-2-

14.6K 1.2K 375
                                    


Arkadaşlar helloooğwwğ

Napiniz

Ben öyle bir bölümle geldim ki...

Bu arada Magenta'nın motorunun modeline karar veremedim ben

RS 660

R6

R25

O kadar bilgisizim ki bunlar böyle mi yazilio bilmiom

Arkadaşlar linçlemeyin cahilim ben

Öğreten yok

Bombanın markasını da verdim de internette araştırırken karşıma çıktı. Ne olduğunu bilmiyorum.

BENİM BİR SUÇUM YOK MEMUR BEYLERİM

(Dalinime aşığımm🐣🧴✨)

(Bebelerim ahzjaxjajxh bunu dalinim yazmış telefonu ele geçirip. Silmeye içim el vermedi.)

.......

"Kuzum." Dedim bana bakarak ağlayan Efsan'a doğru diz çöktüm. "Geleceğim ben yine, söz." Islak gözlerini kırpıştırdı. Minik elleriyle kıyafetimin ucunu tuttu. Bu huyu bana benziyordu. Güvende hissetmediği zaman birinin kıyafetinin ucundan tutmak. Benim yanımdayken yapmazdı. Ben gidecekken yapardı. Ben yokken kendisini asla güvende hissedemezdi.

"Mavi." Dedi tatlı tatlı. Tebessüm ettim. Yanaklarını öptüm dolu dolu. Oh çektim bir tane.

"Mavi'n yesin seni." Karnını gıdıkladığımda kıkırdayıp elimi tuttu. Zayıftı benim gibi. Ayağa kalkarken belinden tutup havaya kaldırdım. Burnunu burnuma yaklaştırdı. Bizim veda edişimizdi bu. Burun çarpıştırmak. Küçük burnunu, boynunu, yanaklarını, saçlarını öptüm. Ardından yere bıraktım. Biraz daha iyi bir şekilde bana bakarken arka arka yürümeye başladım. Tebessüm etti. El sallayarak arkamı döndüğümde o da el sallayıp aldığım abur cuburları yemeye gitti.

Yurda düzenli olarak gelir bütün çocuklarla ilgilenirdim. Önce temel ihtiyaçları olan kıyafet, yemek gibi şeyleri sonrasında da isteklerini alırdım. Kazandığım maaşın yarısını buraya bağışlardım ki aldığım maaş 7 memur maaşına bedeldi. Rütbeli ve başarılıydım. Bir kişilik bir hayata bu kadar para fazlaydı zaten.

Şimdi aklımda tek bir şarkı vardı.

Çok çok hızlı olman lazım

Koş! koş! koş! koş!

Olana kadar

Koş! koş! koş!

Onu bulana kadar

Koş! koş! koş!

Onu yakalayana kadar

Koş peşinde aşkın

Ölene kadar hey!

Koş! koş! koş!

Benim için sadece koşmak kısmı geçerliydi.

......

"Geç kaldın." Önce bir soluklansaydım. Derin derin nefesler alırken saatime baktım. Sadece bir dakika. Bunun herhangi bir cezası yoktu. Rahatlamış bir şekilde kolumu indirdim.

"Bir dakika geç kalmanın herhangi bir cezası yok." Tesis başkanı ellerini yumruk haline getirdi bu rahatlığım karşısında. Adamın bana bir garizi vardı. Sanırım onun saçma kurallarına karşı çıktığım için sinirliydi. Birde ona kafa tutup millete maskara ettiğim için. Yani o öyle diyordu. Ama zerre umrumda değildi. Hak etmişti.

MAGENTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin