~7.

66 11 2
                                    

Jimin
Sabah kalktığımda yoonginin yanımda olmadığını fark etmiştim. Yanımdaki çekmecenin üstünde bi not vardı. "İşlerim var bebeğim sıkılırsan restoranta git" yazıyordu.Ayağa kalkıp üstümü değiştirdim ve aşağı geldim. Yoongi benim için güzel şeyler hazırlamıştı. Hemen masada oturdum ve bir iki şey ağzıma tıkıştırdım. Yemek yedikten sonra ortalığı öylece bırakıp evden çıktım. Restoranta gitsem iyi olacaktı.

Yoongi
Sabah jimin için kahvaltı hazırlayıp evden çıkıp direkt depoya namjoonun araması üzerine gelmiştim. Silahlar tamamdı. Min Yoongi olarak bir iş daha başardım.

"Jimin ile aranın düzeldiğini duydum yoongi" namjoonun sesi ile ona döndüm. "Evet" dedim. "Yoongi anneni ne zaman geri alacaksın?" sorusu ile tekrardan önüme döndüm. "Bir şeyler düşündüm. Artık bu iş beynime yattı. Annemi geri alacağım" diye cevap verdim. "Nasıl yapacaksın bunu?" diye sorması ile "Jimin sayesinde" diye cevap vermiştim.

Jimini tehlikeye attığımın farkındaydım. O adam kendisi zaten bir tehlikeydi. Ama bunu kimseye zarar gelmeden yapacağım. Ne jimine ne de anneme en ufak bir zarar bile gelmeyecekti.

"Nasıl yapacaksın bunu?" taehyung'un yanımıza gelmesi iyi oldu. "Önce restoranta gidelim detayları orada konuşuruz" dedim hepsi onayladıktan sonra depodan çıkıp restoranta geldik.

Tahmin ettiğim gibi jimin buradaydı. Beni görünce gülümsedi. Ona başımla işare etmem ile yanıma geldi. "Yoongi bir sorun yok değil mi?" endişelendirmiştim onu. "Yok bebeğim seokjini çağır konuşacaklarım var" dedim. 'tamam' dedi ve gitti.

Jimin
Yoongi bir şey yok desede yinede pek inanmamıştım. Bir şeyler vardı. Seokjin hyunga söyledim. Şimdiyse beş kişi masanın etrafında oturmuş yoonginin söyleyeceği şeyi bekliyorduk. "Yoongi söyle artık" dedim. "Bana yardım etmen gerekiyor jimin" dedi. Ama birden biremi? "Ne gerekiyorsa yaparım yoongi. Ama ne yapacağım?" diye sorduğumda ellerimi tuttu ve baş parmağı ile elimi okşadı. "Seni annemin kaldığı eve göndereceğim annemin konuşmadığını biliyorsun bu yüzden ona ben ve seokjin hakkında bahs et benim eninde sonunda geleceğimi ve onu oradan kurtaracağımı söyle tamammı?" dedi. Tabikide yapardım. Ama babası? "Yaparımda bay min?" ben sordum. "Onu merak etme dediklerimi ona ilet yeter" diye cevap verdi. "Tamam" diye yanıtladığımda gülümsedi.

"Yoongi bu jimin için tehlikeli değil mi?" seokjin hyungun sorusu ile bütün bakışlar onu buldu. "Ben her şeyi hall edeceğim" dedi yoongi. Ona güveniyordum ancak dün olanlardan sonra içimde biraz heyecan vardı. "Annemi aldıktan sonra ne olacak peki?" diye seokjin hyung yineldiğinde yoongi "İyi olması için ne gerekiyorsa yapacağım ve ne olursa olsun onu o adamdan uzak tutacağım" dedi.

Yoongi bana baktı ve "her şey iyi olacak" dedi. Yavaşça tebessüm ettim. Bu sırada seokjin hyung "Jungkook ne oldu sana?" demesi ile ben dahil herkes o tarafa baktık. Aman tanrım ne olmuştu bu çocuğa? Üstü başı kan içindeydi. Seokjin hyung ona yaklaştı. "Ne oldu sana?" diye seokjin hyung sordu. Oysa göz yaşlarını silip bir şey olmadığını belirtti. Ne demek yoktu? Onun yanına gittim ve iki elimle omuzlarından tuttum "Jungkook belliki bir sorunun var ne oldu hadi anlat bize" dediğimde "Beni dövdüler" dedi. Taehyung beni kenara çekti ve kendisi omuzlarından tutup "Kim dövdü seni? Hadi söyle. Ne oldu sana?" dedi. "Kim olduklarını bilmiyorum ama görsem tanırım. Para istediler" diye jungkook cevap verdi. Seokjin hyung bir iki küfür savurup jungkookun elinden tutup sandalyede oturttu ve pansuman yaparak yüzündeki yaraları sardı.

                   ***
Yoongi ile birlikte eve gelmiştik. Yoongi beni aşağıda beklememi söyledi ve yukarı çıktı. Tam onu çağıracaktım ki geldiğini gördüm. Elinde küçük bir şey vardı. "O ne yoongi?" diye sorduğumda "bu bir çip" diye cevap verdi. Elindeki çipi saçıma yerleştirdi. "Bununla tüm konuşmaları kayd ede biliriz" dedi. "Tamam" diye yanıt verdim. "Hadi gidelim" dedi ve birlikte evden çıktık.

