-7-

10.3K 798 293
                                    

"Kusacağım." Dedim elim midemdeyken. Arabadan ineli 2 saniye olmuştu. An itibariyle Hindistan'daydık. "Araba tuttu beni, kusacağım. Sanırım kusacağım. Şu ağacın dibine kusa-" Belime dolanan soğuk el ile sustum.

"Sakin ol, kusmayacaksın." Dedi Maskeli'nin kalın sesi. Yüzüm ona doğru döndü. Hiç yüzlerimizin arasında çok kısa bir mesafe vardı diye romantiklik de yapamayacaktım. Adam gökdelen ben yeraltı sığınağı.

"Ama kusacağım."

"Kussanda yanında olacağım." Panik halimden küçücük sıyrıldım.

"Pislik, hatırlıyorsun dimi? Kabul et." Elim hâla midemdeydi. 3 senemi geçirdiğim, gece gündüz beraber olduğum, çoğu şeyi bana öğreten o adam 6 sene ayrı kaldık diye beni unutamazdı.

"Neyden bahsettiğini bilmiyorum." Dedi. Yumuşak ifadesi gitmişti.

"Biliyorsun."

"Bilmiyorum."

"Hayır, biliyorsun."

"Yok eşeğin siki." Diyerek daldı ortaya Arda. "Neye tartışıyorsunuz?"

İkimizde aynı terslikle Arda'ya döndük. "Eşeğin sikine." Aynı cümleyi kurmanın şaşkınlığı ile birbirimize baktık.

"Hindistan'da bir eşeğin sikine laf etmek ne kadar doğru?" Dedi Sera.

"Allah'ım yürüyün ya." Dedim başım dönerken. Otelin önündeydik. Hindistanca gibi bir dil bilmediğimizden nasıl isteğimizi yerine getirecektik, bilmiyorduk. "İngilizce bilirler mi?" Dedim kafamı kaşırken.

"Herhalde kızım." Dedi Buğra.

"Aranızda Hindistanca bilen var mı? " Dedim aynı alıklıkla.

"Gerizekalı." Dedi Ceylan kafama geçirirken.

"Ya zaten allak bullağım! Vur daha da karışsın. Sonra iç beynimi çorba niyetine."

"Hindistanca diye birşey yok. Hintçe o. Ve evet, 2 dilleri var. Hintçe ve İngilizce."

"Hindistanca bilmiyor yani aramızdan kimse." Dedim masum masum.

"Hintçe."

Ben ise dalıp gitmiştim. Duymuyordum şuan dışarıda ki sesleri. "Ah ulan, ne cahil bir ekip. Aramızda Hindistanca bilen 1 kişi dahi yok." Kafama geçirilen şamar ile düşüncelerimden sıyrıldım.

"Vurun vurun. Komşu çocuğuyum ya sanki  ben. Çekinmeyin."

.........

Cidden İngilizce biliyorlarmış. Şuan otel odasında kızlarlaydık. Tesisi ayağa kaldıran teröristler, mafya olduğunu öğrendiğimiz adamlar Hintli değildi. Hindistan'da saklanıyorlardı. Yarın göreve başlayacaktık. Şimdi ise havaya sövüyorduk. Erimiştik.

"VALİZE YELPAZE KOYMUŞTUM! YELPAZE YOK." diyerek ortalığı ayağa kaldıran Sera'ya yüzümü buruşturdum.

"Sera bak, bak görüyor musun?" Diyerek boynumdan akan ter damlacığını gösterdim. "Şimdi şu lanet otel odasının bir kliması olduğunu fark edin ve çalıştırın." Ceylan bir aaa nidası çıkararak klimayı açtı. Cehennem gibi olan dışarı ile tüm iletişimimizi kesmek için bende pencereyi kapattım. Klima birkaç dakika sonra içeriyi serinletirken hepimiz mayışmış ayrı ayrı olan yataklarımıza yayılmıştık.

"Ben soğuk bir duş alacağım." Diye mırıldandı Ceylan.

"Önce ben." Dedi Sera.

MAGENTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin