Tek ümidim kalbimin çarpıntı seslerinin dışarıdan duyulmamasıydı.
Neden böyle oldu ki?
Kesinlikle hızlı bir şekilde yere düştüğüm için.
Yoksa bundan başka bir anlam çıkaramam.
Değil mi?
Bütün okulun bize bakmasıyla çok utandım ve ayağa kalktım.
Ayağa kalkarken Seojun'u biraz incitmis olabilirim ama o da üstüme düşmeseymiş.
"Beni neden yakaladın?Senin yüzünden düştüm."
"Seni kurtardım!"
"Beni kurtarmana ihtiyacım yok.Lütfen beni dinle ve motosiklet anahtarını al."
Sınıfa doğru ilerlemeye başladım.Suho karşıma çıktı.
"İyi misin."
"Evet."
Yoluma devam ettim.
Koridorda yürürken müzik öğretmenimizi görüp ona eğilerek selam verdim.Müzik sınıfının yanından geçiyordum.Kulağıma çok güzel bir ses geldi.
Bir kız içeride piyano eşliğinde şarkı söylüyordu.Onu dinlerken çok güzel bir sesi olduğunu düşündüm.
Bir süre sonra 2 tane kız geldi.Kızlardan birisi şarkı söyleyen kıza tokat atmıştı!
Sololuğu bırakmasını söyleyerek onu tehdit ettiler.Daha sonra gittiler.
Kızı izliyordum.Yanına gidersem daha da rencide edeceğimi düşündüm.Bana baktı ve beni gördükten sonra müzik odasından çıktı.
***
Jukyung ve Soojin'e otobüste eşlik ediyordum.Açıkcası otobüse binmeyeli uzun zaman olmuştu.O an motorumun değerini anlamıştım.İkisinin ortasında otururken Soojin telefonunu yere düşürdü.Onu almak için eğildiğimde Soojin'in elleri dikkatimi çekti.
"Eline ne oldu?"
"Ne olmuş?"
"Kış olmadığı halde çatlamış.Bekle."Dedim ve cantamdaki el kremini çıkarttım.
"Elini uzat."Dedim ve kremi sürmeye başladım.
"Cildin inanılmaz.Ellerin de oyle olmalı."
"Bu ne için?"Diye sordu.
"Annemin bir güzellik salonu var,unuttun mu yoksa?"Dedim ve esprisine güldüm.
Jukyung'a da kremden sürdüm.
"Gerçekten güzel kokuyor."Dedi Jukyung.
Ona gülümsedim.
Otobüs durunca içeriye farklı okuldan üçlü bir kız grubu girdi.Bize selam verdiler ama onları tanıdığımı pek sanmıyorum.
Jukyung o gruba bakakalmıştı.Tanıyor mu anlamında Soojin'e baktım ama o da bilmiyordu.
Kız bir şeyler anlatıyordu ama Jukyung'a odaklanmıştım.Yüzündeki korku ifadesi çok barizdi.Bende onu bu ortamdan çıkarmak istedim.Soojin'e de arkamdan gelmesi için işaret verdim.
"Gidelim.Pardon,burada inebilir miyiz?"Diye bağırdım ve ayağa kalkıp Jukyung'un önüne geçtim.Onun elini tuttum.Kapıya doğru ilerledim.
Kızlar hala bize bakıyordu.Bir terslik vardı.Daha fazla dayanamazdım.
"Yol ver de inelim."Dedim ve kızın omzuna çarparak indim.Soojin de arkamızdan gelmişti.
Jukyung duraktaki bekleme yerlerinde oturuyordu.
"Neden o kadar korktun?Onları tanıyor musun?"
"Şey..Sıkıntılı tiplere benziyorlardı."
"Hey,onlardan korkma.Korktuğunu bilirlerse daha kötü davranırlar."Dedi Soojin.Haklıydı.
"Bir dahakine cesur ol,tamam mı?"Diyerek onu destekledim.
***
Eve doğru geldiğimde Yujun'u Seojun'un motoruna binmiş,sanki motor surebiliyormus gibi bir harekette bulunurken gördüm.E benim motoruma el bile suremiyordu.
Arkadan sessizce gelip sırtına vurdum.
"Napıyorsun bacaksız?"
"Kaburgalarımın yeri mi değişsin istiyorsun?"Dedi kafasındaki kaskı çıkartırken.
Anın siniriyle Seojun'a da iyice sinir olmuştum.Lanet olası motorunu hala evin önünden almamıştı.
***
Sabah okul için hazırlanmıştım.Yujun'a da kaskını verdim ve motorumun yanına doğru ilerlemeye başladım.Evden çıktığımda Seojun'un motoru yoktu.
Dun gece Suho ile bu konu hakkında konuşmuştuk.Halledeceğini söylemişti.Bu kadar çabuk olmasını ben de beklemiyordum.
Motora bindim.Yujun da arkamdaydı.Hızla okula doğru sürdüm.Biraz geç kalmıştık.
***
Beden dersinde hentbol oynuyorduk.Suho da yanımda başka biriyle oynuyordu.Ona soracağım seyler vardı.
"Suho.Seojun'un motoru hemen aldığını gördüm."
"Öyle mi?"
Onun da haberi yokmuş gibiydi.Bu durumu garipsemiş olsam da önüme bakıp oyuna devam ettim.
Bir süre sonra oyunu bırakıp kızlarla sohbet etmeye başladık.Taehoon bir anda bağırdı.
"Kurtarıcımız Suho tekrar oynayacak!"
Bu dediği ile hepimiz ona bakmaya başladık.Suho'nun maçta oynayacağını pek düşünmemiştim.
Karşı takımdakiler Suho'nun basketbolda ne kadar iyi olduğunun farkındaydı.Onu durdurabilecek birini arıyorlardı.
Tabi ki akıllarına Seojun geldi.
Şimdi de Seojun'u ikna etmeye çalışıyorlardı.
Seojun bir anda bana dönünce ben de ona bakmaya başladım.
"Önce Yoona'ya sorayım.Son zamanlarda sadece onu dinliyorum."
Dalga mı geçiyordu karar veremiyordum.Saçma bir duyguya kapılıp kaybolmak da istemiyordum.Bu çocuk beni gerçekten zorluyordu.
"Evet Yoona,oyunumu görmek ister misin?"
"Hayır.Hiç istemem."
Seojun sanırım farkı bir cevap bekliyordu.Elindeki topu yere düşürüp ağzının kocaman açılması bunu kanıtlıyordu.
"Hiç mi?"
Bu sefer de Hyun Kyu önüme gelip Seojun'un oynaması için bana yalvarmaya başladı.
"Her neyse.Umurumda bile değil."
"İstediğin buysa yaparım.Oynayacağım."
Gidişlerini izlemekle yetindim.
"Senden gerçekten hoşlanıyor olabilir.Bunları bir fotoğraf için yapmıyor olabilir."Dedi Sooah.
"Hoşlanıyor mu yoksa dalga mı geçiyor bilmem ama çocuk gibi davranıyor."Diyerek yanıtladı Soojin.
Ne oluyor bilmiyorum ama gerçekten kafam karışık.
--700 kelime-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Night We Met||Han Seojun
FanfictionKim Yoona,uzun bir aradan sonra Seul'e döner.