1.0

278 21 8
                                    

Ertesi gün okula gitmedim. Devamsızlığım 0dı zaten 1 günden bir şey olmazdı. Okula diye çıkıp Ankaragücü tesislerinin önüne gittim ve orada bir yere oturdum.

Hava fazla soğuktu. Isıtmak için ellerimi birbirine sürtmem bile fayda etmiyordu. Montuma iyice sarılarak Kazım'ın çıkmasını bekledim.

Korkuyordum aslında. Vereceği tepkiden, beni bırakmasından ve ondan tekrar ayrı kalmaktan.

O daha gelmemişti. Bende hem geldiğinde ona görünmemek hemde okul kıyafetiyle durmamak için yakınlarda bir awmnin tuvaletinde üstümü değiştirmeye gittim. Okula diye çıktığım için normal olarak okul formasıylaydım.

Bir awmye girip lavaboda üstümü değiştirdim. Bu soğuğa göre dar paça kot pantolon ve kısa siyah kazak üstüne siyah şişme mont idealdi. Giyinip hafifçe makyajımı yaptıktan sonra tekrar tesislerin önüne gittim. Hayallerimle ısıtmaya çalışıyordum kendimi...

...

Şampiyonluk kutlamasına benimle beraber çıkıyordu. Arka fonda Sezen Aksu-Bir Zamanlar Deli Gönlüm çalacaktı ve ben heyecandan tir tir titriyordum.

Bunu fark edip tuttuğu elimin üstünden uzunca öptüğünde bakışlarımız birleşmişti. "Korkma birtanem" Dediğinde gülümsedim.

Yan yana yürürken herkes bize hayranlıkla bakıyor, alkışlıyordu. Hayatımın en mutlu anını yaşadığımı düşünüyordum Kazım daha iyisini yapana kadar.

Ben önden yürürken o arkamda diz çökmüştü. Yanımda yokluğunu hissedip taraftarın alkışlarıyla arkamı döndüğümde ise elinde yüzükle diz çökmüş, bana aşık aşık bakan sevgilimle karşılaşmıştım. Gözlerim dolu doluydu.

"Kazımcan"

"Ceren" Dedi ve biraz duraksadı. "Çok uzadı bu iş. Karım olur musun? Karataş olur musun? Benim olur musun?"

"Bizim için evet desene!" Bu şekilde bağırıyorlardı. Zaten hayır diyemeyeceğim teklifi kabul etmem daha da kesin bir hal alıyordu.

"Ben zaten seninim" Dedim ve titreyen elimi ona uzattım. Gözleri parlarken elimi tuttu ve yüzüğü takarak elimin üstüne uzun bir öpücük bıraktı. Sonrasında ise taraftarın coşkusu, alkışları ve tezahuratı eşliğinde sımsıkı sarılmıştık.

Kokumu içine çekiyordu. Boynumun, saçlarımın... "Seni çok seviyorum" Diyordu bana. Mutluluk göz yaşları gözlerime dolmuştu.

...

Yemek yapmaya öyle dalmıştım ki Kazımcan'ın eve geldiğini bile duymamıştım. Kollarını belime sararak saçlarıma uzun bir öpücük bıraktığı sırada irkildim. "Şştt" Dedi sadece saçlarımı koklarken.

"Sen miydin Kazım?"

"Benim Ceren'im. Benden başkası sana dokunabilir mi zannediyorsun?" Gülümsedim ve ona dönerek dudaklarını öptüm. "Dokunamaz tabi. Ellerini kırarsın"

"Kırarım" Dedi net bir tonda ve belimi mutfak tezgahına dayayarak sımsıkı sarıldı bana.

"İyi ki benimsin" Dedi boğuk bir sesle.

"İyi ki seninim" Dedim mis kokusunu içime çekerken.

...

Yarım saattir Asel'i susturmaya çalışıyordum. Nedenini bilmediğim şekilde çığlık çığlığa ağlıyordu. Artık gözlerim dolmuştu. "Annecim neden böyle yapıyorsun? Karnın tok altın temiz ne derdin var?" O sırada Kazım girmişti içeri.

Ankara Bebem -Yarı Texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin