Big Family / Jongsang

15

" Ya Jongho bari doktora gideceğiz dün neden demedin?" Yeosang sinirle konuşurken onu giydiren eşine söyleniyordu. Pamuklara sarılıp da bakılmak bu arada gerçekten de müthiş bir şeydi Yeosang için. Ya popişini bile yağlıyordu eşi.

" Hayatım dün iş yorgunluğu, seninle vakit geçirmek falan derken unutmuşum. Ama şimdi gideceğiz işte. Hem bende bebeklerimizi görmeliyim."

Yeosang sulu sulu olan gözleriyle çorabını giydiren eşinin yüzünü avuçlarının arasına alıp dudişlerine öpücük kondurdu.

" Haklısın sevgilim gidelim. Bebeklerimiz de babalarını görsün. Keşke görüntülü konuşma falan da olsaydı."

Jongho duyduğu şeyi duymamazlıktan geldi. Eşi hamile iken hem bilim adamı hem çocuk hemde minik tatlı bir aptal oluyordu. Ayakkabılarını da giydirince meleğinin ellerini öpüp ayağa kalktı. Onunla birlikte ayağa kalkan meleğine önden git geliyorum diyince odadan çıkan Yeosang ile anında telefonunu alıp diğerlerine ' evden çıkıyoruz ' diye mesaj atıp odadan çıkmıştı.

~~~

" Evet Bay Kang Choi içiniz de miniklerden biri prenses diğeri ise prenses. Şimdi kalp atışlarını dinleyelim."

Yeosang ikinci kez duyduğu bu sesle ağlamamaya çalışırken elinde hissettiği damla ile başını yana çevirdi ki elini sıkıca tutan eşinin ağladığını görmüştü. Ona dönen adamın uzanıp çenesini öpmesiyle gülümseyip avucunda ki eli biraz daha sıktı.

" Kaç haftayı doldurduk şimdi biz?"

" Bay Choi sizi bilmem ama eşiniz hamilelik sürecinde 24 haftayı yani altı ayı tamamlamak üzere. Bebekleriniz artık eşinizin yediği herşeyin tadını alacaklar. Yedinci ayda ise gözleri açılacak. Muhakkak sekizinci ayda gelip sezaryen için belli doğum gününü konuşmamız gerek."

" Yani altıncı aydayız. Mükemmel sekizinci ayda geliriz. Çok teşekkür ederiz Bay Seo." Yeosang uzandığı yerden doğrulurken karnını silip üstünü düzelten eşini izliyordu. Şapşal şapşal sorup konuşması komiğine gidiyordu.

Doktorun odasından çıktıkları sırada Jongho eşine reçete sormadık bahanesiyle doktorun odasına geri girip şaşıran adamdan özür dileyip hemen baby shower için renkleri mavi ve pembe diye yazıp mesajı yollayınca geri odadan çıkıp koridorda ilerleyen eşine yetişip koluna girmesiyle gülümsedi.

" Bu ara sende bir şeyler var Jongho? Nerde hem reçete?"

" Gerek yokmuş ki bebeğim. Üçünüz de sağlıklıymışsınız. Ayrıca bende her zaman senin kalbin var taşırken dikkatli olmalıyım değil mi?"

" Ya Jongho utanmasam herkesin içinde öperdim." Yeosang eşine bakarak gülümserken kurduğu cümleyle dudaklarına kondurulan öpücük zamanla yarışır türdendi. Yeosang kırmızının al almış rengini yanaklarına süs niyetine taşırken eşinin karnına yumruk geçirdi.

" Herkesin içinde ayıp Jongho. Zaten hamileyim yani şey yaptığımızı biliyorlar."

" Meleğim biz o şeyi bir çok kez yaptık. Bilmeleri de mühim değil utanma sakın boş yere. Evliyiz biz bunu da mı yapmayalım onlara ne takma sen. Gider döverim şimdi hepsini. Siker atarım şey yapmayı görürler."