𓆝 𓆟 𓆞 𓆝⭒˚。⋆
Revirde oturmuş, ajans üyelerinin sağlık raporlarını güncellemekte olan mor saçlı kadın, gözüne çarpan güneş ışıklarıyla açık olan pencereye odaklandı.
Gözlüklerini çıkartıp kucağına koydu, ellerini kucağında birleştirdi. Açık olan pencereden gelen serin meltemin yüzüne vurmasına izin verdi.
Kafası karışıktı. Ne düşüneceğini seçemiyordu. İki hafta önceki dosyadan sonra sorgulamaya başlamıştı.
Shin Yuzuha adındaki kadının kayıp dosyasını Dazai ona ilk defa gösterdiğinde de zaten sonunun kötü biteceğini hissetmemiş miydi?
Kadının cesedini kocasının yazlık evinin bahçesinde bulduklarında da neler olduğunu anlamamış mıydı?
Adam, buraya gelip karısını bulmaları için yalvaran adam, karısını öldürmüştü.
Yosano kendini çok suçladı. Eğer, bir şekilde yeteneği buna yetebilseydi "onu kurtarabilir miydim?" diye düşünmekten kendini alamıyordu. Ama her şey için fazlasıyla geçti.
Gözlerinin dolduğunu hissederek gözlüğünü tekrar küçük burnuna yerleştirdi. Vücudunun fazlasıyla yorulduğunu hissedebiliyordu. Damarlarında akan kan bile canını acıtıyordu.
Yorulmaya başlıyordu.
İnsanların fikirlerinden yorulmaya başlıyordu. Sırf kadın olduğu için kaç defa orospu muamelesi görmüştü? Ya da kaç defa hor görülmüştü? Küçük düşürülmüştü? Kaç defa cinselleştirilmişti? Vücudu hakkında yorumlar almıştı? Kaç defa sokakta takip edilmişti? Kaç defa sözlü ve fiziksel tacize uğramıştı? Kaç defa bütün yük omuzlarına binmişti?
Daha küçücük bir çocukken bile hasta bir pedofili yüzünden hayatı kararmamış mıydı?
Bir adamın yönettiği çoğunluğun erkek olduğu bir yerde çalışmıyor muydu? Bazen sırf bunun için bile suçlu hissediyordu.
Ellerine baktı önce Yosano, her elde beş parmak. Yer yer yaralar var üzerlerinde. Ve bir de Kenji'nin ona doğum günü için aldığı bileklik vardı bileğinde. Bilek içlerinde üç ben, birbirini takip eden yıldızlar gibi sıralıydı.
Gözlerini ayaklarında gezdirdi daha sonra, kahverengi çizmeleri ayağına tam oturuyordu. Tertemizlerdi.
Ardından ayağa kalktı. Revirdeki boy aynasının tam karşısında durdu. Kendine baktı. Yüzüne, saçlarına. Beyaz bir teni vardı. Kusurlu ama güzel de bir yüzü. Uzun bacakları, ince bir beli. Doktor önlüğü biraz bol geliyordu.
Derin bir nefes verdi.
Tekrar.
Ve tekrar.
Ve tekrar.
Bekle.
Bugün günlerden neydi?
Neyse.
Revirde kalıp karamsar düşünceleriyle boğuşmak yerine, ofise geçmek istedi. Belki biraz Kunikida'nın Dazai'a bağırmasına gülerdi.
Revirin kapısını açtığında ofisin karanlık olduğunu gördü. Perdeler çekilmiş, ışıklar kapatılmıştı.
" Neler oluyor-?"
Işıkların açılmasıyla konfetilerin patlaması bir oldu.
Yosano kocaman gülümseyerek karşısındaki ajans üyelerine baktı.
" Siz- ne?"
Kunikida elindeki kocaman buketi genç doktora uzattı.
" Dünya kadınlar günün kutlu olsun Yosano-sensei."
Tabii ya.
Bugün sekiz mart.
Yosano gözlerinin dolduğunu hissetti. Omzunda hissettiği el ile sağına döndü. Fukuzawa ona gülümsüyordu.
" Kadınlar günün kutlu olsun Akiko."
Genç doktor elindeki kocaman bukete baktı.
Atsushi bir elini Kenji'nin, diğer elini de Kyouka'nın omzuna attı.
" Bukette hepimizin ayrı ayrı seçtiği çiçekler ve kendi yazdığımız notlar var."
Junichiro gözleri dolan kız kardeşinin koluna girmesine izin verdi. " Umarım sevmişsindir Yosano-sensei!"
" Sevmek mi? Ben bayıldım! Size nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum."
Dazai hemen önünde duran Ranpo'ya sırnaştı ve onun koluna girdi. " Asıl biz teşekkür etmeliyiz. Ajansımızın en güçlüsü ve ilk kadın üyesi. Harika doktorumuz. Kaç defa hepimizin hayatını kurtardın. Yeteneğin bende işe yaramasa bile, beni bile iyileştirmekten vazgeçmedin. Bir buketi ve küçük bir kutlamayı kendine çok görmemelisin Yosano-san!"
Ranpo gözlüklerini burnuna indirerek yeşil gözlerinin ortaya çıkmasına izin verdi. " Tanıdığım, tanıdığımız en harika kadınsın."
Kunikida bir elini Yosano'nun omzuna yerleştirdi.
" Zeki olsun, güçlü olsun, hiçbirimiz senin yaptıklarını yapamazdık. En büyük destekçimiz. Omuzlarında hissettiğin yükün farkındayım. Lütfen, o yükten biraz bizim de almamıza izin ver. Hepimize yardım ediyorsun. Yoruluyorsun ve karşılığında basit bir teşekkürden başka bir şey almıyorsun. En çok senin kadınlar günün kutlu olsun Yosano-sensei. Yaşadığın için mutluyum."
Yosano yanaklarından akıp gittiğini hissettiği gözyaşlarını umursamadı ve karşısındaki sarı saçlı adama sıkıca sarıldı. Hüngür hüngür ağlıyordu. Aynı zamanda gülüyordu da. Kunikida kollarını onun beline sardı. Çok geçmeden kendisine sarılan diğer ajans üyeleriyle, Yosano'nun gözyaşları yerini huzurlu bir gülümsemeye bıraktı.
Birkaç dakikanın ardından Dazai kollarını Yosano'dan çekip kendi masasına doğru yöneldi. O an Yosano onun da gözlerinin dolduğuna yemin edebilirdi.
Dazai masasının altından iki buket daha çıkardı. " Ve elbette Ajansımızın genç kadın üyelerine de birer buketimiz var!"
Dazai Naomi ve Kyouka'ya çiçeklerini uzattı ve ellerini onların omuzlarına attı. Ardından Yosano'ya göz kırptı. " Bütün kadın ajans üyelerimizin kadınlar günü kutlu olsun!"
Yosano ıslanmış yanakları ve güzel gülümsemesiyle Ranpo'nun ona uzattığı pasta tabağını aldı.
𓆝 𓆟 𓆞 𓆝⭒˚。⋆
hepinizin sekiz mart dünya kadınlar günü kutlu olsun 💓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dying wish✮, bsd
Fanfic• bungou stray dogs oneshotları •TW!! tetikleyici ve rahatsız edici unsurlar içerebilir