Arabayı bir malikanenin iki sokak aşağısında durdurdu. "Jimin dikkat et tamammı?" dedi yoongi. Endişelenmemesini söyledim ve arabadan indim. Yavaş adımlarla malikaneye yaklaştım. İki adam önümü kessede yoonginin söylediği gibi bay minin misafiriyim dedim ve içeri geçtim. Salonda ki koltukta oturdum. Ortalıkta pek kimse yoktu. Oturduğum yerden kalktım. Evin alt ve üst katı vardı ve ben üst kata bakmaya karar verdim. Bu biraz yanlış ola bilirdi. Ama yoongi için yapmaya değerdi. Yavaş yavaş kapıları açıp içeri bakmaya başladım ama kimseyi bulamadım. Aşağı gelmeye karar vermişdim ki bir odaya bakmadığımı fark ettim. O kapıya yaklaştım ve kapı kolunu aşağı indirerek içeri geçtim. Bir kadın vardı sanırım yoonginin annesi bu hanım efendiydi. Halinden ne kadarda hasta olduğu belliydi. Kapıyı arkamdan kapattım ve bayan mine yaklaştım. Bana büyük bir umutla bakıyordu. Hasta olsa bile gözlerindeki ışığı göre biliyordum.

Yanında oturdum ve gülümsedim. "Merhaba bayan min. Ben jimin oğlunuz yoonginin eşiyim" diye kendimi tanıttım. Az çok gülümsediği belli oluyordu. Ve etrafa bakmaya çalışıyordu sanırım yoongiyi arıyordu. "Ah, şey bayan min yoongi burada değil. Ama sizi almaya gelecek o ve seokjin hyung sizi çok seviyor ve sizi çok özlüyorlar. Ben her zaman yoonginin yanındayım ve yanında olacağım. Sizi bu cehennemden kurtardıktan sonra sizede bakacağım ve iyileşmeniz için ne gerekiyorsa yapacağız" dedim tek nefeste. Gülümsemesi daha çok büyürken bende mutlu oldum. Cebimden telefonumu çıkardım ve bayan minin fotoğrafını çektim. "Şimdi gitmem gerekiyor bayan min. Lütfen iyileşmek için gayret gösterin" dedim ve odadan çıktım.

Geldiğim gibi çıkıp gittim. Yoongi beni orada bekliyordu. Arabaya bindim ve yoongiye neler söylediğimi hatta bayan minin az önce çektiğim fotoğraflarını gösterdim. Fotoğraflara baktı ve gülümsedi. "Aferin sana" dedi ve telefonumu bana geri verdi. İşe yaradığım için kendimle gurur duyuyordum resmen. Yoongi arabayı çalıştırdı ve ordan uzaklaştık. Yol boyunca beynimi kemiren bir şey vardı. Yoongi sadece beni buraya getirmiş ancak kendisi sadece beni dışarda beklemişti. Bacağımı okşayan elini okşamaya başladım. "Yoongi bir şey soracağım" dedim artık dayanamayarak. "Söyle güzelim" dediğinde, "Neden hiç bir şey yapmadın? Beni sadece dışarda bekledin" dedim. Oysa sırıttı ve önce bana sonrada yola bakmaya devam etti. "Bebeğim bu kadar saf olduğunu bilmiyordum. Gerçekten seni eve girmeye izin veren adamların bizim adamlar olduğunu anlamadın mı?" diye bana bir açıklama sunduğunda kendimi olduğumdan daha çok aptal hiss ettim. "Bay min dün gece şehir dışına çıkmış. Bu sayede bizde annemi geri getireceğiz" dedi tekrardan. Bense başımla onaylamaktan başka bir şey demedim.
                  ***
Yoongi beni restoranta bırakmış kendisi ise şirkete gideceğini belirterek gitmişti. Şu an o kadar insan vardı ki seokjin hyungun ve diğer çalışanların başını kaldıracak vakti yoktu. Bende onlara jungkookun yerinde yardım ediyordum. Seokjin hyung ona izin vermiş ve taehyung ile birlikte gitmişlerdi.

                   ***
Jungkook
Taehyung beni evime kadar getirmişti. Ona teşekkür edip arabadan indim. Kendiside indi ve bana 'merak etme yarın onların icabına bakacağım şimdi git ve dinlen jungkook' dedi. "Tamam" diye cevap vermiş ve evime doğru adımlamıştım. Kapıyı kapattığımda gittiğini gördüm. Tanrım bu adamı gördüğüm ilk günden beri içimde ona karşı bi hiss vardı. Ne zaman onu görsem karnım karıncalanıyor, kalbim sıkışıyordu. Ama sana sadece yardım eden birine karşı  böyle hissler beslememelisin değil mi? kook. Kendine gel. Off her neyse. Her işte bir hayır vardır değilmi?

Hey sen! Evet sen! Hala oylamadınmı? E ne duruyorsun? Hadi bas o tuşa hadiiiii🙏🏻

FOR YOU BABY~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin