9

493 40 21
                                    

aptallığım benim sonum olacak.

hoyrat büyüdüm, kendimi hiçbir zaman doğru düzgün tanıyamadım. anne babamın sadece adını bildim, ben daha kendimi tanıyamazken bir kadına aşık oldum. belki de bu benim en büyük acımdı.

çocukluğumu beraber geçirdiğim, daima gözlerinin içine baktığım o kıza aşık oldum. çok zor oldu kabullenmem, hasta zannettim kendimi. ölmek istedim, yıllarca tanrıya canımı alması için yalvardım.

günah dedim, ondan uzak durmaya çalıştım. yapamadım, en ufak sorunumda onun koynunda, kokusuyla sakinleştim.

sonra bir anda herşey tepetaklak oldu, kardeşimin başına hiç tahmin etmeyeceğim bir olay geldi. intikam hırsı bürüdü gözlerimi, öfke sorunlarım oluşmaya başladı. kardeşim evden çıkamayacak kadar çöktü, benim tek yapabildiğim şey ise onun çöküşünü izlemekti.

yanımda oturan siyah saçlı kız belki de şu an tek çözüm kaynağımdı.

"yorgun görünüyorsun." dedi, sesini uzun zaman sonra ilk defa duydum.

yutkunamadım, yorgun gözlerle yıldızlara baktım. "yorgunum." dedim, saklayamayacağım kadar belli oluyordu yorgunluğum. zira gözaltlarım yalan söylesem dahi beni ele veriyordu.

"sen kendini bu hale düşürdün." dedi, eskisi gibi acımasızdı sözleri. düşünmeden konuşurdu her zaman, kırdığını fark etmezdi, kırdığını asla kabullenmezdi.

"bana o video kaydını ver almira." dedim konuyu hiç uzatmadan.

mavi gözleri sinirle kısıldı "anlaşma yapmıştık duygu, unuttun mu?" diye sinirle soludu. güldüm onun bu tavrına, daha çok güldüm. gözlerimden yaşlar akana kadar güldüm.

sinirli gözleri şaşkınlıkla büyüdü, belki de biraz pişmanlıkla. ayırt edemiyordum artık hiçbir şeyi.

"anlaşmanı sikeyim senin. ne gündüzüm kaldı ne sabahım. her vaktimde bir iz arıyorum bir delil arıyorum. hayatım kalmadı benim, zaten yoktu artık tamamen bitti. afra sokağa çıkabilsin diye canımı ortaya koyuyorum ben. sen gelmiş bana anlaşma diyorsun. benim kardeşimin suçu ne almira? söyle bana onun suçu ne? yardım ederim ben sana her zaman, ne istiyorsunuz ulan siz benden? canımı mı vereyim?"

usul usul dinliyordu beni, onun da gözleri dolmuştu. konuşmaya devam ettim, gözyaşlarımı durduramadım.

"ben sadece yaşamak istedim, nefes almak, biricik kız kardeşime dünyayı tanıtmak istedim. suçum neydi benim? günahım neydi? ne yaptım ulan ben size? sen, sen neden yalan söylüyorsun bana? kardeşim intihar etti diyorsun, inanacağımı sanıyorsun? bilmiyorum sanma almira. ben çok şeyi göze aldım, canımı kaybetmeyi bile göze aldım. bu bilgilere ulaşabilmek için kendimi yok etmeyi göze aldım. tek derdin kayra biliyorum. sen beni sevmiyorsun, sen sadece kayra'ya olan ilgimi sevdin, sana da o ilgiyi göstermemi istedin hep. hâlâ da istiyorsun. ama söyle bana, ölü birinden ne kadar ilgi görebilirsin?"

usul usul ağlıyordu karşımda, suçlulukla eğmişti başını yere. tüm insanlar böyle miydi? her hatalarında böyle suspus mu kesilirlerdi?

oturduğum çimlerden zar zor ayağa kalktım, eğdiği başını kaldırıp bana baktı. ay gibiydi yüzü, ay ışığında parlıyordu.

"ben nefret edemeyecek kadar yorgunum almira, ben sevemeyecek kadar bitiğim. tek bir gayem var, tek bir endişem var, o da kız kardeşimi özgürlüğüne kavuşturmak. bana yardım edeceksen dur yanımda, etmeyeceksen yalanlarını da al git yanımdan."

hiçbir şey söylemedi.
buydu işte insanlar, susmayı marifet bilirlerdi. söylediği yalanlardan sonra, gözyaşlarının gerçek olduğunu nereden bilecektim ben?

kurumuş bir toprağa tohum ekip bekler insanoğlu, ne sular ne de başında durur. ancak o tohumun filiz vermesini bekler. toprak o tohumu hapsedip çürütür, güneşte ona destek verir. olan sadece çiçek olmak isteyen, ancak çürümeye mahkum edilen tohuma olur.

adımlarım doktorlar caddesine beni götürürken, gözyaşlarım ışıklı caddelerde parıldıyordu.

tohum suya muhtaçtı, bende ona..

...

uzun zaman sonra yeni bölüm yazdım, açık konuşacağım pek iyi değilim. sahiden değilim.

ne yapsam ne etsem elimde kalıyor, üzüntüden hasta oluyorum sürekli. iyileştim derken yine bir hastalığın pençesine düşüyorum. hastaneleri evimden daha çok görüyorum artık belki de.

elimden geldiğince bir şeyler yazmaya çalışıyorum, iyi olmak için çabalıyorum. umarım sizde iyisinizdir, geç kaldığım için beni mazur görün. yorgunluğumu saklayamayacak kadar bitmiş durumdayım.

i hate you | gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin