10

186 16 81
                                    




















" Canım şirkete bende seninle geleceğim."





Yeosang yatakta saatini takan eşine arkadan yaklaştı. Çoktan o da giyinmişti. Böyle tatlı bir gömlek üstüne büyük delikleri olan kazak altına ise geniş kot giyip karnının altında tutmuştu. Tek eksiği çantası ve ayakkabılarıydı.





" Ne için hayatım. Kendini boşa yorma."




" Hongjoong hyung ile konuşmak istiyorum. Seonghwa hyung çok üzgün öyle böyle değil yani. Ve bence mutlu olmalı her ikisi de."





Yeosang eşinin omuzlarını sıkarken elini tutup öpen adamın yanağına sıkıca büyük bir öpücük kondurdu. Kollarını ona dolayınca parfüm kokusu burnuna dolarken kaşlarını çattı.





" Sen kime sıktın bu parfümü? Ne kokusu bu böyle?"





" Hım kıskanç bir Yeosang sevdiğimi bilir misin? Hem sadece iki fis bebeğim o da senin için." Gülerek konuşan eşinin omzunu ısırıp geri çekildi. Acıdan iki büklüm olan eşine zafer kazanmış gülücükleri atarken yataktan kalkıp üstüne doğru yürümeye başlayan adamla ilk başta gülüşü soldu. Ardından gelmeye devam etmesiyle geriye adımlarken yutkundu. Şirince sırıttı ki eşinin donuk kaşlarını havalandırdı.






" Ne üstüme geliyorsun be? Hamileyim ben tamam mı? Senin kokunu sadece ben alabilirim. Seninle geleceğim dedi bitti. Ben ne dersem o olur. Bana böyle üstüme gelince ben ne diyeceğim sanki. Tekrar omzunu ısırırım zaten. Gelme artık gelme!"






Yeosang gardolaba yaslanınca kollarını iki yanına siper eden eşiyle derin bir nefes aldı.






" Kabul sen ne dersen o olsun. Hem kıskanç iken daha da seksi oluyorsun. Seksi bir melek. Çantanı al ayakkabılarını giy araca gel. Ayrıca sende parfüm sıkmışsın." Yeosang bir anda boynunda dudaklar hissedince nefes almayı bıraktı. Neden şimdi böyle hissediyordu kuş gibi. Böyle minik bir kuş kalbinde uçuyordu.






" Bekliyorum meleğim."












~~~







Yeosang şirkete gelince onu büyük bir coşku ile selamlayan Yunho ve San ikilisini görmezden geliyordu. Çünkü her koridorda karşılaşsalar ' canım yengem ' ' yiğenlerimizin minik annesi babası ' ' gökten inmiş bir melek yengem ' gibi laflarını duydukça yerin dibine girmek istiyordu.






" Bay Kim müsait misiniz?" Kapıdan başını uzattı ki kağıtlardan başını kaldırıp ona bakan gözlüklü adamın gülümseyip 'gel ' demesiyle içeri girip kapıyı kapadı. Oturduğu masanın karşısında ki tekli koltuğa geçip oturunca çantasını koydu yanına.





" Hyung Seonghwa ile aranız neden bir anda uçurum mesafesine döndü. Benim yüzümden kovdun. Ben bile dert etmezken sen neden üsteliyorsun. Bizim Eltiler grubumuz bile var."






" Seonghwa'yu gerçekten seviyorum Yeosang. Hastane haberini alınca nasıl oraya kadar gittim bilmiyorum. Fakat işler sandığınız gibi değil."






Yeosang kaşlarını çatarken biraz daha masaya yaklaştı. Neler sandıkları gibi değildi ki? Yoksa gerçekten Hongjoong hyung Seonghwa'yu aldatıyor mu diye düşündü. Bu düşünce onu korkuturken sandalyeden kalkıp karşısında ki tekli koltuğa oturup gözlüğünü çıkarıp başını ovalayan adamla istemsizce karnına ağrı girmişti sanki.






Big Family / JongsangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin