11

152 13 0
                                    


"5 dakika kaldı serbestsiniz."

Öğretmenin artık bizi salmasıyla sınıf derin bir nefes aldı. Herkes arkadaşlarıyla konuşmaya başlamışken ben sırama uzanmış, ağzımdaki çilekli şekeri emiyordum. Mert Sıla'yla çoktan sohbete başlamıştı. Sıla'yla girdiğimiz tartışmadan sonra pek araya giresim gelmiyordu.

Gözlerimi kapattım ve düşüncelere daldım. Mert tarafından sarsılarak uyandırıldığımda bu kısa sürede uyuyakaldığımı fark ettim.

"Kanka kalk, bir derstir uyuyorsun. İyi ki din dersine denk geldi de Ahmet Hoca bir şey söylemedi. Matematik dersinde olsaydık yanmıştın."

Ağzımdaki şeker hala yerinde dururken bir gözümü açtım. "Oğlum uyandırsaydın sen de ya. Adama da ayıp oldu." küçücük kalmış şekeri yutarak mideme gönderdim.

"Tatlı rüyada gibiydin kıyamadım. Aman sen de iyilik yapsak suç yapmasak suç."

Sıranın üstündeki beyaz beremi alıp başıma geçirdim. "Neyse koçum ben tuvalete kaçar. Bir saçımı başımı düzelteyim geleceğim. Teneffüsteyiz di mi?"

"Öğretmenler zili çalmadı, koşarsan yetişebilirsin bir ihtimal."

Anında yüzüm düşmüştü. "Neyse ya hoca da alttan alsın canım iki dakikalık işim var hadi gittim ben."

"Çabuk ol!" diye seslendi arkamdan Mert.

Çok da yakın arkadaşım olmayan sınıf başkanına haber verdikten ve onay aldıktan sonra koşar adım sınıftan çıktım. "Uff Mert bir beş dakika daha erken uyandırsan ölür müydün cidden..." söylene söylene tuvalete doğru gidiyordum.

12. Sınıflar olarak en üst kattaydık. Koridorun hemen sonunda bütün 12lerin ortak kullandığı bir tuvalet vardı. İçeriye girdiğimde iki kız sohbet ediyor arkadaşı hızlı olması için onu uyarıyordu. Bana bir bakış atıp süzdüler ardından konuşmayı kestiler.

Uzun olan aynanın karşısına geçtim ve beyaz beremi çıkarttım. Kendimi şöyle bir süzdüm ve gülümsedim. Beyaz bacaklarım mini eteğimin altında parlıyor, sarı saçlarım omuzlarımdan aşağıya dökülüyordu. Saçlarımı elimle düzelttikten sonra eteğin cebinden kırmızı rujumu çıkarttım.

"Gezi de yaklaşıyor çok heyecanlıyım! Hocalar sahile gideceğimizi söylediler. Denize gireceğiz!"

"Evet offf ben de çok heyecanlıyım. Hadi hadi çabuk çıkalım da Bülent hoca bizi azarlayacak."

Gezi aklımdan çıkmıştı. Ne yapıp edip Naz'la birlikte bu geziye gitmem gerekiyordu. Artık eskisine rağmen daha yakın gibi olduğumuzdan zor olmayacaktı. İkili tuvaletten çıktığında ben de son dokunuşlarımı yapıyordum. O sırada tuvalet kapısı tekrar açıldı ve içeriye beklemediğim birisi girdi.

"Vay vay sarışın güzel. Dersi mi asıyorsun yoksa?" Naz yüzünde sırıtmayla beni süzüyordu. Arkasındaki duvara yaslandı ve ellerini bağdaş kurdu.

Yutkundum, anında aynadan da gördüğüm gibi yüzüm kıpkırmızı olmuştu. "Karşılaşmayı hiç beklemiyordum." dedim sesimin heyecandan titremesine engel olmaya çalışıyordum.

"E aynı okuldayız sonuçta. Hatta aynı katta. Sınıflarımız da yan yanyana biliyorsun. Bu zamana kadar karşılaşmamamız tuhaftı." gözleri bacaklarımda takılı kalmıştı. Ardından bakışlarını gözlerime çıkarttı.

"Doğru diyorsunnn, ee sen neden geldin. Yoksa sen de mi dersi asıyorsun?" elimdeki ruju kapatıp cebime geri yerleştirdim. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.

İlk Aşk (GxG) Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin