3.BÖLÜM °Hastane°

47 3 0
                                    

Nilay koşarak annesinin yanına gidip dizlerinin üzerine çöktü.Elini başının altından geçirip omzundan tutarak Leman'ı kucağına çektiğinde gözlerinden yaşlar süzülmüştü.
"Anne!Anne uyan,n'olur uyan"
O sırada merdivenlerden ayak sesleri duyulunca Nilay kafasını kaldırdı ve holün diğer ucundaki babasını gördü.Nilay'ın çığlığını duymuş olmalıydı.Hemen yanlarına koşarken
"Yine mi?"
diye söylendi.Nilay hızlıca başını kaldırarak babası Erdem'e soran gözlerle baktı.Daha önce de böyle bayılmış mıydı diye düşündü.Tabi soramadı o an;kelimelerin boğazında düğümlendiğini hissetmişti.Yine de aklına yazmıştı 'daha sonra konuşmalıyız' diye.Erdem,uzanıp Nilay'ın kollarından kendi kucağına aldı Leman'ı.Kalkıp banyoya doğru yönelince Nilay,
"Baba,ambulansı arayamaz mıyız?!"
diye çıkıştı sinirle.Erdem'in
"Elimi yüzünü yıkayalım.Sonra da soğuk bir duş ayılmasına yardımcı olur"
demesiyle Nilay şaşkına dönmüştü.Koridorun ortasında dikilip kalmıştı ki Erdem'in
"Nilay,kızım yardım et de ayıltalım"
diye seslenmesiyle kendine gelebildi.Banyoya koştu hemen,babasının yaptığına anlam veremiyordu.Kahramanlık yapmanın gereği yoktu,bir ambulans çağırıp hastanete götürebilirlerdi.Bu düşüncelerini kenara iterek babasının yanına girince suyu açıp Leman'ı ayıltmaya çalıştığını gördü.Sinirle kafasını sallayarak odasına koştu.Telefonunu aramaya başladığında ellerinin titrediğini fark ettti.

Sonunda zor da olsa çantasından telefonunu çıkartabilmişti.Önce derin bir nefes aldı ve gözlerini yumdu.Sakinleşmeden ararsa saçmalayacağından emindi.Yaklaşık bir dakika kadar yatağının üzerinde oturup sakinleşince bu kadar telaş yapmanın yersiz olduğunu düşündü.
"Sadece bir bayılma.Samin ol Nilay.Önemli bir şey yok,sakin ol.Hastaneye gideceğiz ve kötü bir şey olmadığını söyleyecekler.Bu kadar basit"
diyerek kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.Acil aramayı tuşladı ve telefon çalmaya başladığında derin bir nefes daha aldı.Açmaları iki saat sürmüştü sanki.

Adresi verdikten sonra telaşla odasından çıkıp banyoya yöneldi ama kimseyi bulamayınca aşağıya koştu.

Salondaki koltuklardan birinde oturuyordu Erdem.Leman'ı da yatırıp üzerini örtmüştü.

Nilay,ahşap merdivenlerin son basamağına oturup başını ellerinin arasına aldı ve düşünmeye başladı.

Daha bugün düşünmüştü annesini.Artık onu umursamama kararı almıştı ama beş dakika öncesinde onun için ağlıyordu.İşte hayat buydu.İnsanın ne istediğini sormazdı.Acımaz,takardı çelmesini..

Ambulansın sesiyle düşüncelerinden sıyrılan Nilay, kapıya koştu.Erdem,Leman'ı kucağına aldı ve getirilen sedyeye yatırdı.Geri dönüp ceketini ve anahtarları alan Erdem,Nilay'ım pembe montunu da unutmamıştı.Erdemle Nilay,ambulansın ardından kendi arabalarına atladı.Yolda
"Baba-" diyen Nilay'ın sözünü keserek hemen
"Merak etme kızım önemli bir şey yoktur"
diyen Erdem,araba kullanırken bir eliyle de sıkıca sarıldı kızına. Nilay ikna olmamış görünüyordu.

Hastanenin önüne geldiklerinde Nilay hızla indi arabadan ve annesinin peşinden koştu.Onu bir odaya getirdiklerinde Nilay ve Erdem mecburen koridorda kalmıştı.Nilay oturmak için koridordaki sandalyelerden birine yönelince Erdem de kızının kolundan tutarak yardım etti.Kendisi de su almaya gitti.

Nilay koridorda tek başına oturuyordu.Kafasını duvara dayayıp düşüncelere daldı.Yorulmuştu.Erdem geldiğinde kızı masum bir şekilde uyurken gördü.Hemen koridorun sonundaki sekreterin yanına giderek onu bir odaya götürüp götüremeyeceğini sordu.Nilay'ı kucağına alan Erdem,sekreterin ona gösterdiği odaya doğru ilerledi.

Kızı yatağa bıraktıktan sonra yavaş hareketlerle üzerindeki montunu çıkardı.Saçlarını okşayıp yanağına bir öpücük kondurdu ve üzerini örtüp çıktı.

Nilay sabah gözlerini açtığında etrafına biraz bakındı,hastane odasında olduğunu anlayınca yattığı yerden sıçrayarak kalktı.Kendisinde bir şey olmadığını ferk edince buraya nasıl geldiğini anlamaya çalıştı.Leman aklına gelince montunu giyip kapıya koştu.Koridora çıkınca dün gece uyuyaldığını hatırlamıştı.

