada "ben hiç mutlu değilim" derler.
Aynı Oğuz ATAY'ın dediği gibi:
Her insanın yaşadığı en az iki hayatı vardır.
Biri vitrinlik diğeri bilmediğiniz derinlik.Yani demek istediğim şu yani size vitrindeki 'iyimi' derler ama yanlız olduklarında kendi derinliklerine inerek 'kötü' olduklarını belirterek en büyük iki yüzlülüğü kendilerine yaparlar.
◍◍◍◍
Bala Ezel salonda koltuğun üzerine oturmuş . Dışarıya gösteren pencereden mavi gök yüzünü izliyordu. Ama çokta izliyormuş değildi . İçindeki kendisi ile derin düşünceler deydi.
İlk düşüncelerinde ve gözlerinin önünde beliren babası olmuştu. Yorgunluğuna rağmen onunla ve kardeşleri ile ilgilenmesiydi. Belki babasıyla eğlenceli vakitler geçiriyorlardı ama babası bazı günler uykusuz geliyordu. O zamlar babasının başında ağrıyordu ama onlara beli etmemeye çalışıyordu.
Sonra düşüncelerinin ve gözünün önünde beliren annesi olmuştu. Ev işlerini bitirdiği an onlarla ilgileniyordu. Bazen kardeşleri ile yanlışlıkla evi batırıyorlardı ama cidden yanlışlıkla oluyordu. Anneleri o yanlışlıklara rağmen sabırla hiç bir kelime dahi etmeden batırdıkları yeri temizliyordu.
Daha sonra düşüncelerinin ve gözlerinin önünde beliren şeyler ise kardeşleri ile kendisinin yaptıklarıydı. Kardeşleri üç yaşında olduğu için evden tek başlarına çıkamıyorlardı daha. Evdeyken kardeşleriyle oynarken birden onun oyunun bozmalarına sinir oluyordu ama annesi tatlı bir dilde "onlar bebek meleğim . Kızma " dediğinde sinirlenerek konuşamıyordu bile.
Dışarı çıktığı zaman ise sokakta oyunlar oynayan çocukları izliyordu çünkü onlarla konuşmaya utanıyor, çekiniyor ve korkuyordu. Onlara karşı hata yapıp ondan uzak olmlarından korkuyordu. Çekilmesinin sebebi ise söylediği kelimeler yada cümleler onları incitir diyeğdi.
Arkadaşı olmadığı için üzgündü ama bir yandanda mutluydu yanlız olmaktan.
"Ne düşünüyor benim narin kızım ?"
Babasının sesini duyması ile derin düşüncelerinden çıktı. Başını babasına çevirdi. 'narin ' kelimesi sorgular gibi baktı.
Adem kızının yeni bir kelime daha öğrenmesi ile gülümsedi ve elini kaldırıp burnuna deydirip " yeni kilit kelime"
Bala Ezel anladığını belirtmek için başını aşağı yukarı salladı. Sonra kelimenin anlamını bilmek için "anlamı?" dedi sadece.
Adem tekrar gülümsedi ama içinde de üzülüyordu. Çünkü kızı büyüdükçe cümleler kurmak yerine tek kelime ile konuşmayı tercih ediyordu.
"Kırılgan ,zarif ve ince anlamına gelir "
Bala Ezel babasının yüzüne bakmaya devam etti çünkü bir kaç tane daha kilit kelime açılmıştı. Babasına anlamsızca bakmayı sürdürdü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVAŞKAN
Teen Fiction" Çocuklarını düşün " demişti en sonunda Turgay komutan. "Benim çocuklarım bu yaşlarını kadar nasıl babasız yaşadılarsa annesizde yaşaya bilirler " diye tıslamışdı Bala Ezel. "BALA!" diye kükredi Turgay komutan. Artık sabrı kalmamıştı bu kadının ter...