"İyi okumalar hanımefendi." Devam etti gülerek. Neden sürekli gülüyordu? Tam teşekkür edecekken devam ettiği cümlesi ile sustum. "Zira, ihtiyacınız olacak."
...
Elementler, büyücüler, mitolojik canlılar, kahinler ve kehanetler...
Aldığı kitabı sad...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İyi okumalar...
7. Bölüm, "Yasaklı Bölüm."
Yatakta bir sağa, bir sola dönüp duruyordum. Uyku denilen meret ise, asla uğramıyordu gözlerime. Çok garip bir rüya görmüştüm ve uykum tamamen kaçmıştı. Buraya geldiğimden beri ise zaten doğru dürüst uyuyamıyordum. Uyku düzenim tamamen boka sarmıştı.
Derin bir nefes aldım ve aldığım nefesi bezgince geri bıraktım. Kollarımı yatakta iki yana açtım. Beyaz tavanı izledim biş bir şekilde bir süre. Gördüğüm rüyayı düşünüyordum.
Rüyamda kehanet tarzı bir şey duymuştum. Bu kehanet kitapta ki kehanetti. O zaman okuduğumda da anlamamıştım ve kitabı bitiremediğim için de hâlâ anlamıyordum ne demek istediğimi. Sanırım bu da kendi kendime çözmem gereken bir şeydi.
Burada ki diğer her şey gibi.
Parmaklarımı saçlarımdan geçirdim ve yatakta doğruldum. Bezgince nefesimi tekrardan dışarı verdim. Neydi kehanet?
"Gökyüzü yıldızlarla kaplanırken, krallıklar savaşacak. Birlik ya da savaş? Bilinmeyen, karanlık sırları açığa çıkaracak ve yıldızlar Avalonia üzerinde parlayacak. Avalonia, kaderini bir bilinmeyene bağladığında, yer ve gök dile gelecek. Kayıp olan sır ortaya çıkacak."
Evet, bu.
Rüyamda bu kehanti duymuştum ve bir de savaş görmüştüm. Kayıp olan sır ve bilinmeyen ne demekti? Sanırım bunu çözmem gerekiyordu. Peki savaş? Bunun bir anlamı olabilir miydi? Neye işaret ediyor olabilirdi?
Gözleri simsiyah olan bir kadınla göz göze geldiğimi hatırlıyordum. O ilahi güzelliği ile, gözlerime hipnoz edercesine bakmıştı.
"Geri sayım başladı, beklenen an geldi." Dediğinde ise uyanmıştım zaten.
"Off, neden bu kadar zor anlamak?" Diye söylenerek yataktan kalktım ve odada dolaşmaya başladım. Masanın üzerinden bir bardak su alıp içtim, tekrar yatağa uzandım fakat yoktu. Uykum gelmiyordu, uyuyamıyordum.
Rüyanın, benim ve özellikle kitabın arasında ki bağlantısı kafamı karman çorman ediyordu.
Tanrı aşkına, ailesi hatta arkadaşları bile olmayan, asosyal; iş ve ev, birkaç kitapçı dışında hiçbir yere gitmeyen, geçim derdinden başka bir şey düşünmeyen 27 yaşında koskoca bir kadındım. Böyle bir macera için fazla saçma ve vasıfsız biri değil miydim?
Benim ne işim vardı burada?
Aklıma gelen şey ile düşündüm bir süre. Duyduğuma göre bazı kitaplar Bayan Aria'nın odasının yanında ki odada saklanıyordu. Bunu ise Cyra ve Nova konuşurken duymuştum.