Leman'ın hangi odada olduğunu bilmediği için babasını aramayı düşündü.Elini montunun cebine götürünce telefonunu bulamadi.Dün gece ambulansı aradiktan sonra aceleyle giydiği kotunun cebinde de yoktu.
"Bir işimi de düzgün yapsam şaşırırdım zaten"
diye söylenerek koridorun sonuna yöneldi.Sekretere
"Pardon,ben annemin yerini öğrenmek istiyorum.Dün gece getirildi.Leman Güzel"
dedi
"Hemen bakıyorum"
diye bilgisayara gömülen kız,Nilay'a solundaki merdivenleri göstererek
"Şurdan çıkın,sola dönün,ikinci oda"
dedi.
"Peki,teşekkürler."

Nilay hızla merdivenleri çıkıp kızın tarif ettiği odanın önünde durdu.Tam kapıyı açacakken geniş koridorun sağ tarafındaki bir hareketlilik çekti dikkatini.Bir kadın yanindaki adamla tartışıyor gibiydi.Bunlar Tolga'nın ailesi Taner ve Türkan Sayer'di.Nilay bir an şaşırmıştı.Yoksa Tolga'ya mı bir şey olmuştu?Evet,olabilir.Onu görmeyeli uzun zaman oldu diye düsündü Nilay Sonra da daha aradan bir gün geçtiğini fark ederek o günü hatırladı.Kötü sonlanmıştı son karşılaşmaları.Hatta kırgındı ona karşı ama şimdi merak ediyordu.Nilay kimseye kin tutamadığını fark etti o an.Ònce annesi sonra da Tolga.

Nilay merakla yanlarına yürümeye başladığında arkasından bir ses
"Nilay"
diyerek diyerek durmasına sebep oldu.Dönüp baktığında babasını gördü.Erdem hemen kızına sarildi.Onu bıraktığı odada bulamayınca telaşlanmış,artık adının Leyla olduğunu öğrendiği sekreter kıza sorunca da burada olduğunu öğrenmişti.

Nilay usulca başını kaldırıp babasına baktı
"Annem iyi mi baba?"
Erdem kızın saçlarını okşadı ve
"Ben de bilmiyorum kızım.Birazdan doktoruyla konuşup öğreniriz ama merak etme kötü bir şey yoktur"
Nilay dudaklarını büzerek kısık bir sesle
"Tamam"
dedi.Sonra aklına yine Tolga geldi ve babasına
"Haa baba bak şurda Tolga'nın ailesini gördüm.Gidip sorsak mı ne olmuş?"
diyerek onları gösterdi.Erdem de o tarafa yöneldi,kaşlarını çatıp baktı.

Tolga'yla Nilay'ın çok yakın arkadaş olduklarını biliyordu Erdem.Görüşmelerine bir şey demezdi ama ailesinden pek haz etmediğini Nilay da biliyordu.

O sırada bir ses
"Erdem Bey,ben Doktor Emre"
dedi.Erdem doktora dönerek
"Ah,merhaba doktor bey.Eşimin durumu nasıl?"
diyerek merakını gizlemedi.Nilay şaşırmıştı,kaşlarını yukarı kaldırarak iyice belli etti.Babası onu ne zamandan beri bu kadar merak eder olmuştu?

Emre,
"İsterseniz odama geçelim.Orada daha rahat konuşuruz"
diye önerince Erdem,kafasını sallamakla yetindi.
* * * * * * *

Türkan ve Taner,Tolga için endişeleniyorlardı.İkisi de oğullarını çok seviyor,onun için varını yoğunu harcıyorlardı.Tüm zenginlikleri neredeyse hep Tolga için,onun mutluluğu içindi ama varlık,mal,mülk,zenginlik bu günlerde çok bir şey ifade etmiyordu.

Tolga kaza yapmıştı ve Türkan iki günde nerdeyse eriyip bitmişti.Çok severdi oğlunu,hala beş yaşında gibi koruyup kollamaya çalışırdı.Tabi Tolga çok ilgiden bunalmıştı ama o da annesini severdi.Durum böyleyken Türkan'ın üzülmemesi elde değildi.

Bir anda Türkan'ın aklına Nilay gelmişti.Oğluyla ne kadar iyi anlaştıklarını biliyordu.Belki de arayıp Nilay'ı çağırması iyi olurdu.Tolga'nın onu sevdiğini biliyordu,sesini duyması ona iyi gelebilir diye düşündü

Daha doktor konuşmaya başlamadan Erdem'in telefonu çaldı.Çıkarıp bakınca arayanın Türkan Sayer olduğunu gördü,şaşırmıştı.O arıyorsa önemlidir diye düşünerek
"Özür dilerim,açmam lazım.Bu çok önemli olabilir dedi.Türkan,
"Merhaba Erdem Bey.Kusura bakmayın,önemli olmasa sizi aramazdım biliyorsunuz.Ben Nilay'ı aramıştım aslında ama ona ulaşamayınca sizi aradım.Acaba Nilay yanınızdaysa telefonu verebilir misiniz?"
deyince bir şey söylemeden telefonu Nilay'a uzattı ve
"Tolga'nın annesi,seninle konuşmak istiyor.Önemliymiş."
dedi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 28, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AŞKIN YENİ HALİ(ara verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin