"Ronaldo mu Messi mi?" Sıla'nın sorduğu soruyla Mert düşünür gibi elini başına koydu. "Ahhh sen de anan mı baban mı sorusu daha kolay."
"Mızmızlık yapma cevap ver. Doğruluk derken bana mı sordun?"
Okulda öğlen arası olmuştu ve üçümüz sıkıntıdan patladığımızdan doğruluk cesaretlik oynamaya karar vermiştik.
"Hmm şimdi düşünecek olursam gönlüm Messi, aklım Ronaldo diyor. Ben aklımı seçeyim en iyisi, Ronaldo diyorum"
"Sıla biraz daha zor ve heyecanlı bir şey mi sorsaydın?" Futbol konuları ilgimi çekmiyordu.
"Gayet de zor ve heyecanlıydı bir kere. Çok biliyorsan sıra sana gelince sen sorarsın daha heyecanlısını."
"İyi iyi." dedim uflayarak. Tahtanın üstüne asılmış olan saate baktım. Daha 15 dakika vardı. Hem derse girmek istemiyordum hem bir an önce gireyim de okul bitsin istiyordum.
"Pişt, 15 dakika kalmış. Dışarı çıksak diyorum? Derse girmeden önce biraz hava alırız hem." dedi Mert
"Kanka hiç götümü kaldıramam valla Banu'da çıkmak istiyorsa çıkın siz." dedi Sıla. Çoktan sıraya gömülüp uyku pozisyonuna geçmişti.
"İyi çıkalım madem. Bekle iki dakika rujumu tazeleyeyim." dedim. Cebimden çıkarttığım küçük aynam sayesinde hızlıca işimi hallettim.
"Tam bir süslü pakizesin kız var ya." dedi Mert gülerek. Kolkola girip birlikte sınıftan çıktık. Bugün moralim ayrı bir bozuktu, kaynağı da belliydi. Koridorda geçen insanlar ve sesler aşırı rahatsızlık vermeye başlamıştı.
"O ne kız kavga mııı!?" Mert'in parmağıyla gösterdiği yere baktığımda kalabalık bir grup sesli tartışıyordu. "Amannn, mısır da getireyim mi?"
"Olur kız valla iyi ki çıkmışız." sırıtarak az önceki kalabalık grubu görebileceğimiz bir yere oturdu. "Sen de gel bakayım yanıma."
"Geldim geldim."
"Bugün hiç keyfin yok bakıyorum da?" aynı zamanda gözleri kavgadaydı. Az sonra bir hocanın gelip öğrencileri ayırmasıyla Mert'in yüzü düşmüştü.
"Ya biliyorsun işte. Naz meselesini ne yapacağımı düşünüyorum, bugün okulda buluşacaktık. Dün geleceğini söylemişti ama gelmedi."
"O şu an var yaaa huhuuu kızlarla fink atıyordur dışarıda." dedi elini sallayarak.
"Lan dünyaya moralimi bozmaya mı geldin sen? Az sevindirsene beni tatlı yalanlar söylesene."
"Dost acı söyler."
Gözlerimi etrafta gezdirmeye başladım. Burada olmasa bile gözlerim Naz'ı arıyordu. Telefonumu çıkarttım ve son görülmesine baktım, üç saat öncesiydi. Bu kız üç saattir neyle meşgul diye kendimi düşünmekten alıkoyamadım.
Tam o sırada aklıma dün Naz'ın Uras hakkında söyledikleri geldi. "Mert, hoşlandığın birisi var mı?"
Mert anlamayan bakışlarla bana baktı. "Niye kendine mi alacaksın?"
"Ya uff şakayı bırak da ciddi soruyorum var mı?" Naz beni gerçekten meraklandırmıştı.
"Kanka benim işler bildiğin gibi. Bir Yunus hayvanı vardı pas vermedi vazgeçtim bende. Ondan sonrası şu an gözüme kestirdiğim birisi yok. Niye sordun?"
"Hiç öyle merak ettim. Aşk hayatın ne alemde merak edemez miyim Allah Allah" dedim kafamı iki yana sallayarak.
"Merak et deee, ne bileyim şüpheli. Neyse bak ne diyeceğim Sıla exini affetti affedecek bir şey yap konuş şu kızla kafa göz dalacağım ben."
"Neee! Şu altı kez aldatıldığı exini mi diyorsun? Ciddi misin sen bana niye bir şey söylemedi hanımefendi?" dedim sinirle
"Ya kızım senden korkuyor işte tepkinden korktu neyden olacak başka. Ama bende de bakla ıslanmıyor napayım Allah bir çene vermiş bir de güzellik vermiş ahahha. Zekayı da unutmayalım."
"Mert senin şu özgüvenin var ya gerçekten... Neyse neyse harbili şaşırdım, konuşurum ben Sıla'yla. Dinler mi orasını bilemem ama." insan defalarca ihanete uğradığı kişiyi nasıl tekrardan affedebilir aklım almıyordu. Ne kadar seversen sev insanın kendine olan saygısı sevgiden önce gelmeliydi. Sıla'yla kesinlikle bozuşacaktık bu konuda.
"Dinler dinlemez bilmem ama hallediver işte. Benden duyduğunu da aman diyim söyleme biliyorsun susmaz o." dedi kaşlarını çatarak.
"Söylemem söylemem merak etme. Olaya bak ya."
Devamında Mert okuldaki dedikoduları anlatmaya başlamıştı. Artık kafam şişmiş hissettiğimde yeter demenin zamanı gelmişti.
"Neyse hadi çok oturduk kalk gidelim." dedim ayaklanırken. Mert'in kolundan tuttuğum gibi çekiştirmeye başladım.
"Lan ne oturduk sanki neyse kırmayacağım seni bugün"
"Niye kafana taş mı düştü? Naz'dan vurup duruyorsun beni bu sıralar." gerçekten en yakın arkadaşım olmasına rağmen böyle yapması sinirlerime dokunuyordu. Ne vardı insanca destekleseydi? Çok zor değildi.
"Üzülme diye yapıyorum yavrum."
"Sağ ol böyle hiç üzülmüyorum gerçekten" dedim. Ellerimi saçlarımda gezdirirken bir anda donakaldım. Naz biraz ilerde sırtçantası üzerinde arkadaşlarıyla konuşuyordu.
"Hassiktir." dedim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Aşk (GxG) Yarı Texting
RomanceÇocukluğundan beri kimseye karşı bir şey hissetmeyen Banu, lise yıllarında hemcinsinden hoşlanmaya başlamıştır. Naz, okulun popüler ve maskulen kızıdır.