ᴀʟᴛɪɴᴄɪ ʙᴏʟᴜᴍ

811 51 36
                                    

Çalan telefonun sesi beni uyandırdı. Telefona ufak bir küfür ettikten sonra bilmediğim bir numara olduğunu fark ettim. Yine de açtım.

" Günaydın Himi."

" Kimsin?"

" Yuki ben... Ortaokuldan."

" Yuki? Tamam hatırladım. Ne istiyorsun?"

" Buluşabilir miyiz? Sana konum atarım."

Bir cevap veremeden Yuki yüzüme kapatmıştı. Ben okuldan ayrıldıktan sonra Yuki bana hiç yazmamıştı. Ben de onu tamamen silmiştim. Tek sebep bu da değildi. Yuki... Baji Keisuke ile çıkıyordu. Sevgilisini öldüren herifle...

Tuhaf geliyor değil mi? Ben de bunu attığı gönderilerden öğrendim. Kotaru'yu ne çabuk unutmuştu...

Daha fazla düşüncelerimde boğulmadan elime ilk geleni üzerime geçirdim. Beyaz fırfırlı bir bluz ve kot pantolon giymiştim. Altına da beyaz bir spor ayakkabı geçirmiştim.

Yuki'nin verdiği konuma doğru ilerlemeye başladım. Burası şirin bir kafeydi. Yuki ise oturmuş sigarasını içiyordu.

Beni görünce ayağa kalktı ve oturmamı işaret etti. Oturunca ise konuşmaya başladı.

" Nasılsın?"

Ona dalga geçermiş gibi baktım.

" Nasıl olmamı bekliyorsun? Manjiro beni tekrar buldu... Hayatım tekrardan alt üst olacak."

" Himi bence... Manjiro'nun suyuna gitmelisin."

Güldüm ama bu gülüş daha çok acı vericiydi.

" Doğru tabi... Öldürülen sevgilini unutmak senin için kolay sonuçta."

Yuki kaşlarını çattı ve sigarasını tekrar içine çekti.

" Keisuke benim için mükemmel bir sevgili... Kotaru'dan daha iyi."

Buna daha fazla dayanamayacaktım. Sesim hafiften yükseliyordu.

" Sevgilini öldüren kişi ile çıkıyorsun. Sen nasıl böyle birisine dönüştün? Bir daha beni ararsan çok kötü olur."

Kafeden hızlıca ayrıldım ve gözyaşlarım tekrardan boşalmaya başladı. Eskisi gibi olabilirdik...

O sırada önümde bir motorun durduğunu fark ettim. Bu Manjiro'nun motoruydu.

Şu an ihtiyaç duyduğum tek şey bir omuzdu. Manjiro bana kollarını açtı ve hızlıca ona doğru koşup sarıldım. Bir süre sonra gözyaşlarım yavaşca Manjiro'nun ceketini ıslattı. Manjiro ise benim kafamı okşuyordu. Ara sıra da ise öpücükler konduruyordu.

" Sorun yok bebeğim , ben buradayım."

Ama ben nereden bilecektim ki her şeyin Manjiro'nun bir oyunu olduğunu...

Yuki'nin bakış açısı...

Tuvalette göz yaşlarımın akmasına izin verdim. Nasıl böyle şeyler söylemiştim? Nasıl Baji Keisuke'nin oyununa uymak zorunda kalmıştım.

Bir süre daha tuvalette kaldıktan sonra kapıyı açtım. Baji elini omzuma koydu.

" İyi iş çıkardın. Ailene bir şey olmayacak merak etme."

" Benim için değerli olan tek kişiyi de kaybettim Baji. Daha ne kaybedebilirim?"

Baji bana buruk bir şekilde baktı.

" Benim de bunları istemediğimi biliyorsun Yuki... Bunlar Manjiro için gerekli...Lütfen onu anlamaya çalış."

" En yakın arkadaşıma takıntılı olan bir manyağı ne için anlamam gerekli?"

Baji cevap vermemişti. Arkasını döndü ve konuşmaya başladı.

" Bu sevgililik oyununu devam ettirmemize gerek kalmadı. Kendine iyi bak Yuki.... Ha bir de , Himi'ye bir şey söylemeye kalkma yoksa seni ben bile Manjiro'nun elinden kurtaramam."

Ona sadece boş bakışlar ile karşılık vermiştim ve istemeyerek kafamı salladım ama benim adım Yuki'yse , en yakın arkadaşımı o manyaktan kurtaracaktım.

𝑶𝒃𝒔𝒆𝒔𝒔𝒊𝒐𝒏 | 𝑴𝒊𝒌𝒆𝒚 x 𝑶𝒄Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin