Gfriend - sunrise
Elimi önümdeki kitabın pürüzlü kapağında gezdirdim. Yanda artık sıcaklığından eser kalmamış, içmeyi unuttuğum kahvem vardı. Yanımdaki Soobin başını masaya yaslamıştı. Kütüphaneden çıt bile çıkmıyor bende de uyuma isteği uyandırıyordu. Taehyun'lar başka bir masaya oturmuş notlaşıyorlardı. Kai'nin Taehyun'un elinin üstündeki eli daha fazla dayanamayarak kalkmama neden olmuştu. Zaten kitap sarmamıştı.
'ben gidiyorum gelicek misin' kağıda yazarak Yeonjun'a uzatmıştım. Dün zaten Taehyun yüzünden nerdeyse hiç konuşamamıştık. Sanki uzun zamandır bunu istiyor gibi hevesle sallamıştı başını.
Soobin'e küçük bir not bırakmış ve çıkmıştık. Sokaklar yine kalabalıktı şimdi. İçerideki ölüm sessizliği ile kıyaslandığında her şey sesli geliyordu insana zaten.
"Daireye geri dönelim mi?"
"Nasıl istersen." Demiş ve yumuşak bir gülümsemeyle devam etmişti yola. Değerli olduğumu hissettiren insanlar listesinde şimdiden 3'ü çekiyordu. Taehyun olmasaydı ona aşık olacağımdan son derece emindim.
Aklım da dün ki olaydaydı. Kang Taehyun ne zaman çıkmıştı ki aklımdan?
🎐
Taehyun'un dudaklarıma yapışması beklediğim en son şeyken, dudaklarını hareket ettirmesi bunun rastgele bir hareket olduğu yanılgısını silmişti zihnimden. Zihnim zaten bomboştu. Tek düşünebildiğim son hızda atan kalbimdi.
O beni zaten küçük olan kulübede köşeye sıkıştırmış tek eli yanağımda diğer eli saçlarıma geçirmişti.
Dillerimizi birbirine doladığında artık dışarıdaki yağmur sesini bile duyamıyordum. Sanki sağ yanağıma sert bir yumruk yemiş gibiydim. O beni daha rahat öpebilmek için başını yana eğmişken ona yetişmeye çalışmaktan başka bir şey yapamıyordum.
Gerçek olamayacak gibiydi. Sanki hepsi benim hayal ürünümden başka bir şey değildi.
Ama gerçekti Taehyun'un telefonu çalarak sarılmış bedenlerimizi ayırmış bunu daha iyi farkettirmişti bana. İkimizde nefeslenirken o telefonu hoparlöre almış başını başımın yanına yaslamıştı.
"Nerde kaldınız la? Kore'ye kadar gitmediniz herhalde bira için." San'ın alaylı sesi yükselmişti. "Yağmura yakalandık geliriz yakında."
"Ha bizimde aklımızda garip garip şeyler canlanmaya başlamıştı artık da ondan aradık."
"Komik mi orospu." Taehyun'un sesiyle sırıtmıştım. Hayal ettiklerinin doğru olduğunu bilseler yüzlerindeki ifade paha biçilmez olurdu. Kai istisnaydı. Telefonu sonunda kapattığında yağmurun durduğunu gördü ve son kez gözlerimizi birleştirdi. Burnunu gergince çekmesi beni de gererken çıkmıştı kulübeden.
Bu kadar mıydı yani?
Dakikalarca öpüştükten sonra bile bir cevap alamıyordum.
🎐
"Bizde sizi arıyoruz oğlum, neden telefonlarınız açık değil?" Soobin'in başırışıyla gözlerimi açmıştım. "Oha yani!" Başımı Yeonjun'un göğsünden kaldırdığımda herkesin burada olduğunu gördüm. Ne ara Yeonjun'la bu kadar sarmaş dolaş olmuştuk haberim bile yoktu. Sanırım ikimizde uykuda teması seven tiplerdik ve tam da birbirimizi bulmuştuk.
"Sana bıraktığım notu okumadın mı aptal?" Ben kalkmaya çalışırken Yeonjun belimdeki ellerini daha da sıkılaştırmış, bacaklarımı da bacaklarıyla kilitlemişti. "Biz çıkalım rahat rahat sevişin amına." San'ın sesiyle kıkırdamıştım. Gözlerim Taehyun'un duygusuz gözlerini ve Kai'nin ikimiz arasında giden bakışlarına takıldığında olduğum durumdan daha da zevk almaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Do me a favour ' Taegyu
Teen FictionAkıntıya kapıl, belki daha iyi bir kıyı bulursun?