Selam.🤍
4. Bölüm: "Oda Arkadaşları."
Kapının çarpılması ile hafif, üstelik oldulça rahatsız olan uykum bölünmüştü ve çoktan uyanmıştım. O an uyku sersemliği ile nerede olduğumu sorgulamış ve etrafa garip bakışlaratmıştım. Aklıma son gelenler ile bir ümit kolumu çimdiklediğimde, artık ümidi kesmem gerektiğini anlamıştım. Rüya değilmiş, her şey fazlasıyla geçekmiş.Kitabın içindeydim değil mi ben? Evet, öyleydim. Kendi kendime göz devirdim. Birine anlatmalı mıydım acaba? Anlatsam kime anlatacaktım ki? Kimseyi tanımıyordum bile! Hem ne anlatacaktım. İstemsizce güldüm. Burası kitaptaki hayali bir dünya ve sen de buradaki kitap karakterisin. Nasıl oldu bilmiyorum ama ben kitabı okurken kiabın içine girdim, yardım eder misin?
Bunu hangi dünyada söylersem söyleyim, deli damgası yerdim bence. Hem burada hayatları olduğunu düşünen insanlara bunu söylemek... Doğru, pek iyi bir fikir değildi.
Konuşma seslerini duyuyordum, bununla beraber düşüncelerimden ayrıldım. Biri buraya geliyordu. Bu beni germişti. Kitapta ki fantastik bir dünya olduğunu düşünürsek, ne ile karşılaşacağımı kimse tahmin edemezdi. Bu yüzden sürekli gerginim
Yatakta doğruldum ve oturur pozisyona geldim. Onu izlemeye başladım.
"Görüşürüz canım! Şu kitabı ve notları bırakayım, ben de odama geçeceğim." İçeri üzerindeki bu okulun forması ile bir kız girdi. Okul formasını görünce kendi üzerime bakma ihtiyacı hissettim ve hâlâ aynı pijamalarını üzerimde olduğunu görünce, burnumu koluma götürdüm. Yüzümü ekşittim, berbat kokuyordum gerçekten.
Hastane kokusu, toprak kokusu, ter kokusu, günlerdir üzerimde bu vardı sanırım ve berbat kokuyordum. Üzerimi en yakın zamanda değiştirmeyi ve düş almayı kafama not ettim.
Kızın sırtı bana dönüktü. Odada biri olduğunu farketmemişti sanırım. Sarıya çalan uzun saçları ile, bu saçlara sahip birinin çirkin olma ihtimalinin sıfır olduğunu düşündüm. Saçları parlak, canlı ve uzundu. Kıvırcık mı, dalgalı mı anlamamıştım ama oldukça güzeldi. Dokunma isteği uyandırıyordu.
Bir de kitap karakteri olması vardı tabii... Herkes kusursuzdu. Çirkin kimse olmadığına o kadar emindim ki.
Kız döndüğünde, göz göze geldik ve biraz gerilerek, düsüncelerimden ayrıldım. Beni gördüğüne şaşırmış ve de sevinmiş olduğu belli olan kız, eşyalarını öylece yere bırakarak hızla yanıma geldi.
Önce uzunca ve şok olmuş bir şekilde bir bakışma geçti aramızda.
"Liora!" Omuzlarımdan tutarak ayağa kaldırdığında, ona ayak uydurdum ve ayağa kalktım fakat çok şaşkındım şu an. Kollarını açıp sarıldığında, şaşkınlığımın yanına bir de garip bir his eklenmişti. Neydi bu? Böyle içime ılık ılık akmış, burnumu sızlatmıştı bu his. Mutluluk mu? Sanırım. Kitap karakteri de olsa, merak eden biri olması... garip hissettirmişti. İyi anlamda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Avalonia~
Fantasy"İyi okumalar hanımefendi." Devam etti gülerek. Neden sürekli gülüyordu? Tam teşekkür edecekken devam ettiği cümlesi ile sustum. "Zira, ihtiyacınız olacak." ... Elementler, büyücüler, mitolojik canlılar, kahinler ve kehanetler... Aldığı kitabı sad...