ᴏɴᴜɴᴄᴜ ʙᴏʟᴜᴍ

761 54 104
                                    

Mikey , beni büyük bir eve getirdi. Umrumda olmadığı için eve pek dikkat etmemiştim ama baya lüks duruyordu. Evin içine girdiğimiz zaman beni kucağından indirmişti ve hizmetçi olduğunu düşündüğüm kişilerle duyamadığım bir şeyler konuşuyordu. Ben ise buradan nasıl kaçabileceğimi düşünüyordum fakat Mikey'in sesi beni bu düşüncelerden uzaklaştırdı.

" Depoya inmen yasak. Bahçeye sadece hizmetçiler ile çıkabilirsin. Bana söylemeden dışarıya adım bile atmayacaksın."

Mikey'in dediklerine gelişigüzel kafamı salladım. Mikey'in evden gitmesini beklemiştim fakat beni kolumdan tutup kendisine yaklaştırdı ve kulağıma fısıldadı.

" Ha bir de , eğer kaçmaya çalışırsan artık tekerlekli sandalyeye mahkum kalırsın. Bunun olmasını ikimiz de istemeyiz değil mi prensesim? "

Açıkcası tırsmıştım , belli etmemek için sadece kafamı salladım. Ama bu onun hoşuna gitmemiş gibi duruyordu ve kolumu bir anda sıkmaya başladı.

" Duyamadım? "

Küçük bir inleme çıkardıktan sonra kolumun kırılmaması için hemen konuştum.

" A-anladım. "

" Aferin meleğim."

Alnımın ortasına küçük bir öpücük kondurdu ve dudaklarıma doğru ilerledi. Öpmeye başladı ve ben de istemeyerek karşılık veriyordum. İçimden ise hemen bırakmasını umuyordum. Allah'tan bir dakika kadar falan sonra bıraktı ve gülümsedi.

" Seni seviyorum. "

" Ben de seni seviyorum. "

Ağzıma sıçmaması için tabi ki karşılık vermeliydim. Nefret ediyorum bu heriften.

Mikey bir süre daha hizmetçilerle bir şey konuştuktan sonra gitti.

" Himiko-san , odanızı size göstereyim isterseniz? Ben Megumi bu arada. "

Hizmetçi kadına ufak bir gülümseme verdim ve onayla başımı salladım. Beraber odama gittik. Odanın duvarları fildişi rengindeydi. Yatağın örtüleri kırmızı renkteydi ve odaya çok uymuştu. Makyaj masası ise yatağın tam karşısında duruyordu. Ben odayı incelerken , Megumi hiçbir şey yapmadan beni bekliyordu.

" Burası... Güzelmiş."

" Beğenmenize sevindim efendim. Mikey-kun sizin için özel olarak tasarladı. Sizi çok seviyor gibi gözüküyor efendim."

" Ya ne demezsin..."

Bu söylediğim bir mırıldanma gibi çıkmıştı ama Megumi'nin duyduğuna emindim.

" Ben , sizi oda da biraz yalnız bırakayım efendim. Dinlenirsiniz."

Bunu dedikten sonra Megumi odadan ayrıldı ve artık tek başımaydım. Oda ne kadar güzel olsa da beni bu şekilde cezbedemeyecekti. Onu sevmiyordum ve bu değişmeyecekti.

Biraz daha odayı inceledikten sonra Megumi geldi ve yemeğin hazır olduğunu söyledi. Aşağı indikten sonra beni büyük bir yemek masası karşıladı. Üzerinde en sevdiğim yemekler ve tatlılar duruyordu. Yemek de pek istemiyordum ama kurt gibi acıkmıştım. Hem yemekler resmen beni cezbediyordu. O yüzden yemekleri büyük bir iştahla yemeye başladım. Megumi ise benim başımda bekliyordu ve yemeklere bakıyordu.

" Megumi gel otur istersen. Bu sofra benim için fazla büyük. "

Gülümsedim ve Megumi bana teşekkür edip oturdu. Megumi çok tatlı bir kadına benziyordu. Siyah saçları , kahverengi gözleri ile uyumluydu.

Biraz Megumi ile sohbet ettik. Bana hayat hikayesini anlatmıştı. Kocası daha yeni ölmüştü. Sonrasında ise aynı kaderi yine yaşarım diye evlenememiş. Şu an ise 40 yaşındaymış. Bunları anlatırken ses tonunda bir kırgınlık olduğu çok belliydi. O anlatmayı bitirince ben de Mikey ile olanları anlattım. Küçüklük yaşlarından başlayıp hepsini anlattım ve bana üzüldüğü belliydi.

" Megumi , kaçmama yardım eder misin? "

Megumi'nin gözleri faltaşı gibi açıldı.

" Himiko-san ben... Yapamam çok özür dilerim."

Bu cevabı beklemiyordum. Megumi'nin yüz ifadesi çıldırmış gibiydi ve sözlerine devam etti.

" Benim kocamı Mikey-kun öldürdü. "

" Ne? "

Duyduklarımı sindirmeye çalışıyordum. Megumi'nin ise gözleri dolmuştu bile. Sakin kalmaya çalışıp konuşmasını bekledim.

" Rahmetli kocam , Bonten'e para için borçlanmıştı. Fakat elimizde o kadar para yoktu. Kocam ise çareyi... Beni satmakta buldu. Beni bir mal gibi onlara  teslim etti. Karşı gelecek güç ben de yoktu. Ben kim , polisin bile dokunamadığı bonten çetesi kim? Kocam sonunda borçlarından kurtulduğu için mutluydu ama tam gideceği sıra da kafasından vuruldu. Onu vuran Mikey-kun'du. Ona bunun için minettardım. Yine de beni bırakmayacaklarını biliyordum. Mikey-kun , diğer üyelerin bana dokumasına izin vermedi ve beni kendi özel hizmetçisi yaptı. Ben de ona hizmet etmeye başladım."

Yediğim yemek boğazımda kalmıştı ve öksürmeye başladım. Megumi hemen bana bir bardak su verdi. Suyu hızlıca kafama diktim. Bir yandan da şimdi ne yapacağımı düşünüyordum. Mikey'in en sadık hizmetçilerinden birisinden kaçmam için yardım etmesini mi istemiştim? Kafana sıçayım Himiko.

" Himiko-san merak etmeyin. Mikey-kun'a sizin isteğinizi söylemeyeceğim. Yine de böyle düşüncelerden kurtulmanız sizin için iyi olur. Mikey-kun sürekli bana sizden bahsetti. Sizi çok seviyor. Lütfen bir daha bu şekilde bir istekte bulunmayın. "

" Tamam Megumi. Sen yeter ki ona söyleme. "

Bundan sonra daha konuşmamıştık. Saat gece on bire geliyordu. Mikey hâlâ ortalarda yoktu ve ben çok rahattım. Megumi'ye uyuyacağımı söyledim ve odama çekildim. Yatağıma uzandım ve kaçma planları düşünürken camıma atılan taş ile irkildim. Gecenin bu saatinde kimdi bu?

Hemen cama koştum ve aşağı da siyah saçlı benimle yaşıt gibi duran bir genç gördüm.

" Merak etmeyin , sizi kurtarmaya geldim. "
----------------
Oy sınırı:10 oy.

𝑶𝒃𝒔𝒆𝒔𝒔𝒊𝒐𝒏 | 𝑴𝒊𝒌𝒆𝒚 x 𝑶𝒄Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin