Sabaha yoğun bildirimlerle uyandım. Mesajlar durmak bilmiyordu. Yatakta doğrulup telefona uzandım.
___________
Tan Abi
Sabah sabah uyandırıyorum.
Kusuruma bakma.
Abine ulaşamayınca sana yazdım.
Hem sen de gelmiş olursun.Siz
Noldu abi?
Bir sorun mu var?Tan Abi
Ben abinlerle sahilde buluşmayı planlıyordum.
Aradım aradım açmadı.
Mesaj attım bakmadı.Siz
Tamam abi.
Başka bir şey var mıydı?Tan Abi
Sen de gel.
Hem eğlenmiş oluruz.Siz
Tamam abi.
Gelirim.___________
Telefonu bırakıp yataktan kalktım. Abimin odasına doğru yol aldım. Tam kapıyı açtım. Bir baktım abim telefonla konuşuyor. Beni görünce telefonu kapattı.
"Efendim Zümrüt?"
"Tan abi söyledi. Sahilde buluşacakmışsınız. Aramış aramış açmamışsın."
"Tamam tamam."
Hemen odada çıktım. Elimi yüzümü yıkayıp kendi odama çıktım. Üstüme beyaz bir swet geçirdi. Altıma krem rengi bir paltalon. Bir kaç fıs çilekli parfümümden sıktım. Hazırdım.
Aşağı indiğimde abim hazır vaziyette telefon kurcalıyordu.
"Hazırım. Ben de gelicem."
"İyi madem, geç"
Beraber arabaya bindik. Abim arabayı sürmeye başladı. Sonra telefonu çaldı.
"Alo..... Tamam tamam...... Hadi görüşürüz...."
Telefonu kapatıp bana döndü.
"Kahvaltı yapalım mı?"
"Olur?"
Arabayı bir restoranta kırdı.
÷-:-÷-:-÷-:-÷-:-÷-:-÷-:-÷
Kahvaltıyı yapıp yola çıkmıştık. Abim bir garip davranıyordu. Ama anlamadım. Sahilin önüne geldiğimizde arabayı durdurdu. Hemen indim. Etrafa baktım. Kimse yoktu. Tam abime döndüm....
Abim nerede?
Sahile doğru yürümeye başladım. Sonra ise tanıdık bir sülüet -kelime nasıl yazılıyordu amk- gördüm. Oraya doğru adımladım. Tan abi vardı. Elinde de bir buket çiçek.
"Abi?"
"Z-zümrüt."
"Sen ne yapıyorsun burada? Bu çiçekle?"
Derin bir nefes aldı. Konuşmaya başladı.
"Zümrüt bu dediklerim sana tuhaf gelebilir veya şoka sokabilir. Ama dinlemeni istiyorum."
Anında gözlerim açıldı. Aklıma envayi çeşit olay geliyordu.
"Zümrüt... Ben sana aşığım."
Zaman durdu. Yalan yok. Hakikaten durdu. Tan abi- o ne diyordu? Bu bir şakamıydı.
"T-tan abi-"
"Bana abi deme Zümrüt. Bana abi deme."
Buketi ellerime tutuşturdu. Sonra da sarıldı.
"Tam tamına iki yıldır. İki yıldır bu anı bekliyorum. Bekledim bekledim ama bir mantığı kalmadı. Yapamadım. Senin yaşayamıyorum Zümrüt."
Göz yaşlarını hissediyordum. Dediklerini duyuyordum. Ama anlamıyordum. İki yıldır beni beklemişti. Kos koca iki yıl. Şimdi ne yapacaktım?
"Zümrüt, sana illa evet de demiyorum. Bana alışman için sana süre tanıyabilirim. Ama lütfen hayır deme. Evet de deme ama hayırı asla deme. Lütfen..."
Geri çekildi ve gözlerime baktı. Yutkundum. Tam bir şey diyecektim. Diyemedim.
"T-tan ab- yani Tan... Ben bilmiyorum. Ne diyeceğimi bilmiyorum."
"En azından bana bir şans ver..."
Şans... Ben ce bir şanstan zarar gelmezdi. Hemen ona sarıldım. O da bana sım sıkı sarıldı. Sonra çevremizi alkış sesleri sardı. Kafamı kaldırıp baktığımda abim ve diğerlerini gördüm. Bizi alkışlıyordular.
Ne ara gözümden ayrıldığını bilemdiğim göz yaşını sildim.
"Emin ol seni çok mutlu edeceğim..."
%\°•.%\°•.%\°•.%\°•.%\°•.%
Fazla uzatmak istemedim
Direk konuya girdim
Merak etmeyin kurgu uzun sürecek
Karakterli tanayacaksınız
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ZÜMRÜT~
RomanceTan, mahalledeki herkese ağırdı. Zümrüt dışında. Ona gelince işler değişiyordu. Kedi gibi oluyordu. *bu dünyada lgbt kabul görülüyor* *+18* *küfür argo* 01/04/2024= 1. Mahalleabisi